LAÇİNNN
s
Muğla
20 Kasım, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

CUMHURİYET KURULURKEN- MUSTAFA KEMAL EVLENİYOR

10 Ağustos 2023, Perşembe 17:24

Evlenmeye gelmeden bir noktanın altını çizmekte yarar var. İzmir'de tedavi gören Zübeyde Hanım, yanında bulunan Salih Bozok'a;
    -Salih, beni Ankara'ya oğluma götür. Bu kız benim oğlumu mutlu edemez, diyordu.
    Salih Bozok hiçbir zaman, bunu Mustafa Kemal'a bildirmedi. Gerçi bildirseydi de, bir şey değişmezdi, çünkü Mustafa Kemal dediğini yapardı. 
    Bu notu şu nedenle yazdım; Zübeyde Hanım, Fikriye'yi istemedi, Latife'yi anlamı çıkmasın istedim…
    Mustafa Kemal, annesinin mezarını ziyaret ettikten sonra, Uşşakizadelerin Konağına gitti. Epey bir konuk vardı. Konuklar içinde İzmir Kadısı da bulunuyordu!
    Takvimler 29 Ocak 1923'ü gösteriyordu. Saloında Latife'nin küçük kız kardeşi, erkek kardeşi Ömer, Babası Muammer de bulunuyordu. Salona önce İzmir Kadısı, onun arkasından yanında Latife, Mustafa Kemal girdi. Daha sonra Kazım Karabekir Paşa, Fevzi Paşa, İzmir valisi Abdülhalik Renda, Salih Bozok da salondaydı. Bu dört kişi Latife Ve Mustafa Kemal'in nikah şahitleriydi. 
    Herkes yerine oturmuştu. Salonda çıt çıkmıyordu. Bu sırada Mustafa Kemal karşısında oturan İzmir Kadısına şöyle dedi:
    -Efendi Hazretleri, biz Latife Hanım'la evlenmeye karar verdik. Lütfen gereken işlemi yapar mısınız?
    Paşa'nın dediklerini dinledikten sonra Kadı, Latife'ye döndü:
    -Hanımefendi, on dirhem gümüş mihri müeccel ve aranızda kararlaştırılan mihri muaccel ile hazırı bil meclis Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'yle evlenmeyi kabul ediyor musunuz?
    -Kabul ettim.
    Kadı bu kez de Paşa'ya döndü:
    -Paşa Hazretleri, on dirhem mihri müeccel ve aranızda kararlaştırılan mihri muaccel ile bil meclis Latife Hanımefendi'yle evlenmeyi kabul ediyor musunuz efendim?
    -Kabul ettim. 
    Evliler,masadan kalktıktan sonra,bütün konuklarca kutlandılar.
    Anadolu Ajansı, bütün yurda duyurdu. 
    Latife Hanım, başında bin bir sorun olan, bir dev ile evlendiğinin farkındaydı. Ona göre davranmalıydı. 
    Bazı geceler,Mustafa Kemal yatakta dönüp duruyordu. Böyle olunca karısının da uykusu kaçıyordu. Bir gece yine böyle bir durum olunca, Paşa'nın bu tedirginli üzerine:
    -Ne var, Kemal bir rahatsızlığın mı var?
-Latife , ben şimdi bir tramvaya binmek istiyorum. 
    Genç kadın saatine baktı, gecenin 02, siydi. Bu geç saatte tramvay nerede bulunacaktı?
    -Şimdi bütün tramvaylar depoya gitmiştir. Ancak sabah ezanıyla işlemeye başlarlar. 
    Latife, Mustafa Kemal'in biraz rahatsız olduğunu, yılların verdiği yorgunluğunu bilyor, onu korumaya çalışıyordu:
    -Dinlenseniz daha iyi olmaz mı? Vakit de oldukça geç.
    -Ben de vaktin geç olmasından yararlanarak tramvaya binmek istiyorum ya. 
    -Peki, öyleyse hazırlatalım. 
    Mustafa Kemal, Latife ve yaveri gece tramvaya bindiler. 
    Sürücü atları dehleyerek  tramvayı yürütürken, Mustafa Kemal yavaşça onun yanına sokuldu:
    MESELE ÜLKEYİ KAMÇISIZ YÖNETMEK!
    -Sen,atları kamçıyla mı yönetirsin?
    -Elbette, Paşam kamçısız yönetilir mi?
    -Neden yönetilmesin?
    -Biz, görmedik.
    Paşa, sürücünün yanına çıktı:
    -Sen,şu yerine bana ver de ben kamçısız yöneteyim!
    Dizginleri eline toparlayan Paşa, atları sürmeye koyuldu. Bir yandan da sürücüyle yarenlik ediyordu:
    -Nasıl sürebiliyor muyum?
    -Benden iyi sürüyorsunuz Paşam!
    -Ben de senin gibi yöneticiyim.Ben de yüz binlerce insanı ölüme giden yola seve seve götürdüm. Ne var ki bir tanesine bile kamçı kullanmadım!
    Bu arada Latife de Paşa'nın tramvaycılığına imrenmişti. 
    -Paşam ben de biletçi olsam?
    -Çok güzel olur. Biletleri çaldırmazsın. 
    Bu karşılıkta hiçbir şaka  tonu yoktu. Paşa, hemen sözün arkasını şöyle getirdi:
    -Kamçısız tramvay yönetiyorum, beni çok konuşturma. 

Latife gecenin o karanlığında şöyle düşündü:
    "Paşa'nın kamçısız bir yönetimle Türkiye'yi yönetebileceğini düşünüyordu. Türkiye şu tramvaya benzer miydi? Onu çekip götüren şu atcağızlar, büyük istekleri, tutkuları bulunan Türk insanına benzetebilir miydi? "
    


Okunma Sayısı: 286

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.