CAN YÜCEL İLE ANI KIRINTILARI (2)
15 Ağustos 2024, Perşembe 16:15Foto: Datça-Karaköy-Kamping-1997
Karaköy/Körmen sahilindeki, eski kulağı kesik komünistlerden Ahmet Abi’nin kamping-restoranında kafaları çekiyoruz. O gün Can Baba'nın keyfi yerindeydi doğrusu. Onun ağzında bir başka letafet, zarafet, lezzet kazanan belden aşağı kaba saba esprileriyle, fıkralarıyla bizleri gülmekten kırdı geçirdi.
Kamping sahibi Ahmet Abi ile sık sık politik sohbetlere dalarlar, eski komünist günlerini yad ederler, anılar deryasında boğulurlar ama... İkisi de keskin, tezgin, azgın komünist olmalarına rağmen bazı konularda pek anlaşamazlardı. Yine de tatlıya bağlarlardı muhabbeti. Ne de olsa ikisi de eski topraktı.
Öyle çok müşterek anılar biriktirdik ki Can Baba’yla... Hadi şimdi aklıma ilk geleni döktürüvereyim:
1995-96 yılları olmalı. Mevsim yazdı. Temmuz falandı. Her zamanki gibi akşamdan kalmanın ezikliği, mahmurluğu içerisinde, bir öğle vakti kendime içki arkadaşı bulmak için Datça Limanı’na doğru yollanmıştım. Tam kumluk koyunun önünden geçerken bir de baktım ki Can Baba, rahmetli Köse Mustafa (Demirelli) abimizin çay bahçesinde, önünde bira bardağı tek başına oturuyor. Benim için o anda bulunmaz nimetti doğrusu. Eliyle işaret ederek çağırması üzerine derhal masasına çöktüm. Çöküş o çöküş; gelsin gitsin biralar.
Can Baba’nın eşi, biriciği Güler Abla denizde tek başına sığlık kumluk koyunu adımlıyor, arada sırada kendini ılık denizin kollarına bırakıyor, yüzüyor ama masamıza bir türlü gelmiyordu. Can Baba’nın huysuzluğu üzerindeydi. Kaşlar çatık, surat asık, dudaklarından dökülen kelimeler kasık. Belli ki ters giden bir şeyler vardı. Bizim tanıdığımız Can Baba her zaman böyle olmazdı. Şöyle bir suratına baktım; ekşiydi suratı, kekremsiydi...
(sürecek)
Okunma Sayısı: 136
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.