HERMOS
06 Eylül 2024, Cuma 07:50Ovada Akarçay bir pırıltı halinde/ve şayak kalpaklı nöbetçinin hayalinde/ şimdi yalnız suların yaptığı bir yolculuk var/ Akarçay belki bir akar su,/ belki bir ırmak,/ belki küçücük bir nehirdir./ Akarçay Dereboğazı'nda değirmenleri çevirip/ ve kılçıksız yılan balıklarıyla/ Yedişehitler kayasının gölgesine girip çıkar./ Ve kocaman çiçekleri eflâtun/ kırmızı/ beyaz/ ve sapları bir, bir buçuk adam boyundaki/ haşhaşların arasından akar/ Ve Afyon önünde/ Altıgözler Köprüsü'nün altından/ gündoğuya dönerek/ ve Konya tren hattına rastlayıp yolda/ Büyükçobanlar Köyü'nü solda/ ve Kızılkilise'yi sağda bırakıp/ gider/ Düşündü birdenbire kayalardaki adam/ kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri./ Kim bilir onlar ne kadar büyük,/ ne kadar uzundular?/ Birçoğunun adını bilmiyordu,/ yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlik'ten evvel/ Selimşahlar Çiftliği'nde ırgatlık ederken Manisa'da/ geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
İstiklal savaşı destanında şairin bu mükemmel anlatımı Atatürk’ü ve bağımsızlığı anlatır.
Toprakları ile
Dereleri ile
Nehirleri ile
Ekonomisi ve de siyasal duruşu ile.
Son iki aydan buraya Balkanlar- Batı Anadolu’da yaklaşık 6-7 bin km yol yaptım. Gördüğüm manzara çoğu yerde iç acıcı değildi.
Çocukluğumda ve gençliğimde “yalnız suların yolculuk yaptığı dereler”, çaylar, nehirler artık yok.
Porsuk havzasında eğilip su aldığımız kuyular yok. Porsuk üzerinde menderesler yaparak yol alan su artık hiç akmıyor, menderesler çizerek akan su aynı zamanda yeraltı sularını da beslerdi, çayın su seviyesi yükseldi mi ovadaki kuyularda o oranda suyu yükselirdi.
Sakarya bir nehirdi şu an akmıyor, kaynağından kurumak üzere,
Porsuk bir çay akmıyor,
Onları besleyen irili ufaklı dereler artık akmıyor.
Aynı şeyler Gediz için, Menderesler için de geçerli.
Gediz(Hermos) havzasında yaklaşık 1,703,000 ha(NHYP raporu) sulu tarım yapılmaktadır. Murat dağından doğup İzmir’e uzanan yolculuk 410 km dir.
Bereketli toprakları kapsar, Kasaba(Turgutlu), Salihli, Manisa, Menemen ve İzmir’i sular. Bu topraklar aynı zamanda üzümün anavatanıdır. Çevresindeki volkanik zengin topraklar ile bütünleşmiş yapısı ile Dünyanın en önemli üzüm yetiştirici bölgedir. Yani mevcut yapısı ile EKONOMİNİN bel kemiğidir. Unutmayalım ülkemizi kapitülasyonlardan kurtaran en önemli ürün kalemidir. Kuru üzüm ve İncir bizi Osmanlı borçlarından kurtardı.
Şimdi bunları neden yazıyorum;
Sanırım görsel ve işitsel basından izliyorsunuz Manisa’da otomobil yatırımı yapılacak.
Elbet otomobil yatırımı-üretimi yapılsın ama secim burası mı olmalıydı.
Bu bölgede yaklaşık 7-8 milyon insan yaşıyor, yukarıda yazdığım tarım alanları tüm bunların en güçlü su kaynağı GEDİZ(Hermos) dir.
Şu an ülkenin birçok yerinde su ihtiyacı derin kuyularından sağlanıyor, Nereye kadar?
Gezdiğim yerlerden size görsel fotoları sundum, dereler, çaylar, nehirler akmıyor. Göller kurumuş durumda hatta köylerde bulunan gürül gürül akan çeşmeler de akmıyor.
Şu an su akmayan Gediz deltasında otomobil üreteceğiz diye derin kuyuları daha da aşağı indirirsek 7-8 milyon insan susuz kalacağı gibi artık kuru ÜZÜM de yok olacaktır.
Otomobil yatırımı elbet olmalı,
İstihdam elbet yaratılmalı.
Ama bizim geçmişimize bir bakarsak Bursa’yı göreceğiz, ÜZÜM yok olmasın.
Otomobilin süresi bellidir, üzümün de.
Ülkemiz içinde bulunduğu dönemde göç, su en önemli sorunlar olarak görülüyor.
Her ikisi içinde daha sıkı önlem almamız artık gerekmez mi?
Hem yerelde, hem de genelde su sorunu çok ciddiye alınmalıdır.
Güzel Datça’mızda bu sorun üzerine düşünüyor muyuz? Politikamız var mı?
Ve Ülkemizde?
Saygılarımla.
06.09.2024
Datça// Vehbi Mutlugeldi.
Okunma Sayısı: 652
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.