İSTEMEM EKSİK OLSUN
14 Ağustos 2020, Cuma 12:05Bu köşeden ,gözlem ve tesbitlerimi ,çözüm önerilerimi zaman zaman sizlerle paylaşıyorum.Bunları İLGİLİ MAKAMA diyerek aktarmaya çalışsamda ,üzülerek ifade etmeliyim ki, SES /TEPKİ yok.Herhalde konuya sahip çıkacak/sahiplenecek ilgili Makam olmadığı gibi ,ilgiliside yok olmalı.
Toplumumuzdaki yozlaşma,dejenerasyonun tavan yaptığı su günlerde ,ilçemizde bu furyadan payını almakta gecikmesi olmazdı.Herkesin her şeyi yapabilmenin bir özgürlük olarak değerlendirildiği ilçemizde;çevreyi istediği gibi kirletilmenin,beton gecekondularla süslemenin normal olarak algılandığı,yaparım cezasını öderim gibi bir anlayışın egemen olduğu toplumumuzda ,PARA dediğimiz virüsün bulaşmadığı alan kalmadı.Paranın değerinin düşmesi gibi, bazı ahlaki değerlerinde yok olmaya doğru gittiğini görüyorum.
Şöyleki:
Tarım alanından ekmeğini kazanan yerli veya yerli olmayı becermiş/kabul etmiş/benimsemiş olanlar sözümün dışında,geçici veya belirli bir süre için burada yaşamakta olanların bazıları için sözüm.
Bilhassa Badem ve diğer Ağaç mahsullerinden geçimini sağlamaya çalışanlar yakınıyor,hemde utanarak.Sahibi oldukları ağaçlarından ,Badem ve diğer mahsullerinin hatta sebzelerinin, geçici olarak gelen (yurtiçi/yurtdışı) insanlar tarafından alenen toplanarak götürüldüğünü,bununda GÖZ hakkı olarak anlaşılması gerektiğini duydukları zaman hayret ediyorlar.Bu eyleminde büyük yerleşim yerlerinden gelen sözde aydın vatandaşlar tarafından yapılmakta olduğunu bizzat görüp,duyunca bende hayret ediyorum ve utanıyorum.Alenen söylemekten çekinmeyeceğimiz BİR SÖZ: HIRSIZLIĞIN
YENİ TANIMI GÖZ HAKKIMI OLMUŞ.Giyim kuşamına baktığınız zaman ,bilhassa hanımların ellerinde birer poşetle ,kime ait olduğunu bilmedikleri bir bahçeden rahatça,hatta mal sahibinin gözüne baka baka toplamayı normal algıladıklarını gördükçe,ben uyarmaktan bile HAYA duyuyorum. Böyle vatandaşlara burada AR DAMARI ÇATLAMIŞ DERLER. Ben başkaca bir tanım bulamıyorum.
Birkaç Ay sonra ZEYTİN mevsimi geliyor. Tarlanızdaki Zeytin ağacınızı silkmeye gittiğiniz zaman,sizden önce birilerinin toplayıp gittiğini görürseniz ,sizin için sürpriz olmayabilir. Utanma /Arlanma gibi değerlerder nasibini almamış olan bu insanlarımız için bir tanım bulmakta inanınız güçlük çekiyorum. Acaba bu insanlarımız :Bu Badem/Zeytin gibi ağaçların doğada kendiliğinden yetiştiğini ve sahiplerinin olmadığını sanıyorlar. İlçemizde sosyal bir yara olarak karşılaştığım bu olay karşısında ,konudan rahatsız olan herkesin bir duruş göstermesi ŞART. Hırsıza hırsız demenin,diyebilmenin ayıp tarafı YOK.
Yakın bir zamanda,mal sahibi olanlarla ,bu tür toplayıcılık yapanlar arasında ,toplumsal bir olayın ortaya çıktığını görmek süpriz olmayacak gibi.
Konunun,bilhassa Din Görevlilerimizce belirli gün ve zamanlarda hatta bazı kamu görevlilerimizce de dile getirilmesinin faydalı olabileceği inancındayım.
Geçici bir süre için Datçamızın her yerinde yaşamayı tercih edenlerimizin çoğunun bıraktığı /ürettiği ÇÖP,yaşayanların tepkisini çekiyor ve konudan bilhassa Yerel Yönetim müşteki.Cam şişe atıkları/diğerleri rastgele atıldığı gibi ,kırılarak denize atılıyor. Belediyemizin tek başına çözüm üretmesi mümkün değil.Bu duruma neden olanlara tek sözüm: LUTFEN ÇEVRENİZİ İSTEDİĞİNİZ GİBİ KİRLETEBİLECEĞİNİZ, bir başka yer bulursanız gidebilir veya ,gelmeyebilirsiniz. Bu konuda Datçadan gel diyen varmı?.
İyiki bu salgın döneminde, pek fazla kültürel etkinlik yok.Her iki Kültür Merkezi çevresindeki pejmürdelik aynı. Zaten söylesemde aldıran yok.
Sağlıcakla...
Okunma Sayısı: 1893
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.