Sondan bir önceki son durak
23 Ocak 2023, Pazartesi 17:32Her gün iş yerime gidiş gelişi belediye otobüsü ile yapıyorum, eğer beklenmedik aşırı bir trafik yoğunluğu yoksa bir yönde yaklaşık 40 dakika sürüyor. Şansıma o hattaki otobüsün ilk ve son durakları benim biniş iniş duraklarım. Ters yönde yine aynı. Sabahları erken, 07:00 de gidiş, akşam üzeri de 19:00 da dönüş otobüslerini yakalamağa çalışıyorum. Giderken tam uykumu alamadığım bir geceden sonra eğer oturacak da bir yer bulmuşsam otobüste biraz uyuklamaya devam ediyorum. Hatta bazen ayakta kalsam bile gözlerim biraz kapanıyor. Dönüşte ise bütün günün yorgunluğu ile yine aynı, yani otobüste biraz uyuklayarak dinleniyor, eve öyle gidiyorum. Şansıma o hattaki otobüsün ilk ve son durakları benim iniş biniş duraklarım deyişimin nedeni şu, hep son duraklarda indiğim için otobüste uykuya dalıp ineceğim durağı kaçırmam durumu yok. İki hafta kadar evvel yanıma 40 yaşlarında bir bayan oturdu, onun da gözlerinden uyku akıyor, dalmamak için gayret gösteriyordu. Bir süre sonra bana "Beyefendi siz hangi durakta ineceksiniz?" dedi. Ben de "Son durakta yani Kandıra durağında dedim". Onun üzerine "O ne yazık ki benimkinden bir durak sonra, yine de rica etsem ve siz de uyuyup kalmamışsanız, beni son duraktan bir önceki Çiftlik durağına gelmeden uyarabilirmisiniz, uyuyup durağı kaçırmaktan korkuyorum" dedi. Ben de bu rica üzerine uyuyup kalmamağa gayret edip bayanı zamanında uyardım. Kim bilir evde yemek, bulaşık, çamaşır ve belki de sabah okula gidecek çocuklar falan derken ne kadar yorgun ve uykusuz olarak sabahları erkenden evden yola çıkıyor diye düşündüm. O günden sonra, tesadüf ya, birkaç kere daha aynı otobüs için bindiğim durakta o bayana rastladım, hatta yan yana oturduk ve ben ona gülerek "Yine son duraktan bir önceki durakta mı?" diye sordum, o da bana gülerek "Evet, lütfen yine rica ediyorum, sizin son duraktan bir önceki durak benim son durağım" dedi.
Bu "Son duraktan bir önceki durak benim son durağım" sözü artık aramızda hoş bir laflaşma olan Filiz hanım, gerçi gerçek arkadaş değil ama yol arkadaşı olup hatta birbirimize artık isimlerimizle hitap ettiğimiz o kibar hanım, bizim üç aya yakın süren bu ilginç otobüs arkadaşlığımız sonunda birden ortadan yok oldu. Bir haber de vermemişti, belki tatile falan gitmiştir dedim ama yok. Herhalde ya taşındı ya da iş değiştirdi, ya da artık çalışmıyor gibi şeyler düşündüm. Ama bu macera, aslında belki de kısa bir yaşam filmi desem, benim hafızamda güzel bir anı olarak kaldı. O "Son duraktan bir önceki durak benim son durağım" sözü her sabah otobüse binişimde hala aklımdan çıkmıyor.
Sabahları her otobüse binişimde içimden tekrarladığım bu "Son duraktan bir önceki durak benim son durağım" sözü aslında Filiz hanımla aramızda bir şaka gibi başlayıp tekrarladığımız sadece öyle boş bir söz değildi diye düşünmeğe de başladım zamanla ve düşündükçe de onun hemen herkesin hayatının kısa veya uzun ama önemli bir bölümümün kısaca ifadesi olduğuna karar verdim. Öncelikle de Filiz hanımla bir otobüste birlikte işe gidişimizin benim için böyle bir anlamı olduğunu ve o artık benimle aynı otobüse binmediğinden beri o günleri çok aradığımı idrak ettim. Yani onunla birlikte olmak benim hep devamını istediğim bir şeymiş, ama onun artık aynı otobüse binmemesi benim için, bu olay uzun zaman devam etsin, sonu çok uzaklarda olsun diye içimde sakladığım, ama ne yazık ki o sondan daha evvel gelen ve beni boşlukta bırakan bir sonmuş.
Tekrar ele alırsam "Son duraktan bir önceki durak benim son durağım" hayattaki o son durak, kesinlikle o kaçınılmaz son, yani ölüm değil. Ama hemen her insanın sonunda şöyle olsun şeklinde planları vardır, kısa veya uzun vadede. Bir kişi üniversiteyi bitirip mühendis olmayı onun hayatında önemli bir son olarak düşünebilir ama şu veya bu nedenle mühendis olamazsa bu onun için o son duraktan önceki sondur. Başka biri kariyer arzusu olarak sonunda çalıştığı şirkette bir müdür olma arzusundadır ama ancak bir asistan olabilir, yani onun için sondan evvelki son budur. Ya da bir başka biri, örneğin bir futbolcu dünyanın sayılı golcülerinden biridir ve en azından üç dünya kupası oynamak arzu ettiği kariyer sonudur. Ama yıllar geçer ve bir düşünür ve ben zirvede iken bu işi bitirirsem ilerde daha iyi hatırlanırım der ve ülkesinin milli takımının iki dünya kupasına katılımından sonra aktif futbol hayatından çekilmeğe karar verir. Bu onun için "Son duraktan bir önceki durak benim son durağım" demektir.
Şimdi asıl biraz da kendimden bahsetmek istiyorum. Ben bu gazetede, bu köşede yazmağa bir tesadüf sonunda başladım. Yoksa öyle bir yazarlık tarafım da yoktu, belki de hala yok ve ben kendi kendime gelin güney oldum. Hani hep ilham derler ya, bana da çok özel bir kişiden bir ilham geldi, yazdıkça da gelmeğe devam etti. Ben de yazdıkça daha hevese geldim, iyi yorumlar ve beğendik diyenler ve hatta beğenmedik çok kötü bir yazı diyenler beni körükledi ve yazdıkça yazdım. Bazen çok sık, bazen uzun aralar vererek. Öyle ki artık bu gazete çıktıkça ben de hep yazarım diye kendime bir son tanımlamıştım. Ama evvelki gün birdenbire, artık bu yazımla "Son duraktan bir önceki durak, yani benim son durağım geldi" demeğe karar vermiştim. Başka bir deyişle, bu son yazım olsun deyip, artık köşe yazısı yazmamağa karar vermiştim. Ama bu kararım bir gün bile sürmedi, hemen ertesi gün kendime „Sen ne yapıyorsun, hem de ne güzel gazetemiz kısa bir süre önce 15. yılını kutlamışken ve hepimiz insanlık için büyük umutlarla yeni bir yıla girmişken?“ diye sordum ve kararımdan vazgeçtim. Çünkü bu gazetem ve köşem benim hayatımın çok güzel bir parçası ve bunun mutluluğunu ömrüm boyu
hatırlayacağım.
Henüz takmıyormusun bu dünyayı?
O zaman hiç dert etmiyorsun o son durağı,
Senin zaten kendi son durağın var,
İnersin orada yapayalnız ve de kaygısızca.
20 yaşına geldin mi artık,
Farkındamısın gerçek hayatın, yavaş yavaş?
Dertlerin durakları kaçınılmaz ama,
Güzel duraklarda inmek aslında senin
tercihinde.
Gideceğin yolun sonu belli mi?
Ya erken inmen gerekirse o otobüsten,
İsteyerek ya da kendin karar bile veremeden,
Hani o son duraktan evvelki, başka bir son
durakta.
Kafan karıştımı benimki gibi,
İndim burada ama ne yapacağım sonra,
En son duraktan evvel ve çaresizce,
Vay be, başka son duraklar varmış meğer onun da öncesinde.
Sana indiğin yerde kal diyemiyorum,
Oradan git de diyemiyorum,
Benim son durağım bu, biliyorum diyorsan iyi,
Geldik yolun sonuna diyorsan, yine de bir düşün
öncesinde.
Birkaç yıldır yazılarımı okuyanlara, okumayanlara, beğenmiş olanlara, beğenmeyenlere, tüh ya sonunda bundan kurtuluyorduk ama yine olmadı diyenlere, yazımın çıktığı sayfayı kesekağıdı yapmayı tercih edenlere, herkese herkese çok teşekkür ediyorum. Tabii en başta da bana güvenip bu köşede yer veren sevgili yönetmenime, onun kendine has, çok özel, inanılmaz derecede motive eden tarzına, sarı inat olmasına rağmen insanı pembe mutluluklara iten kişiliğine, bu gazeteyi hep böyle başarı ile yöneteceğine candan inanarak sonsuz teşekkürler ediyorum ve sizlerden de bana bir süre daha katlanmanızı rica ediyorum.
Hani bir otobüsün en son durağı bellidir ama siz kesin bir plan yapmamış ya da sonradan fikir değiştirip o gün ineceğiniz sizin son durağınızı değiştirmiş olursunuz ya bazen, hatta bir durakta inip tüh bir sonrasında inseydim dersiniz ya, işte bana da öyle oldu. Hatta bazen yıllar sonra bile, o geçmişte indiğiniz durağın yanlış bir durak olduğuna karar verirsiniz. Hani benim zamanında yazdığım bir yazı için şimdi keşke o zaman onu yazmasaydım diyebileceğim gibi.
En son olarak, kimin söylediğini bilmeyip ama çok anlamlı bulduğum iki sözü yazmak istiyorum:
„Neyi arıyorsan O'sun sen. Ya ümit sizsiniz, ya ümitsizsiniz. Gittiğin yola inandıysan attığın adımlardan korkma.“
"Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır."
Sağlıcakla kalın.
Rumuz: Sensiz Olmaz, 12.01.2023
Okunma Sayısı: 943
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.