gökyüzü gibi bir şey çocukluk
25 Aralık 2024, Çarşamba 09:54Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor…
Cemal Süreya “Keşke çocukken fazla mutlu olmayıp birazını da bu zamana saklasaydım” diyerek alır götürür bizi katıksız riyasız yalansız hesapsız o yıllarımıza sonra Edip Cansever şöyle bir derinden sarsar bedenimizi ve seslenir ruhumuza “Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor”
Hangi kuşaktan olursa olsun hep bir hasrettir çocukluk ve herkesin çocukluğu daha güzeldir bir başkasından. Bitmez hiçbir zaman anılar, sanki bin ömür yaşanmışçasına anlatılır hep yeni kuşaklara oysa hepsi bir kış bir yazdan ibarettir aslında...
Anne en çok özlenendir, baba ise bütün romanların kahramanı. Unutulmayan birkaç arkadaş ama düşündükçe burun sızlatan kardeş. İlk aşk diye hafızaya yazılan ile bakkaldan alınan goflete duyulan hasret eşdeğerdir çoğu zaman. Çabucak büyümek için debelenirken keşke çocuk kalsaydım-a evrilen hayatlar şimdi de içindeki çocuğa muhtaç.
En güzel bayramlar, en neşeli tatiller, en keyifli oyunlar, en iyi arkadaşlar, komşular, en şenlikli sokaklar hep çocukluk yıllarında gizlidir büyümüşlerin. Bir yandan şuyumuz, buyumuz yoktu ama mutluyduk tesellisi taşınır günümüze bir yandan da hatalara gerekçe gösterilir yaşanmış ve yaşanmamışlıklar.
Her şekilde davalıdır çocukluk, hem mutluktan hem mutsuzluktan yargılanır. Kimi geri ister, kimi ödeşmek ister, kimi helalleşmek kimi de vedalaşmak ister. Tek gerçek var ki; masumdur çocukluğumuz ve aslında kendi masumiyetimizedir hasretimiz.
Babam için başsağlığı dileyen ve teselli niyetine “kaç yaşındaydı” diye soran dostumun nezaketini görmezden gelip, “bin yaşında olsa ne fark eder ki; benim babam öldü…” dediğim o gün ilk kez hasretle bakmıştım gökyüzüne ve iliklerime kadar ıslatan yağmurun hüznüyle bir tebessüm yollamıştım çocukluğuma. Binlerce yıl, on binlerce anı saklıydı gökyüzünde ve helalleşmiştik biz tüm yaşanmışlıklarımızla. Namuslu bir vedaydı aslında en kahramana…Hayatın en önemli en ciddi en çetin ya da en acı anlarında, çıkmazlarda, öfkelerde hatta çaresizliklerde bir kez bakmak gerek gökyüzüne; oralarda bir yerlerde gözleri pırıl pırıl ruhu hiç kirlenmemiş çocuk yol gösterecek ve gülümsemesi çekip alacaktır sizi her cendereden….
Yaşadığınız her olumsuzlukta içinizdeki o ihmal edilen, eleştirilen, reddedilen ve görmezden gelinen çocuktur yardım isteyen aslında. Şimdiki benliğinizi iyileştirecek olan o çocuğu bu kez duyun, görün ama en çok da anlayın. Belki de namusluca vedalaşma zamanı gelmiştir artık travmalarınızla da. Yargılamadan bırakmak gerek olduğu yerde, infaza da gerek kalmaksızın.
Okunma Sayısı: 265
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.