KANSER OLMAK İSTEMİYORSANIZ!.. ORGANİK TÜTÜN İÇİN!...
02 Ocak 2023, Pazartesi 19:45*Neden atalarımız sigara içtikleri halde kansere yakalanmıyordu?
*Sigara mı kanser yapıyor,tütün içindeki kimyasallar mı?
*Türkiye derhal organik tütün üretimine geçmelidir
*Datçalı sigara içiciler,kendi tütünlerini üretebilirler.
Türk toplumunun tütünle yakınlığı yüzyıllardır bilinmektedir. Akciğer kanseri de Türk toplumunun en ciddi hastalıklarından birisi. Tütün(sigara) kullanımını azaltmak için kanun dahil,bir çok önlem anılmaya çalışılsa da,pek başarılı değil. Ülkemizde değişmeyen şey sigara kullanım oranı olmakla birlikte,değişen şey gittikçe artan akciğer kanseri oranları. Türkiye'de erkeklerde akciğer kanseri insidansı(görülme sıklığı) yüz binde yaklaşık 69'larda olup,dünya ortalaması ise binde 30-35 lerde. Avrupa Birliği ortalaması ise 100 binde 48 civarında!
Kanser istatistikleri,ABD'de tütün kullanımının %20 düşmesine rağmen artan akciğer kanser oranlarını açıklamakta zorlanıyor. Elimizde 1930 lardan günümüze kadar ABD'deki kanser oranları mevcut. Ancak konumuz bu değil. Yani kanser vakaları artmış durumda. Sigara filtrelerinin kanserojen olarak tanımlanan benzopirin ve nitrözamin'i büyük oranda temizlemesine rağmen artan kanser olaylarının nedeni ne?
SİGARADA KANSER YAPAN NE? Kimyasal Fosfatlı Gübreler…
Sigarada kanser yapan birçok etmenin olduğu varsayımları var. Ama sonuçta kanser-sigara ilişkisinin gerçekliği…Toplumların,hatta sağlıkçıların bilgisine sunulmayan bazı önemli araştırmalar,tütün dumanındaki kanserojen maddenin polonyum-210 isimli bir radyoaktif element olduğunu,onun da nedeninin tütün tarımında kullanılan kimyasal fosfatlı gübreler olduğunu ifade ediyorlar.
Çalışmalar polonium-210 isimli radyoaktif elementin kimyasal olarak vücuda zehirli geldiğini(toksik),en ciddi toksik etkisinin de akciğerlere yaptığını ve laboratuar ortamlarda yapılan deneylerde,deney hayvanları üzerinde kanser etkisi saptanmıştır.
2009 yılında yapılan bir çalışmada günde 1,5 paket sigara içen insanların bronşlarının maruz kaldığı radyasyon dozajının 8000mrem/yıl olduğu,bunun da yılda 300 akciğer filmi çektirmiş insanın derisinin maruz kaldığı radyasyon dozajına eşit olduğu ifade edeliyor.
Çalışmalar sigara dumanıyla vücudumuza giren radyoaktif Polonyum yanında Radon gazlarının tamamının tütün bitkisinin üretiminde kullanılan kalsiyum fosfat gübreler nedeniyle olduğunu ispatlamış durumda. Tütün bitkisinin yapraklarında depolanan bu izotoplar doğrudan içicilerin akciğerlerinde birikmekte kısacası bizlerin akciğerleri,günümüzde kalsiyum fosfat gübreleri kullanılarak üretilen ve ticareti yapılan tütünün nükleer bombalamasına maruz kalmakta.
Amerikalı bilim insanları 1938-1960 yılları arasında yaptıkları araştırmalarda,tütün bitkisinde kullanılan kimyasal gübreler ve organik maddeler yüzünden,Amerikan tütününde Polonyum-210 miktarlarının günümüzde tam üç katına çıktığını ifade ediyor. Bunun kanserlerin %90'ından sorumlu olduğunu ifade ediyorlar.
Çalışmalardan çıkarımlarımız,tütün üretiminde ufak değişiklikler ile milyonlarca insanın hayatının kurtarılabileceği…Toksik etkisinin %98'inden sorumlu tutulan radyoaktif Polonyum'un tütünden çıkarılmasının yolu,kalsiyum fosfat gübrelerin tütün üretiminden men edilmesi.
Benim dedem,babam,amcam,dayım ve tüm akrabalarım(özellikle erkekler) hep sigara içiyorlardı. İçtikleri sigaralar da,şimdikiler gibi afili sigaralardan değildi. Kağıdı kağıt değil,paketi paket değil. Aklımda kalanlar ÜÇÜNÇÜ,İKİNCİ,BİRİNCİ,KULÜP,BAFRA(bu daha ehveni şerdi) Tabii yıllar sonra filtreli SAMSUN çıktı ki,sigaraların kralıydı. Unutmadan yazalım. Birde ASKER sigarası vardı. Saydıklarımın hiçbiri kanserden ölmedi! Niye? En fazla vereme yakalanırlardı. O da şöyle veya böyle tedavi edilirdi.
Özetlersek,demek ki,bizim atalarımız kalsiyum sülfatlı tütün kullanmıyorlarmış!
ORGANİK TÜTÜN TARIMINA GEÇİLMELİDİR…
Peki durum buysa,bu tütün tekelleri neden önlem almıyorlar. Öyle ya,sigaranın kanser yapmadığı anlatılırsa(organik tütün sayesinde) daha çok satmazlar mı? Neden çözmüyorlar?
Birincisi,kanserin bir endüstri olması,
İkincisi tütün üreticileri bu problemi çözdüğünde karşılaşacakları hukuki sorumluluklardan korkmaları. En düşük dozda dahi birikim özelliği olan radyoaktif Polonyum-210'u tütünün içerisinden çıkarıldığında düşecek kanser oranlarını,sigara firmalarının açıklaması zorlaşacak ve yıllardır bu gerçekleri bilerek içirdikleri sigaradan kaybolmuş hayatların tazminat sorununun altında kalacaklardır.
Sözün kısası,sigara dumanındaki temel kanserojen Polonyum-210'un kaldırılması başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanseri çok yüksek oranda düşürecektir. Sadece kanser değil,kronik akciğer hastalıkları ve kalp damar hastalıklarında da belirgin düşme olacaktır. Bu sorunun çözümünde en bilimsel yaklaşım organik tütün tarımına geçilmesidir.
Emperyalist tarım politikalarıyla bitirilen Türk tütünü yüzünden halkımız Amerikan sigaralarına mahkum edilmiş,bir nevi kanser çetelerinin ağına düşürülmüştür. Üç kat yüksek oranda Polonyum-210 içeren Amerikan sigaraları ile kansere teslim edilen halkımız,bir yandan da emperyalist ABD ve bağlı olduğu ilaç şirketlerinin ürettiği kerameti kendinden menkul ilaçlarla derdine çare aramaktadır. Organik Türk tütününün yok edilmesinde aracılık eden siyasiler Türk halkına değil,kanser çetelerine hizmet etmiştir ve etmektedirler.
Küçük bir önerim de Datçalı sigara içicilerine; bırakamıyorsanız,birleşip,bir dönüm kalsiyum sülfatsız tütün üretimi yapın! Böyle bir örnek olursa-tabii hükümetleri bile götürür-tüm Türkiye böyle tütün üretmeye başlar. Kötü mü olur?
Sözümüzü şöyle bitirelim;
Tütün zararlıdır,ama bilinçsiz kullanmak kat be kat zararlıdır.Mümkünse sigara içmeyin. İçiyorsanız da organik tütün arayın.
Sigara sağlığa zararlıdır,ama sigara tekelleri sigaradan da zararlıdır!
Okunma Sayısı: 238
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.