LAÇİNNN
s
Muğla
02 Nisan, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    37.97
  • EURO
    41.16
  • ALTIN
    3822.9
  • BIST
    9.659
  • BTC
    83040.805$

İsrail’den Türkiye’ye Motoryat getiriyorum Part. IV

10 Şubat 2025, Pazartesi 17:52

Feribot Yanaşınca ,beni beklemekte olan ,Sinyor Günay dayımın arabası ile ,şehir merkezine doğru hareket ettik. Datça limanında gördüğümüz birkaç arkadaşa yeni işimden bahsederek benimle çalışabilecek bir bayan elemana ihtiyacım olduğunu belirttim.

Bir an önce köye varmak istediğimden, belediyenin yanında bulunan büyük Migros marketten alışverişimizi yaparak köyün yolunu tuttuk. Köye giderken uzun süre göremeyeceğim bu güzel doğayı, manzarayı, çam ağaçlarını,Radar yokuşundan Zeytinçik e doğru inerken denizin görünüşünü doya doya seyrettim. Bir film gibi hafızama yerleştirdim. Biz dünyanın cennet köşesinde, Datça’da  yaşıyorduk.Başkalarının tatil için geldiği bu yer, bizim yaşadığımız yerdi.Daha önce gittiğim uzun yolculuklarda; Suyu , deresi, dağı taşı, ormanı, badem kırmak için bile taşı olmayan sahralar,eksi onyedi derece soğukta güneşi olmayan ülkeler görmüştüm.Bizim ülkemiz cennetti.

Önümde beni bekleyen uzun bir yaz sezonu vardı. Ben olmadığım zamanlarda eşimin zor durumda kalmaması için; Bahçe düzenlemesi, tavuk kümesinin düzenlenmesi ve  dezenfekte edilmesi, kuyumuzdan otomatik su çeken su pompası ve deposunun otomatik ayarlarını elden geçirmeliydim. Evde itina ile baktığımız iki dostumuz olan Badem ve Çakır isimli İspanyol cocker cinsi köpeklerimiz için; marangoz bacanağıma bir kulübe sipariş ettim. Balkonuda olsun dedim.Bahçemizde bulunan çapa motoru ile eşimin domates biber patlıcan dikebileceği yerleri hazırladım.

Bu yarımadanın kuzey batısında bulunan Mersincik Çiftliği’nde yetişen eşim; bahçe ve hayvancılık konusunda oldukça deneyimliydi. Bahçe işlerini fevkalede kendi başına yapabilirdi. belenköy‘deki evimiz bin  metrekare arsa içinde doksan  metrekarelik ev doksan  metrekare de kümes hayvanlarımız için ayrılmıştı. Zaten evimizi sadece uyumak ve eşyalarımızı muhafaza etmek için kullanıyoruz. Günlük hayatın büyük bölümü, bahçede, limon ağacı dibinde,asma gölgesinde geçiyor. Diğer kısımlarda eşim; maydonoz dereotu, roka, taze soğan, sarmısak, taze bakla, taze fasülye, bamya, bezelye, domates, patlıcan, kabak, çeşitli biber,  yetiştirebiliyordu, bunların hepsini tek başımıza tüketmemiz mümkün değildi. Eriyen ve çürüyenleriyle de kümes  hayvanlarımızı da besliyorduk. Böylece organik köy yumurtası yeme şansımız da oluyordu.

Bahçe düzenlemesini yaptıktan sonra; Arabam içinde uzun bir süre kalabileceği gölgelik bir yer ayarlamalıydım. uzun süre güneş altında kalan lastik ve kapı contaları ile silgeçleri de zarar görmemelidi. Bunları da eşimin tavsiyesine uyarak ekmek fırınıımızdan uzakta; ayak altında olmayan bir yere park ederek etrafına Tentelerimizi çektik.Eşim aracı durduğu yerde İki haftada bir on beş dakika çalıştırarak torna çark edebilirdi.

Birkaç gün içerisinde köydeki evimin etrafındaki hazırlıkları bitirerek, bayan hostes arama ve vize işlemlerimiz için köyümüzden ayrıldım. 

Bu arada eşime bayan hostes arıyorum dememeye özen gösteriyorum. Gemici arıyorum diyorum.

İlk durağım Marmaris olmuştu. Gemi adamı cüzdanımın sağlık yoklamasını yenileyip, güncel hale getirmeliydim. pasaportum yeniydi ancak pasaportum da Schengen vizem yoktu. Hala geçerli olan üç yıllık İngiltere vizem vardı. Bunun Schengen vize almam için avantaj olabileceğini düşünerek. Rahat davranıyordum. Mademki vize için İzmir’e veya İstanbul’a gidip geleceğim o halde benimle çalışacak olan bayan elemanı da bulduktan sonra yapmalıydım. Belki Onun da vizesi yoktu.

Bu arada yeni patronlarımdan aldığım bir mesaj ile hesabıma On bin  Euro para çıkartıldığını öğreniyorum. Bunun açıklama kısmında da vize ve yol masrafları olarak belirtiliyordu.

Hesabımda para da vardı. Bundan sonra biraz daha rahat hareket etmeye başladım. Bu yaz sezonuna Avrupa’da çalışacak bir işi olan, banka hesabında parası olan, geride endişe edebileceği hiçbir şey bırakmamış bir kaptan olarak başlıyordum. bütün bu olumlu gelişmeler bana büyük bir mutluluk veriyordu. Özgüvenim tavan yapmıştı. Bu arada bir taraftan da Avrupalı bir denizci gibi giyinip, gözlük, saat, gibi aksesuarlarıma özen gösteriyordum. Motor yatın üzerinde amele gibi durmamalıydım. Güneş yağı alarak ilk fırsatta bir denizci gibi yanık tene sahip olmak istiyordum. Karşıdan görenler benim bu işe yeni başladığımı sanmamalıydı.
Devam edecek. 4/ŞUBAT/2025


Okunma Sayısı: 420

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.