KURTULUŞTAN KURULUŞA (8)
23 Eylül 2022, Cuma 11:38-Bu subayın kim olduğunu biliyor musun?
-Ne bileyim. Elin düşmanı, babamın oğlu değil ya, dedi Ahmet Çavuş.
Tabur kumandanı Fuat Bey, gözlerini fal taşı gibi açarak, Ahmet Çavuş'a:
-Trikopis! Trikopis! Yunan başkumandanı!…
Trikopis'in kim olduğunu bilmeden, tutsak eden Ahmet Çavuş'a İstiklal Madalyası verdiler. Tutsakları da Uşak'a götürdüler.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının olduğu odaya girmeden, Onları batı cephesi kumandanlığı kurmay başkanı Albay Asım Bey şu sözlerle karşıladı:
-Sizleri düzgün ve modern bir ordunun subayları olarak mı, yoksa kanlı bir çetenin adamları olarak mı karşılayayım, bilemiyorum.
İçeriden tutsakların getirildiğini anlayan Mustafa Kemal:
-Getirdiler mi? Diye sordu.
Yunanlı subayların elbiseleri yeni ve tertemizdi. Trikopis'in göğsü madalyalarla doluydu. Karşılarında oturanlar ise sıradan erler gibiydi. Süklüm püklüm içeri girdiler. Yunan generalleri içeri girer girmez, onlara askerce hazır ola geçip selam verdiler!
Mustafa Kemal ayağa kalktı, ellerini teker teker sıktı. Onlara birer sigara ikram etti. İsmet Bey ve Fevzi paşa yerlerinden kımıldamadı. Devamında Mustafa kemal:
-Bundan birkaç ay önce başkumandanınız Hacı Anesti cepheyi denetleyerek İzmir'e döndükten sonra gazetecilere verdiği bildiride:"Mustafa kemal mi? Fakat ben bu adda bir kumandanı tanımıyorum. Cephede hiçbir yerde rastlayamıyorum" demişti. Şimdi bir haftadır savaş meydanındayım, başkumandanınızı göremedim, nerededir? Diye sorduktan sonra Trikopis'i son kerte şaşırtan bir haber de verdi:
-Atina sizi Hacı Anesti'nin yerine Yunan Ordusu başkumandanı atadı, fakat haberleşmeniz kesildiğinden, atama buyruğu bizim elimize geçti. Buyruğu ona göstererek başkumandanlığını bildirdi.
Trikopis, şaşkınlıkla Mustafa kemal'e bakıyordu. Mustafa kemal'in ikram ettiği sigaradan bir nefes bile alamamıştı. Elinde yanıp duruyordu. Karşısında kendinden epey genç bir adam vardı. Hayranlıkla dinliyordu. Şunu diyebildi:
-Ben, sizin bu kerte genç olduğunuzu bilmiyordum. General, diyebildi.
Mustafa Kemal, masaya serilmiş olan haritanın başında Yunan Generallerini de çağırarak:
-Bu nasıl sevk ve idaredir? Sizin için girişilecek birçok davranışlar vardı, neden hiçbirine başvurmadınız? Diye sordu.
Trikopis:
-Bu sonucu hiçbir zaman tahmin etmiyorduk…dedi.
Trikopis, her yenilen insan gibi, yenilgiyi, Anesti'ye, Venizelistlere, komünistlere yüklemeye çalıştı.
Hatta öyle ileri gitti ki, yanında tutsak olarak bulunan, kolordu kumandanı Diyenis'i bile suçladı. Bunun üzerine aralarında epey sert, bir tartışma yaşandı.
Mustafa kemal, görüşmenin bittiğini anlatmak için ayağa kalktı:
-Sizin için bir şey yapabilir miyim diye sordu.
-İstanbul'daki karımın, durumumdan haberdar edilmesini dilerim.
Mustafa Kemal, bunun yapılacağını söyleyerek, Trikopis'in elini uzunca bir süre sıktı:
-Savaş bir talih oyunudur, General. Kimi zaman en büyük kumandanlar da yenilir. Nitekim, dünyanın en büyük askerlerinden biri olan Napoleon da yenilmiş ve tutsak olmuştur. Üzülmeyiniz.
Trikopis ellerini sallayarak, ağlamaklı bir sesle:
-Ah, General, dedi, en son yapmam gereken şeyi yapamadım.
Bununla, kendini öldürmek yürekliliğini göstermediğini anlatmak istiyordu. Mustafa kemal oradakilere:
-O, kendi vicdanının bileceği bir iştir. Ona biz karışamayız, dedikten sonra İsmet bey'e:
-Kumandanlar, sanırsam dinlenmeye muhtaçtırlar. Dinlensinler, güvenlik altında bulundurun, diye ekledi.
Mustafa Kemal, tutsaklarına bile, insani muamele yapmaktan çekilmeyen, biriydi.
Okunma Sayısı: 4463
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.