YİRMİ ALTI AĞUSTOS'tan 30 AĞUSTOS'A
28 Ağustos 2023, Pazartesi 17:18Saat:2,30.
Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,
Ne ağaç, ne kuş sesi,
ne toprak kokusu vardır.
Gündüz güneşin, gece yıldızların altında kayalardır.
Ve şimdi gece olduğu için
Ve dünya karanlıkta daha bizim DAHA YAKIN,
daha küçük kaldığı için
ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten
evimize, aşkımıza ve kendimize dair
sesler geldiği için
kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
okşayarak gülümseyen bıyığını
seyrediyordu Kocatepe'den
dünyanın en yıldızlı karanlığını.
……………
Düşündü birdenbire kayalıklardaki adam
Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri.
Kim bilir onlar ne kadar büyük,
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adını bilmiyordu,
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlik'ten evvel
Selimşahlar çiftliğinde ırgatlık ederken Manisa'da
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında.
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar”Üç “,dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı…
Sonra.
Sonra. 30 Ağustosta düşman kuvayi külliyesi imha ve esir olundu.
Esirler arasında General Trikopis:
alaturka sopa yemiş bir temiz ve sırmaları kopuk firenk uşağı…
Yaralı bir düşman ölüsüne takıldı Nureddin Eşfak'ın ayağı.
Nureddin dedi ki:”Teselyalı Çoban Mihail.”
Nureddin dedi ki: “Seni biz değil, buraya gönderenler
öldürdü seni……..”
Nazım Hikmet Ran (Kuvayi Milliye Destanı)
Bu yazının devamında 31 Ağustos'tan 9 Eylül'e kadar olan bölümü de yazacağım
Okunma Sayısı: 469
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.