A D I M ... A D I M .. D A T Ç A ..
10 Şubat 2023, Cuma 11:10
Her iki ırkında güzel taraflarını almış olan biricik arkadaşım ,can dostum Türk -İsveç karması Sara Esin, elimden tutmuş, beni kayadan kayaya sektirerek Saramat (Sarı Ahmet) dağının doruklarına doğru adeta sürüklüyordu..
Doruklara doğru her adım atışımızda.. Köy mü .. Kasaba mı.. Şehir mi ? olduğuna bir türlü karar veremediğimiz altımıza serilen Datça binalar kaosu karınca yuvaları gibi küçülüyor.. Gözümüzdeki ve gönlümüzdeki D a t ç a hayali ile çelişiyordu..
Eminim ki...?Karınca yuvaları bile..?Bu gördüğümüz plansız programsız karmaşadan daha derli,?topluydu..
Saramat dağının doruklarında dolanırken, dağın derinliklerinde gördüğümüz Datça türkülerimize konu olan K a r g ı - D e r e s i manzarası daha içler acısıydı...
Kim nasıl ve neden izin vermişse...?Taş ocağı mıdır..? Kum ocağı mıdır..? Her ne halt ise.. Kargı deresinin böğrüne hançer gibi saplanmıştı..
Hatta ve hatta..?Saplanmakla kalmamış.. Sıracık, palamutluk, hatta kargı koyunu Eski Datça mahallesine bağlayan binlerce yıllık antik yol üzerindeki o güzelim taşlarla döşeli d ö ş e m e yolunu hakkın rahmetine kavuşturmuştu..(!)
V e d e ..
Hak ve özgürlüklerin had safhada olduğu iddia edilen Datçamız'da.. Bu taş ocağından sıracık, palamutluk, gızılova taraflarına geçmek isteyen vatandaşları köpekler kovalıyordu...
Burası sahipsiz.. Kimsesiz..?Yetim.. Öksüz.. D a t ç a y d ı ..
Ve de..
Datçalı kendi tarihine, kendi kültürüne, kendi doğasına, kendi değerlerine sahip çıkamıyordu..
Çünkü D a t ç a l ı ruhumuz ölmüş..? Ruhsuz bedenimiz ortalıklarda dolaşıyordu... (sürecek)
Okunma Sayısı: 476
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.