LAÇİNNN
s
Muğla
20 Kasım, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…

30 Eylül 2024, Pazartesi 09:46
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…

Datça - İskele Mahallesi - Ağustos 1971
(53 yıl önce Datça)

Esen Ada yolu üzeri, arka taraf Kumluk Koyu.
Soldan sağa:
1- Mehmet Ziya Özalp
Amca oğlum. Kendisi çok çok iyi bir ressamdır. Bursa Eğitim Enstitüsü mezunu, matematik öğretmeni.
2- Rahmetli Doktor Osman Dallar
Çok çok başarılı, popüler bir cerrahtı. 1983 yılında en verimli çağında Ankara uçak kazasında kaybettik çocukluk arkadaşım, Reşadiye mahalleli, İskele hastane altı FU-DA (Fuat Dallar) motelin sahibinin oğlu Osman’ımızı.
3- Yusuf Ziya Özalp (Deli Avukat)
1971 yılında 18 yaşındayım. İstanbul Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisiyim.
4- Enver (Dönmez) Kaptan
Kızlan köylü Enver kaptanı da çok genç denebilecek yaşta kaybettik. Onun için o yıllarda balık tutmak sorun değildi. Sen balığın cinsini söyle yeter ki, çünkü her taraf balık kaynıyordu. Birlikte tuttuğumuz balıkların, balıklarla birlikte devirdiğimiz rakıların haddi hesabı yoktur. Çok kafa dengi bir abimizdi. Şimdi çocukları, torunları (Adı Enver) ata mesleğini sürdürüyorlar.
5- Salaş meyhane
Sağ taraftaki denizin içindeki baraka bir balıkçı meyhanesiydi. Emecikli marangoz rahmetli Feyzullah Koç abimiz burayı ailesi ve çocuklarıyla birlikte işletiyordu. Balıkçıların, rakıcıların, şarapçıların mekanıydı. Bu meyhanede yediğim harlı odun ateşi kömüründe harbiden kızartılan ızgara köftelerin, ızgara balıkların tadı hala damaklarımdadır. Izgaranın kokusunu bir kilometre mesafeden alırdık. Şen-şakrak Feyzullah abimizin doğaçlama esprilerine bayılırdık.

Datça nerelerden nerelere geldi... O yıllardaki doğallığı, samimiyeti, yapmacıksızlığı özümsemiş eski Datçalılar olarak; bugünkü yüzeysellikten, sığlıktan, bayağılıktan, paçalarımızdan akan sonradan görmelikten, sahtekarca, göstermelik hayvan ve doğa sevgisi şovlarından, taklitçi seviyesiz çağdaşlık pozlarından, marka giyim, yiyim ve içim tarzlarından hepimize gına ve nefret geldi.
Bilmem anlatabildim mi?

Not:
Kendi buğusunda pişmiş, mis gibi Datça işi boklu balık kebabı yemek varken... Japon işi şu ş i midir nedir, çiğ balık yediğiyle görgüsüzce övünmek, şahsiyet bulmaya, kendini yüceltmeye çalışmak...
Bu nasıl bir zavallılık yahuuu?
Lafım şu ş i yiyenlere değil, şuşi yediğiyle övünenlere.

30-09-2024
Y.Ziya Özalp


Okunma Sayısı: 323

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.