ERZURUM'dan SİVAS'A GİDECEK PARALARI BİLE YOKTU! (31)
27 Mart 2023, Pazartesi 17:13Erzurum Kongresi bitmiş. Artık Cumhuriyet'in temellerinin atılacağı Sivas Kongresi hazırlıkları başlamıştı.
Bir akşam yemeğinde Mustafa Kemal arkadaşlarına;
-Hazır mıyız? Diye sordu.
Mazhar Müfit Bey;
-Elimizde çürük çarık üç otomobil var. Karoserleri berbat. Körükleri yırtık pırtık. Lambaları da yok. Karpit yakacağız. Geceleri yola devam etmek zorunda kalırsak, karpit e yanmaz. Burada karpit bulmanın da olanağı yok.
-Çürük çarık, lambalı lambasız gideceğiz. Ancak üç otomobil hepimizi ve eşyalarımızı taşımaya yeterli mi?
-Tabii yeterli değil.
-Rauf, Süreyya, Hüsrev, Rauf Bey'lerle sen, Cevat Abbas ve Muzaffer le ben de otomobillere taksim oluruz. Şeyh Fevzi Efendi için de yer ayrılır(Fevzi efendi için bir hikaye yazmak istiyorum. Kurtuluş Savaşının yılmaz din insanı. Kuvvayı Milliyenin temsilcilerinden) Kendisini Erzincan'dan alırız. Recep Zühtü, Hayati, Memduh ve diğer subay arkadaşlarla eşyalarımız da arkadan araba ile gelirler.
-Güzel paşam. Ben de böyle düşünüyordum. Ancak, üç dört arabaya ihtiyacımız var. Belediye başkanıyla görüştüm o bunu temin edecek. Ancak, dört yüz lira kadar bir paraya ihtiyacımız olacak. Sivas'ta da paraya ihtiyacımız olacak, özetle, bin lira gibi bir açığımız var…
Mustafa kemal, kaşlarını çatarak ve dişlerini sıkarak , sıkıntılı ve hiddetli bir sesle;
-Evet, bir de para sorunumuz var! dedi.
-Paşam, siz bu konu ile uğraşmayınız. Elbette bir önlem alacağız.
Mustafa Kemal yerinden fırlayarak, İngiliz ve Amerikan mandası isteyenlere veryansın etti…
Mustafa Kemal'in beş parası yoktu. Para bulunamazsa Sivas'a gitmesi olanaklı değildi. Müdafaayı Hukuk'un da parası yoktu.
Herkes bir çözüm arıyordu. Hatta çoluk çocuklarının süs eşyalarını satarak paraya çevirmek; kadınlar, bu süslere üzülebilirlerdi. Elden ne gelirdi…
Oysa Müdafaayı Hukuk örgütünün çok zengin ve güçlü görünmesi gerekiyordu.
Bu ülkeyi, bu vatanı seven insan tükenmezdi. İşte onlardan biri imdada yetişti.
"Heyeti Faale" üyelerinden emekli subay Süleyman Bey, hiçbir insanın yapmayacağı şeyi yaptı. Mustafa Kemal ve arkadaşlarına gerekli olan parayı verdi.
Bu güzel insan, cesur ve yürekli adam, onlara şöyle dedi:
-Çocuklar, ben bu işin çaresini buldum. Benim birikmiş dokuz yüz liram var. Ben altmış yaşını geçmiş bir insanım. Allah'ın rızasından, milletin kurtuluşundan başka bir dileğim yok. Ben bu parayı size veririm. Fakat bu parayı verdiğimi ne paşa, ne de başka hiç kimse bilmeyecek. İleride Kurtuluş'tan sonra paranız olursa verirsiniz. Olmazsa helal olsun. Ben devletin verdiği emekli aylığıyla geçinir giderim(o zamanın emekli aylığı 15 liradır)
Bu sözleri dinleyen genç vatanseverlerin gözleri doldu.
Okunma Sayısı: 259
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.