ADIM.. ADIM.. DATÇA
09 Mart 2023, Perşembe 18:19Foto : Kaderine ve kederine terk edilmiş bir Tanrı evi..
Can dostum, Sara Esin'le, yüzlerce yıllık, yaşını başını, dalını budağını şaşırmış devasa Zeytin, Palamut ve çam ağaçları ile kaplı, antik bir patika yolu adımlıyor, hayranlıkla etrafı kolaçan ediyorduk..
Yolun üzerindeki bir tarihi kalıntı bizi kendisine çekti..
Harap ve bitik vaziyetteydi..
Bir Tanrı eviydi.. Kiliseydi.. Kaderine ve kederine terk edilmişti..
Kutsal kitabımız Kur'an da 300 kusur defa Hz. Meryem'in adı geçiyordu..?Hz.?Meryem'in oğlu Hz. İsa Peygamber'in yaydığı dinin ilk kiliselerinin temelleri bu topraklar üzerinde atılmıştı..Hepimiz aynı tanrıya inanıyorduk..?Ve birbirimizin ibadethanelerine saygısızlık ediyorduk..
Balkanlarda camiler, Anadolu'da kiliseler yıkılıyor, talan ediliyordu..
Tespit edebildiğim kadarıyla Datça yarımadası üzerinde irili ufaklı yirmi kusur kilise kalıntısı vardı ve bunların beş tanesi çok yakın bir geçmişte, Sit alanı ilan edilebilir korkusu ile yerle bir edilmişti..
Yok olmaya yüz tutmuş kiliselerden geriye "K i s l e - t e p e s i ", "K i s l e- y a n ı " gibi mahalli isimler kalmıştı..
Aynı Tanrıya inanan, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Museviler yüz yıllardır din uğruna birbirlerini katledip durmuşlardı...
Haçlı orduları kutsal topraklara(Kudüs) ulaşmak için Anadolu'dan geçerken iki-üç yaşlarındaki Müslüman çocuklarını kebap edip yemişlerdi..
Müslümanlar Hristiyan çocuklarını küçük yaşta esir edip, asker gibi yetiştirmişler, Hıristiyanlara karşı savaştırmışlardı..
Bu nasıl bir vahşetti..?
Üstelik din uğruna savaşılıyordu..?Yoksa tüm savaşların kökeninde talan.. Yağma.. Zengin olma tutkusu mu yatıyordu..?
Bunlar da benim aklıma takılan, cevabını bulmakta güçlük çektiğim delice sorulardı..
En iyisi aptalları oynamaktı.. Çünkü bunlar tehlikeli sorulardı..Ve Datça yarımadası üzerindeki Tanrı evlerinin yakılması, yıkılması ,talan edilmesi gayet normaldi..
Bırakın kiliseleri , Camilerimiz dahi bu ilgisizlikten, yıkımdan kurtulamamıştı..
Bunun en belirgin örneği Karaköy'de şöför kursunun hemen doğusunda bulunan 1211 (1796) yılında inşa edilen eski Karaköy camisiydi..?Ve şu andaki durumu içler acısıydı..
Çatısı çökmüş, duvarları çatlamış ,her nasılsa kapısının üzerinde tek başına boynu bükük kalakalmış kitabesinde şunlar yazıyordu..
"Bu hayratın sahibine olsun mübarek
Versin hak muradın tebarek
Sahibü'l -hayrat ve'l hasenat
Tuffezade el-hacc Halil ağa ibn Mehmed ağa.."
Velhasıl..
Kiliselerde de,..?camilerde de sınıfta kalmıştık..
28-02-2023 Y.?Ziya Özalp
Okunma Sayısı: 317
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.