UMUDA YOLCULUK - SIĞLA'NIN MUCİZESİ (2)

Geçen yazımızda, Roma'dan yola çıkan umut gemisinin ve rotasını anlatmıştık. Yine bu yolculuktaki mucizeleri ve mücadeleleri anlatmaya devam ediyoruz.

GEMİDE FARE VAR…

Kaptan Neptün'de büyük bir panik.Kedimiz olsaydı diyecek, oldu. Kosmo kedi olsa da fark etmezdi.  Kosmo sakince,

-Tutabildiğiniz kadar  canlı fare tutun , dedi.Onlar birbirlerini avlayacak dedi.

2-3 adet irisinden canlı fare tuttular.

-Şimdi bunları iki üç gün aç bırakın dedi.

Onu da yaptılar. Aç kalan farelere fare yavruları vermeye başladılar. Sonra da saldılar…Artık fareler birbirini yiyordu…

SU BİTİYOR…AY TUTULMASI…

Suları bitmek üzeredir. Hiçbir adada su vermezler, gemiyi yanaştırmazlar bile semtlerine…Tam o sırada Girit Adası görünür. Girit valisini eskiden tanımışlığı vardır. Bir tekne ile yanaşır Girit'e. Vali, mümkünü yok, o gemiden bir sinek bile giremez buraya der. 

Oradan Rodos'a yol alırlar, uzaktan dev Rodos heykeli görünür. Artık su bitmek üzere, Rodos valisine çıkar kaptan. O da mümkünü yok der..Lanetlenmiş hastaların olduğu bir gemi, oradan kimse buraya yanaşamaz…

Kosmo bunun üzerine, şu öneride bulunur. Bir gece sonra ay tutulması olacak. Yani tüm Rodos karanlığa gömülecek. Sen, tekneyle valiye eğer suyu vermezsen tüm Rodos'u karanlıkta bırakırız diyeceksin. 

Neptün, inanmaz ama, başka çaresi de yoktur. Tekrar yanaşır, tekrar istenmez. O da Kosmo'nun dediklerini söyler. Vali gülüp, kovar kaptanı. Kaptan umutsuzlukla beklemektedir. Gerçekten gece yarısı ay kaybolur, Rodos kapkaranlık olunca, Rodoslular  ayağa kalkar. Vali hemen kaptanı çağırıp, gelin istediğinizi alın, ışığımızı da bize bırakın der. 

Bu uzun alıntıyı şundan yaptım. Bilim ve bilgelik her zaman kazanır…

Kitapta Hipokrat yeminin tam metni ve nasıl ortaya çıktığı da anlatılır. 

Önce Halikarnassos'a(Bodrum) oradan, Knidos.

Bilge Kosmo heyecandan ne yapacağını bilmiyordu. Babası ölmüş, annesi ve kardeşi sağ idi. Kucaklaştılar. Kardeşi de Knidos'ta büyük bir hekim olmuştu. Knidos şehri cıvıl cıvıldı.  Orada bir gece kalıp ertesi günü hastaların asıl mekanına gitmek üzere, Tripion'a(Apollon kutsal merkezi) gideceklerdi. Sizlere Knidos'u, yasak bölgeyi, Afroditi anlatmak isterdim. Onu da kitabı okuyanlar görsün. 

Artık Apollon(Emecik) Kutsal Alanına gittiler. Aylar sonra gemi ambarındaki hastalar da karaya ayak basmışlardı. Ancak, herkese kalacak barınak yoktu. Şenlikler için ayrılan evlere kadın ve çocuklar yerleştirildi. Kalanların da kendi barınaklarını yapmaları için, ormandan ağaç kesmeleri vs. söylendi. 

Asıl kitabın konusuna gelince, aylarca tedavi için gelmişlerdi. İlaç neydi? İşte o ilacın ağacı gösterildi önce. Daha filizdeydi ağaçlar. Bilge Kosmo, bunların kısa zamanda size ilaç verecek meyveleri olacak diye söyledi.

Sonunda gelenlerin tamamı iyileşti. Bir kısmı vatanlarına geri döndüler. Bir kısmı da bu topraklar da kaldı. Kalanlardan biri zaten Knidoslu Kosmo idi. Kaptan Neptün gemisini satarak , o da Knidos'a yerleşti.