LAÇİNNN
s
Muğla
20 Kasım, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

KURTULUŞ'TAN KURULUŞA ALTIN KURŞUNLAR…(18)

13 Ocak 2023, Cuma 13:14

(Osman Nevres, nam-ı diğer HASAN TAHSİN)
    Sokaklarda küçük gruplar halindeki gençler, şöyle bağırıyordu:
    -Vatanını seven Yahudi Mezarlığına, maşatlığa gelsin!
    Üzerindeki tabelada "Hukuki Beşer" (İnsan hakları) Gazetesi  yazan bir binadan soluk soluğa, uzun boylu, karayağız, yakışıklı, otuz yaşlarında bir adam fırladı.
    Önünden geçen heyecanlı bir genci kolundan yakalayarak, bir kucak dolusu Hukuki Beşer gazetesi verdi.
    -Al şunları, önüne gelene ver…
    
    Osman Nevres, 1304'de Selanik'te doğmuştu. Babası Hasan Tahsin Recep'ti. Liseyi bitirip, İstanbul'a babasının yanına gelmişti. 
    Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki örgütüne girmişti. Talat Paşa'nın sivil muhafızı "Şefko" aracılığıyla sivil muhafız olmuştu. Ağabeyinin verdiği parayla Fransa'ya(Paris) gidip üniversite okudu. İstanbul'a döndüğünde Balkanlar kaynıyordu. Amansız Türk düşmanı, iki İngiliz Baxton Kardeşler Balkanlar'da propaganda gezisine çıkmışlardı.
    Osman Nevres, bu karıştırıcıları yola getirmek için Talat Paşa ile İsmail Canbolat'a başvurdu. Suikast Sofya'da yapılacaktı. O sıralar Sofya'da ataşemiliter olan Mustafa Kemal bunu doğru bulmadı. Yapacaksa bunu  Romanya'da yapmasını istedi. O. Nevres Türkiye'ye gelip, buradan Romanya'ya geçti. Bükreş'te Baxton kardeşlerle görüşmek istedi. Onlar şu haberi gönderdiler:
    -Bizim barbar Türklerle konuşacak hiçbir şeyimiz yok, dediler. O. Nevres barışçıl bir yol kalmayınca, ikisini de çok ağır yaraladı. İsterse öldürebilirdi de! Romen mahkemeleri tarafından on yıl hapse mahkum edildi. Birinci Dünya Savaşında, Türk Ordusu Bükreş'e girince, hapisten kurtuldu. Hemen Türkiye'ye döndü. Hapishanenin ağır koşullarında verem hastalığına yakalandı. Talat Paşa'nın yardımıyla ,tedavi için İsviçre'ye gönderildi. Tedaviye giderken babasının nüfus kağıdıyla pasaport almak zorunda kaldı. Hem pasaportta, hem de üzerindeki nüfus Cüzdanı Hasan Tahsin Recep'ti.
    Tedavi olup dönmüştü…Dönmesine dönmüştü de ülke zor günler geçiriyordu.
    Yunanlılar İzmir'i işgal etmişlerdi. 
    Hukuki Beşer gazetesinden çıkarken, tüm hazırlıkları tamamdı, beline tabancasını alarak çıktı.
    Gülümseyerek şöyle dedi kendi kendine;
    -Ne yazık! Dedi. Russo'nun, Volter'in, Diderot'un insan hakları öğretisini,şu belimdeki bomba ve silahtan başka savunamamak!...
    Kordon Boyu'nda yürümeye başladı. Rum kızları, delikanlıları sevinçten gülüyor, oynuyorlardı.
    Osman Nevres, Yunan işgalinin ya 14 Mayıs, ya da 15 Mayıs'ta olacağını duymuştu.
    İşin garibi, garibi mi, vatan hainliği mi…İzmir valisi Kambur İzzet ile 17. Kolordu Kumandanı Ali Nadir Paşa  İstanbul hükümetinin ihanetini destekliyorlardı. 
    Bu iki hain;
    -Hiçbir olay çıkmayacaktır! Diyerek işgalcilere ve hainlere güven vermişlerdi.
    Maşatlık'ta yapılacak miting için Osman Nevres kalpağını takarak hazırlığını yapmıştı. 
    -Gelsinler…Gelecekleri varsa, görecekleri de var…
    Genç gazeteci, birden bire bir kalabalık ve sesler duymaya başladı.
    -Geliyorlar!...Geliyorlar…
    Osman Nevres belini yokladı. Artık , o altın kurşunu nerede atacağını hesap etmeye başlamıştı. Kramer Oteli önünde, Kordon Boyu'nda!...
    Efzun Taburu öncüse, üstü otel , altı kahve olan ve adına da "Askeri Otel "denilen yapının önünden geçiyorlardı. 
    Kurşunu tam alnından yiyen dağ gibi bayraktar, elindeki Yunan bayrağıyla boylu boyunca yere serildi.
    Yunan mezalimi başlamıştı. 
    Burada küçük bir anımsatma yapmalıyım. Yunanlılar İzmir7e girince kimi işbirlikçiler, halka dönüp" yunanlılar bizim çıkarımız için geldiler. Onlardan bir kötülük gelmez…" diyorlardı. O. Nevres bunun yalan olduğunu anlatmak için kendini ortaya atmıştı.
    Kurşun ata ata gidiyordu.
    Bombaları da atarak bitirdi. Bu sırada kendisini bir evin penceresinden, kaygılı bakışlarla, gözlerindeki yaşlarla yaşlı bir kadın seyrediyordu.
    -Nine, gördün ya, yarın ahrette şahidim sen ol. Kurşunum tükendi. Onun için geri gidiyorum.
    Tam bu sırada yediği bir kurşunla yere serildi. O'nun öldüğüne inanmayan Efzun alayı  üzerine onlarca kurşun sıktılar…
    Osman Nevres, ilk altın kurşununu Yunanlılara atarken, bunun koparacağı fırtınayı biliyordu. 
    Osman Nevres'in üzerinden "Hasan Tahsin Recep"kimliği çıkıyordu. 
 


Okunma Sayısı: 202

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.