Fransız yazar J. P. Garnier, N. Hoca’nın çocukluğunu anlatıyor...

N. Hoca hakkında çeşitli dillerde yayımlanmış çok çeşitlli kitaplar var. Örneğin bunlardan birisi de Fransız yazar Jean-Paul Garnier’e ait.
Garnier 1965 yılında hem Fransızca hem de Almanca yayımlanan ’’ Nasrettin Hoca ’’ kitabında çocukluğu hakkında şunları yazar:
‘’ Sıradan bir ailenin çocuğudur. Babası Abdullah imam, annesi Sıdıka ev kadınıdır. Nasrettin daha çocukken çok uyanık ve zeki olduğu için, ailesi onu önce köy okuluna, daha sonra da Konya’ya, lise ile üniversite arasında bir okul olan medreseye gönderir. Orada Kur’an eğitimi alır ve o dönemde seçkinlerin dili olan Farsça öğrenir. Sonra diplomasını alarak tekrar ailesinin yanına döner. (...)                                       
Köyü Hortu’da yaşıtlarına göre, daha çok erken yaşta dikkat çeken orjinal zekası ve yetişkinlere özgü bir mizah anlayışı vardır.                                                                     O yüzden bazen hem babasını hem annesini çok kızdırıp çileden çıkarır. Okuldan sonra annesine evde yardımcı olur. Aralarında zaman zaman tartışmalar da olur. Fakat annesi en sonunda, ufak tefek münakaşalarda son sözü söyleyenin bu afacan olduğunu artık kabullenmek zorundadır.’’

 Nasreddin okul çağındadır. Okuluna çok severek gider ve öğrenmeye çok meraklıdır. Her şeyi  öğrenmek ister. Evde annesi babasıyla olduğu gibi okulda da öğetmeniyle münakaşa eder. Fakat çok sert bir öğretmeni vardır. Öğretmenine her konuda sorular sorar ve sürekli yeni şeyler öğrenmek ister. Öğrenme açlığı çeker. Öğretmeni bazı sorularının cevabını  bilemeyince küçük Nasrettin’e kızar ve sorularından hoşlanmaz ve ona bir gün:
‘’ Sen kendi bilgini kendine sakla! Yoksa gençliğinde böyle sözde akıllı olanlar büyüdükten sonra deli olurlar ’’ der.
Daha o yaşlarda bile hazır cevap olan küçük Nasrettin:
’’ Demek ki, siz gençliğinizde çok akıllıydınız...’’ diye karşılık verir ve onu daha da kızdırır. 
Biyografisini yazan bir başka Alman yazar ise onu kısaca şöyle tanımlar.
’’ Hiç geriye bakmadı, geçmişe hiç üzülmedi, gelecekten ise hiç korkmadı.’’
Düşündürücü, eğitici, mizahi ve hiciv dolu fıkraları sadece Türkçe konuşulan coğrafyada değil, özellikle yaşadığı o çağda, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, Volga, Kırım, Ukrayna, Güney Sibirya’dan ta  Kuzey Afrika’ya ve hatta Çin’e kadar uzanmaktadır.
Türkiye’de en güvenilir ve kapsamlı araştırma Pertev Naili Boratav Hoca’ya ait.1996 yılında Edebiyatçılar Derneği  tarafından yayımlanan yaklaşık üç yüz sayfalık N. Hoca kitabında ilk kez olarak tam 594 tane N. Hoca fıkrasının orjinali bu kitapta yer aldı.
 

Okunma Sayısı: 100