DEHŞET VAGONUNDA BİR MONŞER…(2)
12 Nisan 2022, Salı 11:44*Vagonda Türk pasaportu olmayanlara kesin söz vermiyordu. Ama onlar için de bir şeyler yapmanın yollarını arıyordu.
*Bazıları kul köle olmaktan söz ediyordu.
Öyle diyenlere konsolosun sözleri şu olmuştu:
-Mösyö, Türkiye'de kul yoktur vatandaş vardır.Kurtulabilirseniz, vatandaşlık hakkı için başvurun. Ama ben sizi şuracıkta Türk vatandaşı ilan etme yetkisine sahip değilim ne yazık ki…
Bayılanlar, kriz geçirenler. Çaresizlik…Umutsuzluk…Can derdi….
Bu sırada trende kavası yanına çağıran konsolos, cebindeki paraları çıkarıp, ona uzattı:
-Eğer ara istasyonlarının birinde duracak olursa tren, ben istasyon şefiyle cebelleşirken, sen hemen bir telefon bul, Paris'teki konsolosluğu ara..Durumu bildir. Mutlaka durumumuzu takip etsinler. Berlin'e ve Vichy'e haber versinler
-Ya Paris'e kadar hiç durmazsak efendim?
-O zaman aynı şeyi Paris'te yapacaksın.
-Sabah 9 dan önce Konsoloshane cevap vermez.
-Hikmet Özdoğan'ın telefonunu biliyor musun?
-Evinin numarasını bilmiyorum.
-Benim dilimin ucunda, ezberle numarayı, benim istasyon şefiyle mücadelem en az yarım saat sürer.
Bu arada , Alman subay gelip bağırdı:
-Geri basın!
Bu arada amiri durumundaki adam;
-Türk konsolosu siz misiniz?
-Benim
-Mösyö konsolos, Marsilya'daki istasyon şefi vahim bir hata yapmış. Siz inmeden trene hareket emri verilmiş. Bu hatayı yapanları şiddetle cezalandıracağız. Buyurun efendim, emrinize bir araba tahsis ettim, sizi hemen Marsilya'ya geri götürecektir.
-İlginize teşekkür ederim. Ama bir yanlışlık var. Marsilya'daki istasyon şefini boş yere cezalandırmayın, trene ben kendi isteğimle bindim.
-Yine de tren siz inmeden hareket etmemeliydi. Buyurun efendim…Alman subayı yol gösterdi konsolosa inmesi için.
-Bu vagon Türk vatandaşları ile doludur. Benim vatandaşlarımı bir hayvan vagonuna yükleyerek, arzuları hilafına nereye götürmektesiniz?
-Onlar Yahudi'dir ve Paris'e gitmektedirler…
-Onlar Yahudi olsalar bile, Türk vatandaşıdırlar. Hepsinin muntazam evrakları vardır.
-Sizden vagondan inmenizi rica ediyorum.
-Hayvan vagonundan, demek istiyorsunuz. Bakın efendim, bu vagondan ya bu insanlarla birlikte ineriz ya da Paris'e kadar birlikte gideriz…
-Mösyö konsolos, işimi zorlaştırıyorsunuz. Bindiğiniz vagon yük vagonudur. Sizler inin, aralarında Türk uyruğunda olanların hesabı Paris'te görülür.
-O halde bu hayvan vagonunda hep birlikte Paris'e kadar gitmek varmış kaderimde.
-Ne demek istiyorsunuz?
-Bu hayvan vagonunu vatandaşlarım yanımda olmadan asla terk etmeyeceğimizi söylüyorum.
-Ben de size bir kere daha söylüyorum. İniniz ve emrinizdeki arabayla Marsilya'ya dönünüz.
-Ben de size bir kere daha söylüyorum. Ya hep beraber ineriz, ya hep beraber yola devam ederiz.
-Yahudilerle bu şartlarda seyahat etmeyi tercih ediyorsanız, siz bilirsiniz..
-Onlar benim vatandaşlarımdır. Ya hep beraber ineriz, ya hep beraber gideriz…
Alman subay konsolosa bir hamle yapmak istedi
-Sakın bayım, sakın böyle bir hataya düşmeyin, Ben tarafsız bir ülkenin diplomatıyım. Dokunulmazlığım var, benim ülkemi de, liderimi de tüm dünya tanır. Bana dokunmanız bile bir skandala sebep olur.
Epey bir tartışma daha oldu. Konsolosun bu sert çıkışı Alman subayı geriletti.
Homurdanarak, emrindeki subaylarla trenden inip, uzaklaştı.
Tren hareket etmiyordu. Bir zaman sonra aynı subay geri döndü ve konsolosa
Okunma Sayısı: 8092
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.