LAÇİNNN
s
Muğla
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

DOĞRU ANLAMAK 32 BEYİN DEDİĞİMİZ TANRI YANSIMASI.

22 Ağustos 2024, Perşembe 16:33

İnsan beyninin gücü nereden geliyor. Öyle bir güç ki, kendinden binlerce kat fazla enerji sahibi ve devasa yırtıcı canlılara karşı dünya hayatına hakim olabilmiş. Buna neden olan olgunun, insan beyninin yoğunluğu ve olağanüstü hücre yapısı olduğunu diyebiliyoruz. Bunun manası, beynimizin büyüklüğü değil, veya vücudumuza göre beynimizin hacim olarak kocamanlığı da söz konusu değil. Üstünlüğün nedeni fiziksel ve hacim olarak beyin büyüklüğü olsa, balina, fil gibi kocaman cüsseli hayvanların dünyaya egemen olu-şundan bahsederdik. Beden oranının fazlalığı da beynin üstünlüğünü sağlamıyor. Öyle olsa başta fareler dünya yönetimini ele geçirirdi. Beyin beden oranımız %2 olmasına rağmen , insan beyninden fazla orana sahip canlılara da üstünlük kurabiliyoruz. O halda beynimizin üstünlüğü nereden geliyor:İnsan beyninde yaklaşık 100 mil¬yar nöron, ( sinir hücresi) bulunuyor. Bizi canlıların hakimi yapan, işte beynimizi oluşturan bu nöron sayısıdır. Hatta bundan da öte, aklımızın üstünlüğü, beynimi¬zi oluşturan bu sinir hücrelerinin-nöron-sayısın¬dan çok, bu, beynin sinir hücreleri-nöron-arasında yoğun biçimde var olan, işleyen bağlantıların mükemmel varlığından ileri gelmektedir. Gerçekten de, beyin sinir hücreleri arasındaki bu bağlantı sıklık ve yoğunluk derecesi, insanın akıllılık seviyesinin biyolojik göstergelerinden biri olduğu kabul edilmektedir. Bu harika ve mucizevi insan beyin yapısını, milyonlarca sene öncesinden başlayan evrimini, bu evrensel var edişin genel evriminin sebepleri, sebep sonuç gelişimini, aklın ve bilim dediğimiz zerre misali gerçekleri de içeren oluşumu tasarlayan, bu tasarımı tüm evrenin, ve zaman’ın yaratılış tasarımı sistemine yerleştirerek sanki , bu tümel tasarımın, dünya oluşumu ve dünyada insan ve bütün dünya varlığı ve canlılığı hedei için planlayan yüce bir Yaratana bağlayıp inanmayı sağlıyor. Evet aynen öyle. Dünya, zaman ve tüm evren, muhteşem bir sistemde gelişmeye devam ediyor. Olağan üstü hayranlık uyandıran sonsuz detay prensip ve sistemi içersin¬de, son derece uyumlu, dakik bir varoluş ve devam uyumluluğu göstererek. Düşünelim biraz. Avuç kadar beynimizde harıl harıl çalışan 100 milyar nöron dediğimiz sinir hücresini. İlaveten glia adı verilen lojistik destek görevi veren ve nöronların sayısından on kat daha fazla olan hücreler de beyinimizde cirit atıyor . Bu nasıl bir sistemdir Tanrım. Nasıl bir hayat?Nasıl bir canlı, insan, dünya, evren ve zaman. . . Bunu anlamak , inanabilmek, huzur ve arınmışlığı yaşamak. Sana şükürler olsun Allahım. Ca.
  Genel varoluş sürecinin son 10 bin yılında insanlığı gösterdiği beyinsel gelişme  insanı hayretler içinde bırakıyor.İnsan soyunun henüz ağaç kökleri ve ilkel şekillerde avlanmış av etleriyle yaşamayı sürdürdüğü yakın zamanın birinde sırayla hayatını kolaylaştıracak buluş ve icatlara yönelmesi,bu çıkışın,yükselişin başlangıcı olmuştur. “Tekerleğin keşfedilmesini, piramitlerin inşasını ve Ay’a ayak basılmasını mümkün kılan; eşsiz hesaplama, yaratıcılık ve kavrama özellikleriyle insan beyni tüm işlevlerini 20 wattlık bir ampulün gücüne denk bir güçle yapıyor. Beynin gizemlerini çözmek için bilim insanları araştırmalarını büyük hızla sürdürüyor ve bu araştırmalar sonucunda da önemli adımlar atılıyor. Olağanüstü zihinsel yeteneğimizle bile beynimizi bu kadar özel kılan şeyleri açıklamak kolay değil. Peki, insan beynini bu kadar eşsiz ve özel yapan ne?” Tek hücreli bir canlı olarak suda yaşam ortamı bulduktan itibaren milyonlarca yıl bu süreçte gelişerek iki hücreli,çok hücreli bölünerek çoğalma ve yaşama evresine geçen,ezelden tasarlanmış programlanmış bir bilincin takdir ve yaratışı olmasın ?
 


Okunma Sayısı: 194

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.