LOZAN'IN ÖTEKİ YÜZÜ…. BİRİNCİ LOZAN GÖRÜŞMELERİ(3)
31 Temmuz 2023, Pazartesi 15:21Emperyalistler bir oldu bitti peşindeydi. Ama orada küçücük dev adam vardı; İsmet paşa…
Bir an önce Londra'ya dönmek istiyordu. Ama nasıl?
Azınlıklar sorunu konuşuluyordu. L.Curzon'un yumruğu masayı güm güm öttürdü. Neredeyse masa kırılacaktı!
-O halde Lozan'ı pek yakında, belki yarın bırakıp gidebiliriz.
Bu sözler İsmet paşa'yaydı. Oda ondan daha sert çıkınca, L.Curzon yelkenleri suya indirdi.
Boğazlar sorunu konuşulurken, emperyalistlerin "Kontrol" sözcüğü İsmet Paşa'yı çok kızdırmıştı. Bu sözcüğü işitmek istemiyordu.
Müttefikler adına İtalyan Barere odasında İsmet Paşa'yı ziyarete geldi. Bir öneriyle. İsmet Paşa kontrol duyar duymaz bunu tekmeledi. Barere:
-O halde uzlaşmak zordur, dedi.
-Zor mu diyorsunuz? İmkansızdır. İmkansız sözcüğünü kullanırsanız, hemen bu akşam Lozan'dan ayrılırım. Çantalarımız hazırdır. Ankara'ya sormak da gerekmez.
Tüm delegasyonlar Noel için gideceklerdi. Noel geldi geçti. Ama sonuç yoktu.
İsmet Paşa, tüm dünyaya şöyle sesleniyordu:
-Biz burada Türk ulusal egemenliği için gelmiş bulunuyoruz. Buna niye karşısınız? Biz burada bağımsızlığın ne olduğunu bilen, adil bir barış yapmak için bulunuyoruz. Siz de bize bunun sözünü verdiğiniz için buradayız. Eğer egemenliğimize ve yaşama hakkımıza saygı duyulursa çözüm kolaydır. Gördüğünüz gibi barışın anahtarı sizin elinizdedir.
Emperyal güçler bir tez ortaya atınca, İsmet Paşa'da Musul'u istedi. Delirdiler….
Artık konferans bitmek üzeredir. İsmet Paşa o sırada gazetecilere şunları söyleyecektir:
-Hangisini söyleyeyim? En önemli beş sorun var ki bunların hiçbirinde fedakarlık yapmak bizim için elde değildir. Herhalde böyle bir barışı imza edecek ben değilim.
*Musul sorunu
*Adli kapitülasyonlar sorunu,
*Zararlar ve tazminat sorunu
*Yunanistan'dan istediğimiz onarım bedeli,
*Karaağaç sorunu.
Bize hala eşit devlet işlemi yapmaya razı olamıyorlar. Bunun için mi dört yıl kan döktük?
Curzon'un Lozan'dan ayrılacağı söylenince, o da şöyle dedi:
-L.Curzon buradan giderse, ben de aynı gün Lozan'ı terk ederim. Evet aynı gün.
-Onlar burada teması korumak üzere bir memur bırakacaklarmış
-Ben de bir memur bırakırım.
-Size bir proje verecekler. Bunun yanıtını vermek gerek. Olumlu ya da olumsuz, cevap vermeniz için burada kalmanız gerekmez mi?
-Gittiğim yerden cevabını veririm(Gülerek) Ankara'dan cevabi bir telgraf çekerim.
Emperyalistler, anlaşma taslağını 30 Ocak'ta İsmet paşa'ya verdiler. Yüz elli sayfa, yüz altmış madde, dokuz projeden oluşuyordu. Eğer İsmet paşa'ca bu imzalansaydı, Türkiye'nin tüm egemenlik haklarıyla birlikte bağımsızlığı da masal olacaktı. Bu projeyi ancak Sevr'i imzalayan şair Rıza Tevfik imzalayabilirdi. Şimdi o bile imzalamazdı ya!
31 Ocak günü L.Curzon İsmet paşa'yı suçlayan bir konuşma yaptı.
İsmet Paşa Lozan Oteline döndüğünde karşısında bir gazeteci ordusu vardı.
-Ne oldu Paşam?
-Ne olacak, hiç! Tutsaklık altına girmeyi kabul etmedik. Bütün fedakarlıkları yaptım, her şeyi kabul ettim; ne var ki ülkemin iktisadi tutsaklığını iteledim.
SONUÇ OLARAK:
Emperyalistler, savaş alanlarında kaybettiklerini masada kazanmak istediler. Bu Türkleri nasıl olsa kafesleriz mantığı içindeydiler. Zaten Mondros'u da öyle imzalatmışlardı. Ama karşılarında yıkılmaz bir kale, cüssesi küçük, dev bir adam(!) duruyordu. İsmet Paşa. İsmet Paşa şunu görmüştü Lozan'da; tüm dünya halkları Türklerin yanındaydı. Bu da onu masaya 1-0 galip oturtuyordu. Zaten sevgiden dolayı sokaklarda adım atamaz olmuştu Türk heyeti. Bir de İsmet Paşa'nın en iyi bildiği işti diplomasi…Birkaç dil bilmesi de avantajıydı. Tüm konuşmalarını Fransızca yapmıştı…Hiç taviz vermeden, Türkiye'ye dönüyordu. Bir not daha, Lozan'da bunlar olurken, Türkiye'de, TBMM'de kıyametler kopuyordu, İsmet Paşa aleyhinde. Mustafa Kemal: "İsmet Paşa tam yetkilidir…."
Koskocaman bir Lozan hikayesi anlatmak ,bu kadar kısacık yerde mümkün değil. Ama ben başka tarafından baktım. Tarihini zaten tarihçiler anlatıyor. Anlatacak. Ben aradaki boşlukları yazdım..
İsmet Paşa Lozan'dan tam on hafta sonra dönerken, TBMM deki gerici ve yobaz takımı:
-İsmet bizi savaşa sokacak, diye yaygara kopardı.
Bu zevat ikinci Lozan sonunda da ;
-Gerekirse savaşırdık, erkekliğimizi öldürdü! Diyecekti,
Okunma Sayısı: 312
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.