BEŞ DAKİKA ARADA BEYAZ GAZOZ, FANTASTİK TÜRK SİNEMASI
27 Nisan 2015, Pazartesi 11:11 Bazı kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre;
Dünya sinemasının daha ilk yıllarında, fantastik filmler üretilmeye başlanmıştır. Düşe, efsaneye, büyüye, korkuya, psikanalize, bilim - kurguya dayanarak gerçeğin sınırlarını aşan fantastik sinemanın öncülüğünü Georges Melies yapmıştır. G. Melies'in 1902 yılında yaptığı "Aya Yolculuk", F.W. Murnau'nun "Janus'un Kafası" (1920), Tod Browning'in "Dracula", Jean Cocteau'nun "Güzel ve Hayvan" (1946), Roger Vadim'in "Kan ve Gül" (1960), Stanley Kübrick'in "Dr. Strengevola" (1963), Roman Polansky'nin "Vampirlerin Dansı", Ridley Scott'un "Yaratık" (1986), Ken Russell'ın "Gothic" (1986), John Landis'in "Masum Kan" (1992), Neil Jordan'ın "Vampirle Görüşme" (1994) ve Robert Rodrigez'in "Günbatımından Şafağa" (1996) gibi filmler fantastik sinemanın önemli yapıtlarından örnekleri oluşturur.
Frankenstein Mary shelley nin 1818 de yazdığı en ünlü romanıdır. Yaratıcısı Dr. Frankenstein, bilimsel kibrinin, Tanrı'nın yerine geçme arzusunun ve canlı bir varlık "doğurmak" istemesinin bedelini ödediği, ürkünç bir yaratık ile yaratıcısının karşı karşıya gelerek kutbun ıssız ve vahşi arazilerinde birbirini kovalamalarının karabasanın sarsıcı etkisi içinde anlatıldığı romandan sinemaya aktarılmış bir klasik bir yapıttır. Birçok taklidinin yapılmasına karşın hiçbiri, ilk yapılanının düzeyine ulaşamamıştır.Günümüzde bilim - kurgunun da beslediği fantastik sinema, teknolojinin gelişmesiyle birlikte olağanüstü başarıya ulaşmıştır. Konularını bazen bronz çağından, uzay çağından, uzay savaşlarından, bazen vahşi ormanlardan, dünyanın merkezinden, insan vücudunun derinliklerinden kimi zaman da galaksilerden seçen bu tür filmler beklenenin üzerinde gişe yapmıştır.Dünya sinemasında en akılda kalan bilim-kurgu denemelerinin başında, bir çok kez tekrarlanmış olan “Yıldız Savaşları” filmi sayılabilir. Yerli versiyonları için esin kaynağı da olmuş olan Yıldız Savaşları çekildiği her dönemde ve tv dizisi olarak yayınlandığında büyük ilgi görmüştür.
Değişik film arayışları içinde olan Yeşilçam yönetmenlerinden Yılmaz Atadeniz 1967 yılında bir gazetede gördüğü İtalyan foto-romanından esinlenerek tepeden tırnağa iskelet giysili KİLLİNG karakterini sinemaya aktarınca, sonradan birçok serisi ve hatta dişisi çekilecek olan “KİLİNK”le Türk izleyicilerini buluşturdu. İtalyan kökenli Kilink, dünyayı ele geçirmeye çalışan yasa dışı bir film kahramanıdır.Öğrencilik yıllarımda figüran olarak bir ucundan beni de konuk eden Yeşilçam'da anlatılan bir öyküyü daha sonraki yıllarda arda Uskan'ın bir yazısında okumuştum. “ Yönetmen Üçüncü sınıf rollerde oyunculuk yapan, bir mesleği de akrobatlık olduğu için bazı filmlerde jönlere dublörlük de yapan Levent Çakır'a başrolde oynaması için öneri götürmüş. Buna çok sevinen Çakır, filmde Kilink rolünü yönetmenin istediği şekilde başarıyla oynamış.
Filmin jeneriğinden, son yazısına dek yüzü görünmeyen başrol oyuncusu, yaşamında ilk ve son kez başrol oynadığı filmde yüzü hiç görünmeyince düş kırıklığına uğramış. Bu kadarla kalsa iyi. Bir de filmin son sahnesinin çekildiği Galata Köprüsü'nde başına gelenleri dostlarına anlatırken ağlayası geliyormuş. Son sahnenin çekiminde, peşinde polis olan Kilink köprüden Haliç'e atlıyormuş ve kayıplara karışıyor, film son buluyormuş. Haliç'in sularına atlayan Çakır yüzerek Karaköy'e çıkmış. Köprüde kurulan film setine, insanların şaşkın bakışları arasında gelince tüm set ekibinin toparlanıp çekim yerinden ayrıldığını görmüş. Yani Haliç'te başrol oyuncusunu unutan film ekibi olarak tarihe geçmiş o günkü çekimi yapanlar. Kilink de Karaköy'den yürüyerek, Beyoğlu'nun yolunu tutmuş.
Bir çoğunun çekimi 1967 yılında gerçekleştirilen Kilink filmleri serisi, “Kilink İstanbul'da” , “Kilink Uçan Adama Karşı” , “Kilink Soy ve Öldür” , “Şaşkın Hafiye Kilink'e Karşı” , “Mandrake Kilink'e Karşı” , “ Kilink Frankeştayn'a Karşı” , Killing Caniler Kralı”, 'Killing Ölüler Konuşmaz” ve 'Dişi Killing” adlarını taşıyor.Sonraki yıllarda da iki Killing filmi çekildi: 1971'de 'Killing Ölüm Saçıyor' ve 1974'te çekilen 'Killing Kolsuz Kahramana Karşı...
Ülkemizde 1967'de tam 208 film çekildi. Günlük gazetelerde ve dergilerde yayınlanan çizgi-romanlarla foto-romanların okuyucu üzerindeki ilgisi o yıl sinemaya da yansıdı. Türk sinemasında yeni bir avantür filmler modası başladı. Killing filmlerinden başka, Baytekin, Fantoma, Mandrake, Uçan Adam gibi kahramanları yabancı kökenli bir çok film yapıldı.Birkaç yıl sonra izleyiciler Zorro türü serüven filmleriyle buluştu. Buna benzer yabancı kaynaklı çizgi roman kahramanlarına karşılık yerli bir çizgi roman kahramanı Tarkan ortaya çıkarıldı. Söz konusu dönemde Süpermenler, Süperkızlar, Karaoğlan Malkoçoğlu, Zagor, Kızıl Maske, yeşilcam kovboyları, bilimkurgunun ilk örnekleri olarak yaratıldı.Geçtiğimiz yıllarda çekilen iki uzay filmi “G.O.R.A.” ve “Dünyayı Kurtaran Adam'ın Oğlu” filmleri Türk Sineması bilim kurgu örnekleri olarak sinema tarihimize geçmiştir. Bu filmlerden önce bir” Uzay Yolu” uyarlaması olan “Turist Ömer Uzay Yolunda” ilk bilim kurgu Türk filmi olarak kabul edilmektedir.
Okunma Sayısı: 8725
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.