CENNETTE FAKİRE YER VAR MI? DAR GELİRLİ-BOL GİDERLİ(BOL GELİRLİ)
23 Kasım 2020, Pazartesi 17:44Birinin adı Dar gelirli Ahmet, ötekinin adı Bol giderli Ahmet…(Bol gelirli de diye okuyabilirsiniz)
İkisi de aynı köydendir. İkisi de matematikçidir. Dar gelirli Ahmet 2 kere ikinin dört değil, dert ettiğini söyler. Bol giderli ise sıfır kere sıfır yüz eder, diyerek yeni icatlar bulmuştur…
İkisi de Cumhuriyet ilan edildiği gün doğmuştur. O nedenle kendilerine Cumhuriyet Çocuğu denebilir. Dar gelirli Ahmet buna sevinir, Bol giderli ise başka çağrışım yapar diye, kendisine Cumhuriyet çocuğu denmesini istemez.
İstanbul'da doğmuşlardır.Babaları iş bulabilmek için İstanbul7a gelmiştir. Ama adları köyleriyle anılır.
İkisi de matematikçi demiştik. Dar gelirli derslerine çok çalışıp başarılı olurken, bol giderli kopye çekerek sınıfları geçmiştir!
Dar gelirli çok iyi hesap yapıyor. Bol giderli de hesaptan kitaptan anlamıyordu. O nedenle arkadaşları ona”Hesapsız, kitapsız Ahmet” diyordu.
Yoksulluk nedeniyle her ikisi de okulu terk etmek zorunda kaldı. Bir yerler iş bulup çalıştılar,yevmiye ile.
Askere aynı anda alındılar, aynı birliğe verildiler. Hesabı iyi olan dar gelirli Ahmet, askeri talim ve terbiyeye önem verirken, bol giderli önce komutanın emireri, sonra kantinci olacaktır.
Dar gelirli, makineli tüfekleri söküp takabiliyor, askeri tüm donanımı biliyordu. Bol gelirli kantinde yapacağı, kazanacağı paraya bakıyordu.
Dar gelirli cepleri boş eve dönerken, bol giderli cepleri olarak terhis edilmişti.
Aynı dairede aynı işi yapıyorlardı. Dar gelirli Ahmet zar zor geçinirken, Bol giderli Ahmet bir eli yağda bir eli balda. Arkadaşlarına ziyafetler verir. Sık sık seyahate çıkardı.
Dar gelirli, şehrin dışında bir gecekonduda otururken, bol giderli en lüks semt
lerde oturuyordu.
İkisinin de iki çocuğu oldu. Bu iki çocuğu yetiştirirken dar gelirli çok sıkıntı çekti ve “İki iki daha dört değil, dert eder” tezini doğrulamış oldu. Bol giderli çocuklarını yurt dışında okuttu.
Bol giderlinin “Sıfıra sıfır, elde var yüz” tezine kimse karşı çıkamıyordu!
Bol giderli şöyle diyordu”
“Yorgan kısa, ayağım uzunsa kabahat benim mi? Bendi yorganımı ayağıma göre uzatırım, Allah dağına göre kar verirmiş. Benim masrafım çok. Allah da veriyor bana.”
Dar gelirli bu konuda bir şey söylemek istemiyor. Sadece şunu diyordu:
“Bu dünyada çok sıkıntı çektim, ama namusumla yaşadığım için, öbür dünyada rahat edeceğime inanıyorum…” demekteydi.
Dar gelirli Ahmet, eşini ve çocuklarını gezmeye çıkarıyor, vitrinlerdeki malları seyrettiriyordu. Karısı, iç çamaşırlarını görünce, ayakkabıları görünce:
-Ayy bu kadın donumu, insanın poposu bunun içine sığar mı? Ayy bu ayakkabı mı? Diyordu.
Çocuklara muzu, hurmayı gösterip, tanıtırdı. Portakalı, çikolatayı uzaktan gösterip, çocuklarına anlatırdı.
Bu minval üzere yaşayıp giderlerken, yurt dışından Türkiye'nin ekonomik durumu ve geçim vaziyetlerini ölçmek için dışarıdan bir heyet geldi.
İncelemek için de bu iki Ahmet'i örnek olarak ele aldılar. Sorular sorulacak, bunları elektronik beyin kaydedecekti. Yanıt verecekti. Önce dar gelirliye sordular:
-Maaşınız net olarak ne kadardır?
-Asgari ücretle çalışıyorum. Elime geçen net 1750 lira
-Aileniz kaç kişi?
-Dört
-Sizden başka ailenizde çalışan var mı?
-Yok.
-Eviniz kaç oda?
-Bir buçuk!
-Ekmek kaça?
-İki lira..
Buna benzer birçok soru daha soruldu. Elektronik beyne yüklendi. Elektronik beynin düğmesine basıldı. Bir fiş düştü. Fişte;
-Yaşamıyor, diye yazıyordu.
Amerikalı uzmanlar, buna bir anlam veremediler. Çünkü bunların makinesi hiç yanılmamıştı, bu güne kadar. Tekrar sordular, tekrar yanıt aldılar. Bu kez;
-Ölmüş dedik ya…
Amerikalılar, ısrarla sordular Dar gelirli Ahmet7e, o da yanıtladı. Tekrar girdiler bilgileri makineye. O da:
-Siz laf anlamaz mısınız/ Ölmüş diyoruz ya…Verdiğiniz bilgilere ve bilim esaslarına göre, Dargelirli Ahmet Efendi, bundan yirmi yıl önce ölmüş olmalıdır. Halen yaşamamaktadır. ..
Bu kez sırada Bol giderli Ahmet'e sorular sordular:
-Maaşınız net olarak kaç lira?
-Elime geçen 1750 lira. Asgari ücretliyim..
-Eviniz kira mı?
-Evet.
-Ne kadar kira veriyorsunuz?
-İki bin lira…
Uzmanlar, tekrar soru soracaklardı ki, elektronik beyinde bir çatırtı çuturdu koptu. Makine bozuldu. Tamir edip, Bol giderliye soru sormaya devam ettiler:
-Evinizin mutfak masrafı ne kadar?
-Ayda dört bin lira…
Elektronik beyin bu kez daha şiddetli sesler çıkararak durdu…Bol giderli her yanıt verdiğinde, makine bozuluyordu. Bıraktılar…
Neyse bu şekilde yaşayıp giden iki Ahmet. Aynı yıl ve günde öldüler.
Dar gelirli Ahmet, kendinden emin bir şekilde , CENNETE GİDER , oklarını takip ederek,cennetin yoluna giderken, birden biri önüne geçip, onu itti. Bir de baktı bol giderli Ahmet..
Yaşamında bir kez bile kötü söz söylemeyen Dar gelirli şöyle dedi:
-Ulan dürzü, ulan pezevenk, ulan alçak, ulan namussuz! Ulan ezil! Ulan hırsız! Dünyada iyi yaşadın, keyfini aldın, tadını çıkardın. Bense her eziyete katlandım, her çileyi çektim. Tek ölünce cennette rahat edeyim dedim. Geldiğimiz dünyada keyif çattığın yetmedi mi de, bir de burada cennete gireceksin?
Bol gelirli ve bol giderli Ahmet, şöyle Dar gelirliyi süzerek:
-Sen fukaralara yardım ettin mi? Para verdin mi?
Dar gelirli Ahmet:
-Param yoktu. Karıma bile yardım edemedim.
-Peki hayır hasenat yaptın mı?
-Nerdeee…Çocuklarımı bile geçindiremezken…
-Hacca gittin mi?
-Gidemedim.
-Hayır cemiyetlerine yardım…
-Yooo…
-Öksüzlere, yetimlere, hastalara?
-Kendim yardıma muhtaçtım zaten!
Dar gelirliye buna benzer birçok soru daha sordu. O da yooo, Nerde? Yok. Gibi yanıtlar verdi. Bol giderli:
-Şuna bak hele, bir de utanıp sıkılmadan cennete girecekmiş! Hangi yüzle, hangi suratla! Dur geri, diye bağırıp yürüdü. Cebinden çıkardığı bileti gösterince, cennetin kapısındaki melek, turistik lüks otellerin valeleri gibi iki büklüm eğilerek, cennetin kapısını ardına kadar açtı…
Dar gelirli Ahmet'i iyilik yapmadığı, hacca gitmediği için cennete sokmadılar…Kötülük yapmadığı için de cehenneme atmadılar…
NOT: Hala ahlaklarını bozulmayan, 18 yaşından küçük çocuklara okutmamanızı öneriyorum. Onların ahlakları da bozulmasın!
-Aziz Nesin'in bir öyküsünden esinlenerek yazılmıştır…
Okunma Sayısı: 3344
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.