TÜRK KADINININ SOSYAL VE SİYASİ MÜCADELESİ(6)
29 Aralık 2024, Pazar 10:11
(Ağır Ağır Kadına Seçme Seçilme Hakkına Doğru)
1929 -1930 yılları arasıydı. Artık Mustafa kemal doğrudan işin içine giriyordu. Afet İnan’la konuşmalarında, durumun tam olgunlaşmadığını, bunu alıştıra alıştıra yapmaları gerektiğini anlatıyordu. Öyle ya, Mustafa Kemal küçük bir emirle bunu sağlayabilirdi. Ama O, demokrasi kuralları içinde bunu başarmak istiyordu.
Bir akşam devlet insanlarını, Hukuk Okulu hocalarını , konunun uzmanı denilebilecek kişileri Çankaya’ya çağırdı. Konunun yanında ve karşısında olanları birer birer süzdü. Mustafa Kemal daha çok tartışmaları dinliyor, notlar alıyordu. Konuyla ilgili bir uzmanlar kurulu oluşturuldu.
*Böylece, 3 Nisan 1930’da Belediye yasasıyla kadınlara oy kullanma ve seçilme hakkı tanınmış oluyordu.
Bizzat Mustafa Kemal tarafından görevlendirilen Afet İnan’ da başka ülkelerdeki durumu araştırıyordu. Aldığı notları Mustafa Kemal’e iletiyordu.
Herkesin okuması için bir de makale yazdı.
3 Nisan 1931’de Ankara Türk Ocağı’nda “Kadınlar için genel oy” başlıklı bir konferans verdi.
Konferansı izleyenler arasında, Mustafa Kemal, bakanlar, yabancı ülke temsilcileri de bulunuyordu.
Birinci bölümde, “demokratik rejimde değişik hükümet biçimlerinden söz etti
İkinci bölümde kadının Türkiye’de ve Avrupa’daki durumunu anlattı.
Sonuç olarak da, kadınların siyasal yaşama tam olarak katılmaları gerektiğini, buna hakları olduğunu ortaya koydu.
Afet İnan’ın en can alıcı ifadeleri şunlardı;
“…Gerçekte oy sandığında en bilgisiz bir erkek seçmenin oyu, en yüksek sorumluluk katlarındaki devlet adamınınki ile aynı değere sahipti, nasıl olur da kadın bu eşitliğin dışında bırakılabilirdi?”
Afet İnan anılarında Atatürk’le ilgili bir anısını anlatıyor:
“…4 Haziran 1933 ‘te Gazi, Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Saffet Arıkan, Recep Peker, Necip Ali Küçüka, Fethi Okyar, Tevfik Rüştü Aras, Şükrü Kaya…vb. gibi. Devletin ileri gelenleriyle bir toplantı yapmıştı. Toplantıda asıl konu Türkiye’de gerçek bir demokrasinin yerleşmesiydi. Tabii ki Kadına Seçme ve Seçilme hakkının verilmesi bunun birinci şartıydı. Orada bulunanların hiçbiri kadın-erkek eşitliğine karşı değildi. Atatürk bunun üzerine şunları söyledi:
-Cumhuriyet rejimi, demokratik hükümet sistemi ve biçimi demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, cumhuriyet onuncu yılına ulaştı, zamanı gelince demokrasinin tüm isterlerini yerine getirmeye çalışmalıyız.
Bunlardan biri de kadınların haklarını tanımaktır.
Böylece Türk kadını, köy kurulları seçiminde oy ve seçilme haklarına kavuşmuş oluyordu. (DEVAM EDECEK)
Okunma Sayısı: 176
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.