KÖŞE YAZISI. DOĞRU ANLAMAK ( 44 ) KÖPEĞİN GÜVENİ
02 Ekim 2024, Çarşamba 22:54Çok iyi. Bizlerle yaşamaya başlayan, dünyaya canlılık ve hareket katan bu canlı, en çok insandan çektiği acı ve ölümül eziyetlere rağmen, dünya hayatına hakimiyetini kavramış olduğundan bu vazgeçilmez icatçı ve buluşçuya güvenerek yaşamak ister. Hayvan ailesine, türü ne olursa olsun gösterilen ilgi ve sevgi beni her zaman sevindirmiştir. Özellikle yakın zamanda, çevremdeki , hatta uzak çevremizdeki insanların gösterdikleri ilgi, hayvanları mutlu ettiği gibi, gerçekten hayvan dostlarını da rahatlatmıştır. Gördüğüm video, sevimli bir bayanın, havuza atlayarak küçük bir kediciği boğulmaktan k urtarması ile ilgiliydi. Bir çağrışımla aniden elli yıl öncesine gitmiş oldum sanki. Çağrışım olağanüstü bir özelliktir. Evet, 50 yıl önce ben de yapmıştım buna benzer bir destek olayı hatırlıyorum. Çocukkken en çok ilgimi çeken sabah namazında, ezanla birlikte uyanmak ve bütün cemaatten önce, çocukluğumun en parlak hatıralarına mekan olmuş İskender Paşa Camiinin devasa kapısından içeri girmek. Babamın bana öğrettiği namaz kılmayı bütün ayrıntıları ile, camide safların önünde namaza durarak, o sessiz liğin büyüleyici uğultusunu, huzurunu yaşamak. . Olağanüstü bir duyguydu. Evimiz camiye neredeyse bitişik sayılırdı. Ve bütün cemaat tanıdıktı. Tertemiz insanlardı. Kesin uzunca üç saf vardı namaza duran adamlar. Her ses büyüleyici bir tonda tınlayarak bize dönüyordu. Namaz komutları, dua ve usulen okunan tekbir ve allahü ekber sesleri. Namaz bittiğinde, kapıya yöneldim. Bütün cemaat benim kapıya yönelmeme yol verdiler. bunu fark edince geri durdum. Onların çıkmasını bekledim. biri saçımı okşadı ve şöyle dedi. ”İlk sen girdin bu kapıdan ilk sen çıkmalısın. Bu senin hakkın Cemal çocuk. “Büyüğe saygı sözüne itaatle olur”lafını hatırladım babamın. Boyun eğerek ilerledim. Dışarı çıktığımda alacakaranlıktı ortalık. Anlatacağım olayın zamanı, işte bu sabah namazı sırasında cami avlusunda geçmişti. Eve doğru ilerlerken, uzaktan beni farkeden bir köpeğin, koşarak geldiğini görünce, ve kendini ayaklarımın altına atıp yere uzanması ile ilk an irkilmiştim. Çünkü koca bir köpekti. ve arka üstü uzanarak boğazında, iki santim kadar boynuna geçmiş lastiği göstermek istemiş olmalıydı. Bir iki saniye tereddütten sonar karar verdim. Eğilip köpeğin boynuna baktım. Çok kötüydü. Neredeyse iki santim genişliğinde kalınca sayılacak bir lastiğin boynuna gömüldüğünü gördüm. Oldukça üzüldüm. Nasıl olduysa ilk aklıma geleni uygulamak için derhal eve doğru koşmaya başladım. evde lavaboda babamın traş olduğu jiletlerden temiz birini yanıma aldım. elime bir bez parçası sararak, cami avlusuna koştum. Hayvan aynı şekilde, yavrularının yanından, bana doğru koşarak kendini yere attı ve boynunu uzattı. Yavaşça yere çöktüm. ellerimle boyun tüylerini araladım. Gömülmüş kalın lastiğe ulaştım. Yara olmuştu ve Kötü kokuyordu. Bir iki tereddüt edip kalkmaya başlamasına ragmen onu okşayarak sakinleştirmeye çalışmam işe yaradı. Jileti elimde hazır halde kullanmak için tutuyordum. diğer elimle tüylerini araladım ve lastiği görür görmez jileti aniden kullandım. Lastiği tam olmasa da neredeyse kopmaya yakın kesebilmiş olduğumu gördüm. O sırada panikleyerek kalkıp kaçtı hayvan. Doğru yavrularının yanına gitti ve bir iki dakika içinde uzaklaşıverdi. Bir süre onu kurtardığımı bir süre başarıp başaramadığımı oldukça merak ettim doğrusu. Derken, köpeği birkaç gün sonra , surların evimize yakın kesiminde, sur diplerine açılmış çay bahçelerinin önünden geçerken, yavrularıyla daha sağlıklı gibi gördüğümde, çok sevinmiştim. Doğrusu kendimle övünmüştüm de. .
Okunma Sayısı: 175
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.