Maldivler’de spagetti yemek.
24 Kasım 2024, Pazar 15:01Bodrum’un ilk yat turizmi şirketlerinden olan; Benimde,kaptan olarak on iki yıl çalıştığım .Salmakis Turizm ;teknelerinden birisini Maldivler de kuracakları dalış turizmi için ;Maldivler’e gönderiyor.
Kurulacak işe teknesi ile ortak olan kaptan;Levent Teknesi ile bizimle birlikte ,paralel yolculuk yapacak.
Yolculuk öncesi teknelerimize ,bolca şişe suyu,balık tutmak için sırtı, olta, misina , sigara, yiyecek, meşrubat, kuru kumanya , götürülecek tekneye de; Navigasyon cihazlarına ilave olarak Radar taktırdık. Otopilot teknik olarak mümkün olmadığından, bir kişi fazla gemici almıştık.
Salmakis te Kaptan olarak Bodrum’un yakından tanıdığı ;Bici Memed,Mehmet Ülger, Uğur Göktepeli,Oktay Aşık ve ben varım. diğer teknede de ;Donatan, kaptan Levent Uyguner ve ekibi.bizim teknedekilerden, sadece Uğur Göktepeli bekar. Diğerleri, arkasında eş ve çocuklarını bırakıyorlar.Diğer teknede bulunanlar hepsi bekar.Levent de; Eşinden yeni boşanmış ve medeni insanlara yakışır bir şekilde eşyalarını da paylaşmışlardı.Bunlardan sevdiği bir çalışma masası ile 2 komadini Maldivler’e götürmek üzere teknesine koymuştu.
1999 yılının Aralık ayının ilk haftasında Bodrumdan Maldivler’e gitmek için yola çıktık.Nereye gittiğimizi bilmeden yola çıkmıştık. Maldivler hakkında detaylı bilgimiz yoktu. Elimizde yeterli ve detaylı haritamız yoktu. Geride bıraktıklarımızda haberleşme imkanımız yoktu.Takoz cep telefonlarımız vardı ama; Türkiye kıyılarından sonra hep kapsam alanı dışındaydık.Kızıldenizin ortalarında karşılaştığımız Türk bayraklı bir yük gemisi ile telsiz bağlantısı kurup. Hayatta olduğumuzu, hiçbir şeye ihtiyacımızın olmadığını,sağlık, sıhhatimizin yerinde olduğunu, Bodrumda ki Salmakis turizmin telefon numarasını vererek kargo gemisinin kullanmış olduğu uydu telefonu ile bildirmelerini istedik.
Nede olsa ,şirketteki her şeyin hakkından gelebilen becerikli Yıldız hanım;Hepimizin ailesine telefonla bilgi verirdi.Öyle de oldu.
Bütün bu olanlar bir aylık bir sürece sığıyordu. Biz daha yolun yarısı sayılan Yemen in Aden limanına anca ulaşabilmiştik.
Aden Limanında;Acentamız aracılığıyla ana makinalarımıza bakım yapmak istiyoruz,bizim Türkiye’de ki anladığımız anlamda hizmet almanın mümkün olmadığını anladık. Filtre yağ ilavesi ve benzeri şeyleri yapabiliyorduk ancak; teknemiz hiç görmediği kadar büyük dalgalara,ağır denizlere, maruz kalmıştı. Ahşap olan teknemizin her tarafı oynamıştı. Buna bağlı olarakta; layn dediğimiz : ana makina, şanzıman, şaft, ve şaft yatağı aynı düzlem de değildi. Aden limanında Bunları yapabilecek bir usta bulamıyoruz. Acentamızdan bize bir kriko bulmasını istedik. Bunu da beceremedi. Teknede bulunan kalın bir halat ve sandalımızın küreklerinden faydalanarak ana makinamızı kaldırıp ayak pabuçları altına birer metal koyarak ve şaft hizasına geldığini anlamak için de kaplin faturalarının arasında iskambil kağıtları gezdirerek ayarını kendi imkanlarımızla yaptık.
Kumanya takviyesi için çırpındık ancak Yemende teneke kutular içinde satılan Türk menşeli büskiitlerden başka birşey bulamadık.
Yakıtımızı aldık. Bize hava durumunu öğrenip yola çıkmak kalmıştı. Acentamız, bir dosya kağıdına yazılmış hava raporu dediği şeyi bana uzatarak, altı dolar talep etti. Bende bunun güvenirliği nedir? . Bu hava raporunu nereden aldınız? Dediğimde mırın kırın yaptı. İstersem parayı varacağım yere vardığımda ödeyebileceğimi söyledi. Tabiiki elimdeki hava raporu güvenilir ise varacağım yere sağ Salim varabilirim.Buna itiraz ettim ve kağıdı geri verdim. O anda yanımızdaki platformda yakıt ikmali yapmakta olan Amerikan donanmasına ait USS COLE isimli güdümlü mermi taşıma kapasiteli Amerikan savaş gemisini gördüm. Ve VHF telsiz radyomuzu kullanarak COLE nin telsiz Zabiti ile kontak kurup kendimi tanıttım. Kısaca niyetimizi belirterek hava raporunu talep ettim. COLE nin telsiz Zabiti 3 günlük hava raporunu iyi dilekleri ile bildirdi ve okyanus seyrine başlamamız için en iyi zaman Olduğunu belirtti.
(Bizlere hava raporunu verip iyi dileklerini sunan Amerikan ;USS COLE desteoyer gemisi ,Aden limanda 2000 Ekim ayında terörist bir saldırıya uğramış ,geminin bordasında büyükçe bir delik açılmıştır. )
Aden limanından 2000 Ocak ayının ilk hafta sonu ayrıldık. Emniyetli seyir için Arap körfezine doğru 3 gün kıyı seyri yaparak 22 gün gece gündüz sürecek bir okyanus yolculuğuna başladık.
Okyanus seyri ;Ticaret rüzgarları ve uygun mevsim olmasından dolayı, gayet sakin geçiyor.Sırtılarımızı attık .Eğer çok büyük balik koparıp gitmezse , taze balık yiyebiliyoruz.Yanımızda seyreden Levent Kaptanın rapalasına bir balık takıldı. Balığın ne olduğunu hiç bilemedik ancak bir saat kadar uğraştıktan sonra tekneye alamıyacaklarını anlayıp misine yı kesmek zorunda kalıyorlar.Nede olsa büyük bir balığı tekneye alıp Maldivler’de satmak gibi bir niyetimiz yoktu.
Önceden planladığımız gibi yirmi iki günlük bir okyanus seyrinden sonra Maldivler’e başşehrinin olduğu Male adasına ulaştık. Maldivler’e Girişimiz yapıldı.Bu arada; muzip Uğur un yolculuk boyunca supradın kutusunda beslediği Kakalak için bir pasaport düzenlemişti. Pasaport polisine kakalağın pasaportuna da bir giriş damgası vurdurmuştuk. Adada marina olmadığı için teknemizi. Atolün içinde alargada demirde tutuyoruz. Kara’ya da botumuz ile gidip geliyoruz.
Male bir mercan adası. Denizden yüksekliği 2 -3 metre. Adaya yaklaşırken görülen yüksek palmiye ağaçları. İle kaplı, adanın bir ucundan diğer ucuna 20 dakika lık bir yürüyüşle varılabilir.halkın büyük çoğunluğu okyanusta balık tutarak yaşamını idame ediyor. Tutulan balıkları devlet alarak bir konserve fabrikasında işliyor.Balık halinde ise sırtlayıp eve götürebileceğin balık bir ila iki dolar arasında satılıyor.Devlet yerel halkın tuttuğu balığı alıp konserve fabrikasında işliyor.fazla balıklar yine denize dökülüyor.amaç yerel halka devamlı iş imkanı sunmak .Olta balıkçılığından başka;Trol, ağ balıkçılığı, yapılmadığı için balık bol ve çeşitli. Bunun nedeni de mercan kayalarının olta balıkçılığından başkasına el vermemesi.
Birlikte gittiğimiz diğer teknenin sahibi Levent kaptan Maldivler’de kurulan işin başında duracak ve yerel personele tekneyi tanıtacak. Yeni kurulan için başında müdür sıfatıyla çalışacak. Yerleşik bir hayatı olması için; Male adasında bir ev kiralıyor. Ve teknedeki özel eşyalarını da bu eve taşımak istiyor. Bizlerde bu iş için Levent kaptana yardımcı olmaya karar verdik. Nede olsa yaklaşık yedi haftadır kader birliği yapmıştık.eşyalarını dikkatlice bota yükledik ve teker teker karaya çıkardık. Ada da , bu işe uygun nakliye taşıtı olmadığı için, eşyalarını da hep birlikte , elimizle yeni tutulan eve taşıdık ve yerleştirdik. Ayrıca
Levent kaptanın kafasındaki bu büyük problem, tarafımızdan giderilmiş bundan dolayıda ;Levent kaptan mutluluğunu bizimle paylaşmak için, bizleri Restaurantta yemeğe davet ediyor. Olmaz, istemeyiz, gerek yok demelerimize aldırmıyor. Mutlaka bizi restaurantta yemek yemeğe zorluyor.Baktım ki kurtuluş yok olur dedik. Male’de restaurantlarda Balığın her türlüsü var. Balık ekmeği, kızartması, çorbası, lakerdası, balığın tatlısı dahi var. Biz hepimiz Ege’den gittik. Balığın restaurantta nasıl servis edildiğini , ortalama fiyatını biliyoruz.Üstelik yaklaşık iki aydır deniz mahsulü ile besleniyoruz. Bu defa hem Levent kaptana yük olmak istemiyoruz hemde restaurantta birşeyler yemiş olmak için yiyeceğiz. Levent kaptanda ikramını yapmış olsun diyoruz.Malede; Restaurantların önünden geçerken gözüme İtalyan restaurant takılıyor. İçeri dalıyoruz ve menüde ilk gözümüze takılan: Pizza , pasta ve değişik İtalyan menüsü var.İlk gözüme çarpan. Spagetti söylüyorum. Ben Spagetti deyince diğer arkadaşlarda Spagetti siparişi verdi. Bu defa garson Spagetti ile hangi sos istediğimizi sordu. Yine ilk ben konuştum. Bolonez dedim.charter yaptığımız için zaman zaman bizde misafirlere bu yemeği sunuyorduk. Hem pratik hem ucuz hemde karın doyurucudur diye düşünmüştüm .
Meğerse biz Maldivler’in en pahalı menüsünü seçmişik. Levent kaptan bize birşey belli etmedi ama sonradan gittiğimiz restaurantlardan fiyat listesine baktığımda; et ve et ürünlerinin deniz mahsulü yiyeceklere göre altı yedi kat daha pahalı olduğunu gözlemledim. bayır, dere,,ova,yok. Tarım ve hayvancılık sıfır. Bütün hayvansal ürünler ithal. Bundan dolayıda fiyatı yüksek.
Okunma Sayısı: 317
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.