MANDA VE HİMAYE KABUL EDİLEMEZ…YA İSTİKLAL YA ÖLÜM…(33)
03 Nisan 2023, Pazartesi 15:54Damat Ferit ve Vahdettin İngiliz mandacısıydı…Yani İngiliz uşağıydılar…
Ama bu kadar değildi tabii ki, bir de Amerikan mandasını isteyenler vardı. Sonradan Kurtuluş Savaşına katılsalar da, önceleri Amerikan mandasından yanaydılar. Sivas'ta Mustafa kemal'i zor durumda bırakan da bunlardı.
Bir kısmı Kurtuluş Savaşında çok yararlı işler de yapmışlardır. Haklarını teslim edelim. Gelin bunları bir anımsayalım:
Ahmet Emin Yalman, Halide Edip Adıvar, Adnan Adıvar, Kara Vasıf, Bekir Sami Kunduh, İsmail Fazıl Cebesoy…En ünlüleriyde.
Kara Vasıf, 10 Ağustos 1919 tarihli mektubunda şöyle diyordu:
"…nüfusumuz az, halkımız fakir, sanayimiz kıt…Amerika bizi Avrupa boyunduruğundan, iç ayrıcalıklar ve keşmekeşlerden kurtaracak, memlekete para serpecek, iş çıkaracak, bizi çağdaşlaştıracak tek hükümettir…
Ne güzel değil mi? Bu toz pembe bakış Sivas Kongresi'nde de yankı buldu.
4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında mütevazı bir lise salonunda yapılan kongrede Mustafa kemal kürsüden,Yunan'ın yaptığı zulmü anlattı. İstanbul hükümetinin ulusun sesini boğmak istediğini hatırlattı.
Mandacılığa karşı duruşunu hep söylüyordu. Mandacılar şu anki kazandıkları mevzileri ele geçirirlerse, ülkenin kurtuluşu bitmiştir. Bugün bile tazeliğini koruyacak şu sözleri söyler:
-Amerika'da petrol kralları rastgele bir adamı devlet başkanı yapabilirler. Amerika'nın boyunduruğu dolarlardan yapılmaktadır….
İşte bu yüzden bu manda maskaralığına son vermenin zamanının geldiğine inanıyordu.
Kendisine 10 Ağustos 1919 tarihinde yazılmış bir mektup vardı. Mandacığa destek vermesi için. Çok kızmıştı. Bu öfkeyle, Kongre başkanı olarak salona girdi.
Mandacılar kıpır kıpırdı. Nasıl olmasınlar, ona mektup yazan Amerikalı Browne arkalarındaydı.
Mustafa Kemal Browne'u yerden yere vurmaya başladı. O, aslında Brown'u değil, mandacıları yerden yere vuruyordu.
-Kongremiz vatanın tek bir bütün, ulusun tek bir vücut olduğunu gösterecektir. Sözü , vatanın kurtuluşu için hep birlikte mücadeleden geçtiğini anlatıyordu. Buna inanmayanlar ise sadece mandacılardı. Nasıl mı?
İsmail Fazıl Paşa, 7 Eylül Pazar saat 14.30 daki oturumda hazırladığı önergeyi sundu. Şöyle diyordu:
-Bir yabancı devletin ve özellikle Amerika'nın mandasının kabulünü önerdi.
Önergenin altında, kongreye katılan 38 delegenin 25'inin imzası vardı. Böylece manda konusu kongrenin gündemine girdi. Önerge komisyona gönderildi. 8 Eylül'deki dördüncü oturumda ABD mandası görüşüldü. İsmail Fazıl Paşa, Kara Vasıf, İsmail Hami Danişmend, Refet Bele, Bekir Sami Kunduh gibi pek çok isim mandayı savundu.
Refet Bele;
-Manda ile bağımsızlık birbirine engel şeyler değildir"veciz sözü de ona aittir. Devamında şöyle diyordu:
-Biz içte ve dışta tam bağımsızlık isteriz. Fakat acaba kendi başımıza yapabilecek miyiz?
Yeri gelmişken yazalım; o gün Raif Efendi ya da Nuri bey gibi manda düşüncesine karşı çıkanlar da oldu.
Aynı gün(başından itibaren kongreyi izleyen) Amerikalı gazeteci Edgar Browne ile görüşen Mustafa Kemal Paşa ise manda yerine yardım sözcüğünü kullanmayı yeğledi.
Velhasılı uzun tartışmalar sonucunda manda ve himaye kabul edilmedi.
ABD'den manda değil, yardım edilmesi metni hazırlandı. Ve Rauf Orbay bu metni Kongrede okudu. Bu metni buraya almıyorum. Ancak, metnin Türkçe ve İngilizcesi Stanford Üniversitesi Kitaplığında ,Genel Kurmay Başkanlığı ATASE arşivinde bulunmaktadır.
Özet olarak, İstanbul'dan gelenler mandayı savunuyordu. Zaten Mustafa kemal, Nutuk'un başında İstanbul'un durumunu çok çarpıcı biçimde anlatıyordu.
Ancak, Anadolu'dan gelen delegelerin hemen hemen tamamı mandaya karşıydı…
Okunma Sayısı: 347
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.