NEREYE KOŞUYORUZ
25 Temmuz 2024, Perşembe 17:12
Ülkemin yarınları ile ilçemin yarınları, elbette birbirine benzer. Coğrafi olarak üç yönden denizlerle çevrili, yanımız Datçamızı biraz zorlarsanız, ki tarihte MÖ 470 yıllarında ,bir adaya dönüştürülme çabası olmuşsa da, sonradan vazgeçilmiş. (Perslerin Anadolu'yu işgali)
Neyse bu konuyu geçelim ve tarihte olduğu yerde kalsın.
Bu akşam (21.?Temmuz.2024) doğum yerim eski Datça mahallemizi ziyaretimde gördüğüm kalabalık, bana eski bir Yunan Büyükelçisinin sözünü hatırlattı. Doğum yeri olan Midilli Adasını (ki onun doğum yeri imiş) ziyaret eden Türklerin yoğunluğunu görünce, ada batacak dediğinde hep beraber gülmüştük. Bugünlerde bilhassa eski Datça mahallemizdeki bu yoğun ilgi pek çok sorununu yanında getiriyor. Trafik ve park yeri sıkıntısı hat safhada. Papaz Bahçesi parka dönüştürülmesi iyi de, önümüzdeki günlerde pek yeterli olmayacak gibi.?Yaşanılan bir açık hava müzesi gibi, işletmelerin sunumları imrenilecek gibi. Datça'nın bir açık hava Müzesi gibi diğer mahalleleri göre epey önde gidiyor.
Bu gidişle ilçemize müze aratmayacak gibi.!!!!!
Akşam üstü ziyaret ettiğim Karaköy/Körmer'deki marina ise, mimari ucubelik yanında, giriş/çıkış gerişteki çevre kirliliği içler acısı. Buna ilave olarak sahile gelenlerin bıraktıkları atıklar, işin cabası. Marina işletmeciliğinin birazcık hassasiyeti ve özverisi beklenmez mi.? Deniz taşıtlarının bakım/onarım atıklarının kirlettiği çevre, pek hoş değil.
Çin seddi gibi, körmen sahiline saplanmış hançer gibi beton set, bu kararı veren ve uygulayanların başarı madalyaları olmalı. Burası yalnızca yatçılığın tekelinde kurtarılmış bölge olmamalıydı. Doğa estetiği gibi bir kavramdan nasip alınmayınca, sonuç böyle oluyor.
Kamu hizmetlerinin koordine edildiği bir başvuru masasının olmaması bir eksiklik değil mi. ?
Defalarca ilgililerin görmesini arzu ettiğim Hastane kavşağındaki set gereksinimi, doğa tarafından bir heyelanla hatırlatıldığı zaman hatırlanır umarım.
Son hayatta kalabilen merkez mahallemizdeki SARNIÇ ile Kargı'da o küçük ŞAPEL doğaya ne kadar daha direnir acaba.?
İşletmelerin yüksek volümlü yabancı müzik yayınları ise, keyfe kalmış gibi. Sahildeki yaya yürüyüş yolları İŞLETMELERE TAHSİSLİ.
Benden söylemesi, yetkililerden birinden kulağıma gelen bir dedikoduya göre, BETÇE ye basılan su kuyusundan iyi haberler gelmiyor. Kuraklık ve sıcak hava böyle sürerse, vaaaay halimize.
Diğer bir konu ise, işletmelerimize yabancı isim verme özentisi. Bilhassa birde buna bilhassa ÖZBEL semtimizde ki sokak isimleri.? Sahi bu kişiler Datça Mızın adını duydular mı acaba. Bir Ankara/İstanbul /İzmir sokağı/caddesi varmıdır DATÇA'DA.
Beton dikinti furyamız hakkındaki düşüncelerimi ayrıca sizlerle paylaşmak isterim. Sağlıcakla…
Okunma Sayısı: 186
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.