İHANET NE DEMEK ACABA ?
17 Şubat 2023, Cuma 11:31Günlük menfaatleri gözeterek, yasaların arkasından dolaşarak veya yasaları kendimize göre yorumlayarak hatta, yasaları kendimize göre değiştirerek yaptığımız işlerin faturasını canımızla ödemeye başladık. Bunun en tipik örneğini şu günlerde yaşamakta olduğumuz DEPREM felaketi ve sonuçları.
Hata yaptıklarını , hatta ihanet ettiklerini itiraf edenler hakkında yargı kendiliğinden bir şey yapmıyor veya yapmasına engel olunuyorsa işte o zaman tuzun koktuğu andır artık.
Çeşitli alanlarda yaptığımız işlerden/hatalardan dolayı suçlu bulunduğumuz zaman cezalandırılırız. Hatta hapse atıldığımız bile olur. Detaylarını pek bilmediğim ceza kanunumuzda bir madde var derler: İYİ HAL indirimi. Suçun cezanın iyi hali nasıl olur, bu yaşıma geldim anlamadım gitti.
Günümüzün konusu olan imar uygulaması ihanetinin faturasını , binlerce canımızla ödüyoruz. Suçlu kim . İhanet eden hain kim diye sorsanız ortalıkta kimseleri göremezsiniz. Evet tüm ülkemizde pek çok konuda olduğu gibi, imar konusunda da ÜLKEMİZE İHANET EDİYORUZ, ETMEYEDE DEVAM MAŞALLAH. Her seçim arifesinde veya zaman zaman İMAR AFFI diye bir yasa çıkarırız. Suçun hatalı uygulamanın paraya dönüştürülmesi işlemi kısaca. Sanki bu af ile tüm imar uygulamalarının problemlerine çözüp bitirdik. Maşallah bizlere.
Başta kamu olarak, imara açtığımız alanların yapılaşmaya uygun olup olmadığı, şehir planı/ estetiği, yapı güvenliği, planlama ve altyapı yeterliliği ile deprem riski hiç düşünülüyor mu acaba.? Hatta coğrafya/ulaşım bu yoğunluğu kaldırabilir mi..? Bu kadar nüfus yoğunluğunun, pek çok konuda yarattığı riskler. Hatta doğal kaynak yeterliliği ile, çevresel etkileri. Sizleri biraz bürokrasiye boğdum gibime geliyor. Bunları düşünmezsek uyulamazsak, faturasını işte böyle canımızla öderiz.
Datça Mıza gelince:
Plansızlıktan öte öte, neye benzediği belli olmayan bir şehirleşme planı, hangi yöne doğru bilinmeyen gelişme planı, neye benzediği anlaşılmayan bir bir yapılaşma estetiği (bilhassa dış cephe) kolaylığı nedeniyle tarım alanlarına konan beton dikitler, tüm ülkemizde olduğu gibi tarım alanlarının göz göre göre yok edilişi, alan/tarla yapı alanı açma amaçlı yamaçlarda yapılan uygulamalar, yeşil maki yorgan örtüsünün ortadan kaldırılması, BİR İHANET DEĞİLSE NEDİR. ?
İnsanların birbirinden uzaklaştığı/kaçtığı şu günlerde, Datçamızın her tarafında çok dağınık vaziyette gelişen yapılaşma çılgınlığımız ihanet değilse nedir. ?
Yasaların verdiği esnekliğe dayanarak gerçekleştirdiğimiz bu yapılaşma uygulamamız sonunda, kamudan hizmet beklemeyi nasıl izah edersiniz.?
Tüm bunlara rağmen bilhassa, kamu görevlilerinde halkı bilgilendirmeleri bir görev değil midir.? Ceza kesmek, mühürlemek çıkış yolu olmamalı. Olmuyor da zaten.
Hep sordum soracağım: Hükümet Konağını, Öğretmen Evini, Dorya Otel'i neden yaptık, neden yıktık. ? Esen Adadaki Eski Hükümet konağı neden hala temelleri üstünde kalabilmiş?
Kamu veya şahıs olarak, hesap vereceğimizi ve bunun AFFI' nın olmayacağına inanırsanız, görevimizi öyle yaparsak, diyeti canlarınızla ödemeyiz.
Kalın sağlıcakla...
Okunma Sayısı: 325
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.