LAÇİNNN
s
Muğla
20 Kasım, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

CUMHURİYET KURULURKEN ONUNCU YIL NUTKU ONUNCU YIL MARŞI… “Çıktık açık alınla on yılda on savaştan…”

29 Ocak 2024, Pazartesi 15:55

Türkiye Cumhuriyet’i 29 Ekim 1933 günü onuncu yılına girecekti. Ankara’da coşkulu
hazırlıklar başladı. Dünya liderleri de çağrılacaktı.
Tarihsel koşullara bakınca, Hitler ve Mussolini dünyaya ateşe verecek hazırlıklar
yapıyorlardı.
Bu savaş şimdilik Türkiye’den uzak görünüyordu. Ama bir dünya savaşında kimin
nerede olacağı belli olmazdı!
Türkiye’nin bu ortamda, bir askeri güç biriktirmesi gerekiyordu. Buna halk da razıydı.
Onuncu yıla Almanya, İtalya ve Sovyetler Birliği davetliydi, tabii öteki devletler de…
Mustafa Kemal, nutuk hazırlığı yapıyordu. Ancak, onuncu yıl için Falih Rıfkı Atay’dan
bir yazı hazırlamasını istedi.
Ondan önce bir Onuncu Yıl Marşı için siparişler verdi.
Bunun için Behçet Kemal Çağlar ve Faruk nafiz Çamlıbel görevlendirildi.
Çamlıbel ve Çağlar’ın şiirleri birleştirilerek, yeni bir şiir meydana getirildi.
Şiir tamamdı da, kim besteleyecekti?
Recep Peker ile İsmet paşa, Kız Enstitüsü Müdürü Münir hayri Bey’i görevlendirdi.
Münir Hayri şöyle dedi:
-Efendim, ben yarışma düşüncesine karşıyım. Sonra müzikte bestekarlık bir günlük
esin ile elde edilecek işler değildir. Ülkemizde bu işi yapabilecek dört beş kişi vardır. Bu işi
ancak bunlar yapabilir.
Genel Sekreter Recep Peker:
-Öyleyse bunlara ayrı ayrı ısmarlayalım.
-Tamam efendim, kim jüri (seçici) olacak?
-Peki ne yapalım?
-En iyisi, bu işi bu 5 besteciden birine vermektir. Örneğin Cemal Reşit (Rey) Bey’e…
Cemal Reşit Bey, çok güzel bir beste yaptı. Kimseye duyurulmadı. 30 bin plak yapıldı.
Türkiye’nin her yanına dağıtıldı. Her yerde dinlenmeye, söylenmeye başladı. Herkes marşı
güzel buluyordu.
Recep Peker, Münir Hayri’yi bir gün çağırdı. Suratından düşen bin parçaydı. Münir
Hayri’ye;
-Gördün mü olanları? İstiklal Marşı’nın bestecisi Zeki (Üngör) Bey’de bir Onuncu Yıl
marşı bestelemiş, Gazi’ye sunmuş. Paşa dün akşam, bir de onu dinleyelim dedi. Öbür
akşam köşkte dinlenecek. Elbette Zeki Bey öğretmen Okulu korosuyla çalacak, biz ise
sadece bizim plaktan dinleteceğiz. Elbette Paşa onu beğenecek. Ben de bu yapılan plakların
bedelini sana ödetirim!...
Bu konuşmayı dinleyen Necip Ali (Küçüka) Şöyle dedi:
-Efendim, izin verin Münir ile bir konuşalım. O bir çıkar yol bulur.
Hemen Cemal Reşit Bey’i İstanbul’dan, Ankara’ya çağırdılar.
Bu arada Mustafa Kemal Zeki(Üngör) Bey’i Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’nı kurmak
için Ankara’ya çağırmıştı.
Zeki Bey, kanununu da alarak, hemen Ankara’nın yolunu tuttu. Çankaya’ya çıktı. Paşa
onu kapıda karşıladı.
-Hoş geldin, Zeki Bey, artık burada birlikte çalışacağız.
-Elbette Paşam emredersiniz.
Bunu burada bırakıp, biz marşımıza dönelim;
Önce Zeki’nin marşı dinlendi. Sonra Münir hayri, Cemal Reşit’in marşının balkondan
dinleneceğini söyledi. Paşa ve orada bulunanlar çok şaşırdı, ama şöyle dedi Paşa:
-Olur, buyurun balkona dedi.
Balkona çıkar çıkmaz, balkon altına sıralanmış muhafız alayı ile birlikte;
“Çıktık açık alınla on yılda on savaştan
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan…”
Paşa dinler dinlemez;
-Zeki Bey’in marşı çok güzel. Ne var ki, herkesin söyleyebileceği bir tarz da değil.
Ama bunu herkes söyleyebilir. Çok etkili. Cemal Bey’in marşı onuncu yıl marşıdır…Marştan sonra Onuncu yıl Nutkunu hazırlamaya koyuldu. Her yazdığı bölümü , başta
Falih Rıfkı olmak üzere, herkese okuyor, okutuyordu.
Nutuk’un son bölümleri gelmişti. Onu da Hikmet Bayur’a okudu bir gün
-Dur sana Maarif Vekili olmadan Onuncu yıl nutkunu okuyayım.
Nutkun en sonunda şöyle bir cümle vardı”
-Tüm bu işler bittiğinde Beni Unutmayınız!
Bu cümle Hikmet Bayur’a çok acı geldi. Sanki veda gibi, vasiyet gibiydi. Şöyle dedi:
-Beni unutmayınız, sözünü nutuktan çıkarınız. Şundan ki, bu ayrılmaya hazırlanmış
gibi bir duygu uyandırıyor.
Mustafa Kemal’in çok önemli özelliklerinden biri, mantığa uygun önerileri
dinlemesiydi, kimden gelirse gelsin!
Metinden o cümleyi çıkardı. Şunu ekledi:
-NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!”
Tabii İstiklal Marşı, Onuncu Yıl marşı ve Onuncu yıl Nutkundan sonra, törenler başladı.
Töreni izleyenler arasında bulunan Mussolini’nin temsilcisi, geçen askerleri
küçümseyen bir tavırla , yanı başında bulunan Sovyet büyükelçisine ve başkalarına da
duyuracak şekilde, ordunun eksik kadrosunu anlatmak isteyerek;
-Gerisi nerede? Diye sordu.
Sovyet Büyükelçisi, Kemalist iktidara destek veren şu yanıtı verdi:
-Gerisi Moskova’da majesteleri


Okunma Sayısı: 248

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.