DATÇA'DA SAĞLIKLI VE UZUN YAŞAM (12-son)
04 Ocak 2024, Perşembe 18:59Foto: Yüz kusur yaşında kaybettiğimiz Cumalı-Çeşme köylü Havva ninemiz.Artık bu yazı dizimizin de başını bağlamanın zamanı geldi. Elbette bu konuda söylenecek daha çok sözümüz var.Ama teknolojik gelişimin bizlere sunduğu yapay modern yaşamın Girdabın da eriyip giden geleneksel yaşam ve doğal beslenme yöntemlerini ucundan kenarından tatmış bir kişicik olarak, şimdiki Datça'da önüme serilen tablo içimi sızlatıyor.Bir toplumun, akıp giden zaman içerisinde, çok kısa bir sürede, geçmişinden bu derece kolay kopması, yapay ve samimiyetten uzak bir dünya ile kucaklaşması sinirine dokunuyor insanın.Neyse Dert, delik büyük yama küçük.Şimdi üstat Cemal Kutay'a Datçalılar olarak bir güzel haşlatalım kendimizi. 1971 yılında Datça’mız hakkında ne övgüler ne sövgüler düzmüş bakalım. Sonra da yazımızı buruk ve yaşanmış bir Datça fıkrası ile noktalayalım."...Bugün Datça'da kelleşmiş dağ yamaçlarına baktığınız zaman kaybolan üzüm bağları kalıntıları görürsünüz. Kütüklerinden bile parça kalmamış bu izler, bir zamanlar ilah Baku s adına şarap ayinleri yapılan bu diyarın kadersizliğini yaşadığı yerin nimetlerine göz kapamış tembel ve avare Datçalıların kafasına tarihin tokmağı olarak vurur amma. Duyan kim ?"Hadi gerisini yazmayayım. Zülfü yare dokunuyor.Yazımızı geçmişte yaşanmış bir Datça fıkrası ile noktalayalım. Buruk bir tebessüm gönderelim kaybettiklerimize.Bizim Ele-Reşadiye'de yaşları doksanı geçmiş, çocukları olmamış, bir dedecik ile ninecik, soğuk bir kış gecesi ocağa palamut kütüklerini çatmışlar, nohutlarını gavurmuşlar, mısırlarını patlatmışlar bacaklarını ocağa karşı uzatmışlar dayamışlar, minderlerine kaykılmışlar, orta şekerli gayvelerini yudumlayıp, sıcacık odanın duvarlarını yalayan harlı ateşin alevlerine dalmışlar.Dedecik garısına takılıyor. ---Eeee söyle bakalım kör oğlu. Ben öldükten sonra arkamdan nasıl ağıt yakacaksın ?--Ne diyeyim goca herif ? Aslanım, kaplanım beni yapayalnız bıraktın da nerelere gittin ? derim.--Yahu öyle ağıt yakılır mı ? Herkesin duyabileceği şekilde şöyle çırgınacaksın. ".. De gidi goca herif de Güzne'deki goca zeytinliği, gıryer'deki payamlığı, çomarlık'taki palamutluğu, çatak'taki incirliği, çavlum'daki goca bahçayı, Gızlan'daki dermeni, gavakdibi'ndeki gonağı bıraktın da Nerelere gittin ? diyeceksin.--Yahu goca herif.. bizim öyle bağlarımız bahçalarımız tarlalarımız yok ki. Sorarlarsa ben ne derim ? --Efkarında hayalinde vardı dersin.!Galiba biraz başınızı ağrıttık. Hoşça kalın... (son)
Okunma Sayısı: 293
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.