N. HOCA MEŞHUR BERLİN ''CUMA PAZARI“NDA ALIŞVERİŞTE…
01 Temmuz 2024, Pazartesi 17:30“Küçük İstanbul'' olarak bilinen Berlin Kreuzberg'de cuma günleri renkli, çok kültürlü, müzikli, cıvıl cıvıl bir pazar kurulur. Her türlü yiyecek ve içeceklerin kokusu havada uçuşur adeta. Türkiye'deki pazar yerleri gibidir.
Hoca bir anda yanındaki arkadaşıyla kendini, çeşitli dillerdeki konuşma, bağrışma ve canlı müzik içinde bulur. Çok şaşırır ve yanındaki arkadaşına sorar:
„ Ahmet kardeşim; burası gerçekten Almanya mı? Yanlış bir yere falan gelmedik mi?''
'' Hayır Hocam. Küçük bir tur atalım, bakın daha neler var! Kumaşlar, takılar, ev eşyaları… Yok yok yani…“
…
'' Bakın burada gözleme yapıyorlar, bizim kadınlarımızdan ikisi. Berlinliler gözlemeye bayılıyorlarmış. Kolay söylenen bir isim de takmışlar: ''Gözi''.
İki kadın “gözi“ yapıyorlar. İlk kez görenler de fotoğraf çekip sipariş veriyorlar.
“ Bunları görünce adeta nutkum tutuldu, Ahmet kardeşim. Şaşkınım, ama bir o kadar da heyecen verici ve çok ilginç bir yer.“
Bir Alman müşteri bir Türk pazarcıyla çat pat Türkçe konuşuyor. Antalya'ya sürekli tatile gidenlerden birisiymiş. Tatillerde öğrenmiş. Hoca'nın hoşuna gider bu ve aklına bir fikir gelir. O da bir Alman satıcıyla Almanca konuşmak ister. Arkadaşı hiç karışmaz. Daha önce hazırlık yapmış zaten. Elindeki küçük kağıda bakarak, bir Alman satıcıya sorar:
“ Bitte, hundert Gramm Champion!“ der. Alman satıcı kese kağıdına mantarları koyup tartar. Fakat bir türlü yüz gramı tutturamaz. Ya birkaç gram hafif veya biraz ağır gelir. Bir şeyer mırıldanır. Çaresiz bir yüz ifadesiyle Hoca'ya bakar. Hoca durumu çakar ve bir şey diyemez. Gülümser ve göz ucuyla arkadaşına bakarak:
“ Ah be kardeşim, şimdi bizde, Türkiye'de olsa, satıcı şöyle cömertce , “Al bu da benden olsun, helal olsun“ der ve bir-iki tane daha fazla verirdi“ diye söylenir.
Arkadaşı hemen çevirir Almancaya. Sempatik Alman satıcı gülümser ve ellerini iki yana açarak:
“ Ne yapabilirim ki!“ der. Bakışlarla anlaşırlar ve hepsi birden gülüşürler. Hoca mırıldanır:
“ Tamaaaaam, ben şunu şimdi daha iyi anladım; bu Almanya neden dünyanın dördünü zengin ülkesi, neden bu kadar zengin bir ülke…!“
KISA FIKRALAR
Hoca'ya sorarlar:
- Evlilik ne demek Hoca?
- Evlilik: Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama, der.
***
Karısı Hoca'ya sorar:
- Hoca efendi, sen alim adamsın, kıyamet ne zaman kopacak?
- Bak Hatun, sen öldüğünde küçük kıyamet, ben öldüğümde büyük kıyamet kopacak.
***
Hoca'ya komşuları sorarlar:
- Hoca, Hoca, senin hanım çok geziyor.
- Doğru değil bu, eğer öyle olsaydı bizim eve de uğrardı…
***
Hoca bir gece karısını uyandırır ve gözlüğünü ister. Karısı çekmeceden alıp verir ve “Ne yapacaksın gözlüğü?” diye sorar. Hoca:
“ Çok güzel bir rüya görüyorum, ama tam seçemiyorum, gözlüğü takacağım” der.
Bremen, 27.06.2024
Okunma Sayısı: 305
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.