HEPİMİZ HATA YAPIYORUZ
18 Ocak 2021, Pazartesi 16:24Yeni yılın ilk ayının , yarısını da harcadık.2020 yılı olduğu gibi, bu yıl da,geçip gidiyor hemde nasıl,!!!
Son günlerde yarım adamıza güzel yağmur düşmekte. Yağmur güzel de,yetersiz ve denize doğru akıp gidiyor. Bizlerde ah vah diyerek bakıyoruz, o kadar.
Başta Ankara olmak üzere, su konusunda tasarruf konusunda duyarlılık sağlamak amacı ile bir şeyler yapmanın yanında, yüzey sularının biriktirilmesi için toplumun ortak kullanım alanlarında su toplama havuzları (yapay gölet) tesis etmek için Yerel Yönetimin (Belediyenin) bazı çabalarının yapıldığını duyuyoruz. Elbette sevinilecek çabalar. Ancak bu konuda duyarlılığın ,tüm kamu ve yerel yönetim sorumlularının göstermesi dileğimdir. Dünyamız gitgide kurak mevsimlerin yaşandığı bir ortama girmiş durumda. Muğla mız MUSKİ yetkililerinin konuya duyarlılık göstermeleri güzel de, önerilen yöntemler bana göre çoooook yetersiz.
ŞÖYLEKİ:
Beni bu köşeden takip edenler, Yarımadanın Sesi gazetemizde de su konusunda duyarlılığı mı,yıllar önce de (15/20 yıl) yazdığımı hatırlarlar. Sonuç alamamış olmama rağmen,DSİ Aydın Bölge yetkililerinin dikkatini çekerek ,yarımadamız üzerinde uygun vadilerde su toplama havzalarının tesisi için iki defa keşif yaptırdığımızı bazı dostlarım hatırlarlar. Ancak bilhassa yerel yönetim yetkililerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızın ilgi alanına girmeyen/giremeyen bu konu bu günlere kadar süründü geldi.!!!! Şimdi ise, bilhassa Betçe yöremizin kullanım suyu ihtiyacı, Mesudiye/ Palamutbükü mevkilerinde açılan artezyenlerden sağlanan taban suyuna muhtaç olduk. Halbuki denize ulaşan su altı kaynakları kullanım suyu olarak sisteme verilmesi halinde ,tarım da bundan zarar görmez. Elbette defalarca yazıp söylememize rağmen, arıtma tesisinin arıtılmış suyunun ,tarım alanında sisteme kazandırılması konusunda bir adım atıldığını duymuyoruz. Hele Liman girişindeki tesisin yeri: DİLLERE DESTAN. Bilhassa Lodos estiği zaman yaz mevsiminde merkeze yakın plajlarda denize girmek cesaret işi.!! Hele tam merkezdeki Terfi istasyonunun çevreye yaydığı koku ,Kumluk plajını İHYA ediyor.
Defalarca uyarmama rağmen ,kaderine terk edilen bir Hükümet binamız için ,her gelen yeni yöneticilerimiz ,burası için kurtarıcı oluyor. Sonuç aynen bir MAYTAP. Şimdi ise burasının eğitim amaçlı kullanılması için tahsis yapıldığı söylenmekte. İnşallah diyorum ancak:burasının bir kamu kurumunun yetki ve sorumluluğuna ,örneğin ,BAKIM /HUZUR EVİ haline ,çevresine (Yıkılan Dorya Otel yeri gibi) küçük ilaveler yapılarak içinde devamlı yaşanan bir tesis haline getirilmesinde yarar olur düşüncesindeyim. Artık devamlı göç alan Datçamızın nüfusu ,ülkemizin olduğu gibi ,yaşlanmakta. Burada yaşayacak olanlarında katkılarıyla /katılımlarıyla bir Döner Sermaye işletmesi halide hizmet verilmesi halinde, finansman sıkıntısıda çekilmeyecektir. Bunun yanında en az 15-20 kişiye /aileye iş alanıda çıkmış olacaktır.
Bir diğer yapımız, ÇEŞMEKÖY mahallemizde bulunan kaderine terk edilmiş olan İLKOKULUMUZ. tüm olumsuz yıpranmalara rağmen bir KONAK havasında ayakta kalmaya direniyor.Kendisine sahip çıkacak bir yetkilisini beklemekte.
Evet bizler, bizlerden önceki kuşaktan devraldığımız ÇEVREMİZE ve Kültür Yapılarımıza özen GÖSTERME KONUSUNDA vefasız ve duyarsızız. Kısacası mazeretlere sığınmayalım: SUÇLUYUZ......
Sağlıcakla kalınız.
Okunma Sayısı: 3668
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.