SAKALLI CELAL (V)
19 Kasım 2021, Cuma 11:55Bir dönem Gülcemal vapurunda,makinistlik yapmıştı. Kıt kanaat geçinirdi, hatta kendisinin gülerek anlattığı gibi, birisi kendisini saçlı sakallı görünce sadaka bile vermişti!
Gemide giderken, Kazım Karabekir'in gemide olduğunu duymuş, kendisiyle eğitim üzerine konuşmak istediğini iletmişti. Karabekir'le eğitim üzerine bir konuşma da yapmıştı. Kendisi bunu şöyle anlatıyordu:
-Ben, Paşa'ya çocuğun okula başladığı andan itibaren kaydının tutulmasını ve belirlenen yeteneğine göre mesleğe yönlendirilmesini önerdim. Paşa, bu fikrimi kabul etmeyerek sınıf birincilerinin doktor, mühendis kurmay vs olmaları gerektiğini savundu. Kafam kızıp"Sınıf birincileri neye yarar? Diye Paşa'nın sözünü kesince beni yanından kovdu…
ARADIĞINIZ AHA BUNUN İÇİNDE! ACIP BAKABİLİRSENİZ, AÇIN BAKIN!
Aydın'da çalışırken, kendisinin komünist olduğunu ihbar etmişler. Komiser de kuşanarak Celal'in evine gitmiş:
-Evinde arama yapacağız. Düş önümüze! Bizi evine götür, dedi.
Gittiler. Her tarafı didik didik aradı polisler. Bir köşede sessizce olup biteni izleyen Celal sonunda dayanamayıp:
-Allah aşkına komiserim siz evimde ne arıyorsunuz? Diye sordu.
-Fakir işçilere yardım ediyormuşsun!...
-Eeee?
-Yani komünistmişsin! Biz de bunun"belgelerini arıyoruz!
-Fakirlere, çaresizlere yardım etmek ne zamandan beri komünistlik oldu komiserim? Hem, siz benim komünistliğimin belgelerini aradığınızı söyleseydiniz, ben sizleri yormadan"yerini" gösterirdim.
Keyiflendi komiser.
-O halde göster!
Celal, ciddi bir tavırla sağ elinin kocaman işaret parmağını yavaş yavaş yukarı kaldırdı. Gür saçlı başının ağaran sağ şakağına dayayarak:
-İşte burada, dedi.
Önce pek anlayamadı komiser bey. Celal acı acı gülerek devam etti:
-Belge melge yok polis efendi. Varsa da buradadır. Gücünüz yetiyorsa açıp alırsınız. Yoksa haydi size güle güle…
Olay Aydın'da günlerce konuşuldu. İleri gelenler, özellikle kooperatif yetkilileri, emniyet müdürüne, valiye çıkarak, bu komiserin buradan alınmasını istediler. Komiser Aydın'dan alındı!
Durumu öğrenen Celal çok üzüldü!
-Yapmayacaktınız bunu. Adamın ne suçu var? Aklı bu kadarına eriyor.
HAK ETMEDİĞİM PARAYI ALMAM;
Celal, bir parmağını makineye kaptırmış, rahatsızlanmış, evinden çıkamaz olmuş günlerce. Ancak, işyeri yetkilileri, her gereksinimini karşılayarak, ücretli izinli sayıp, her ay maaşını zarf içinde düzenli olarak gönderirler. Ancak, o bunları:
-Hak etmediğim parayı almam,diyerek geri çevirir
Fabrikanın müdürü bizzat evine gelir, şöyle der:
-Bak Celal Bey. Elbet iyileşeceksin ama ellerini bundan sonra istediğin gibi kullanamasan da önemi yok. Sen zaten bütün makineleri kullanacak düzeyde adamlar yetiştirdin. Onlara nezaret etmen yeterli. Zaten bize senin ellerinden daha çok kafanın içindekiler gerekli. Seni çok seviyoruz ve istediğin sürece bizimle kalmanı istiyoruz.
OĞLUM SÜNGÜYLE SUCUK KIZARTILIYOR ARTIK!
O yıllarda, şimdi olduğu gibi, Yunan'dan ,Yunan'ın düşmanlığından söz etmeyen yoktu. Yine böyle bir tartışmada bir anti-Yunancı. "Yunanlıları şöyle asmalı, böyle kesmeliyiz…diye başlayınca, Celal adama sorar:
-Bütün bunları ne ile yapacaksınız?
-Süngümüz var ya!...
Celal çok kızar ve bu adama şunları söyler:
-Bak oğlum, o senin süngü dediğin silahla Mehmetçik, çatışmaya ara verildiğinde ocak yakıp üzerinde sucuk kızartır! Süngüyle düşman haklama devri çoktan geçmişte kaldı. Şimdi, çok daha gelişmiş silahlarla,çok daha akıllıca savaşma yöntemleri var.(DEVAM EDECEK)
Okunma Sayısı: 2415
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.