ÜMİT KAFTANCIOĞLU'NA SAYGIYLA.HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR…

Bugün geldiğimiz nokta ile Kaftancıoğlu'nun katledilmesi arasında çok büyük bir bağ vardır.

Tıpkı öteki güzel insanların katledilmesinin tesadüf olmadığı gibi…

Bir Muammer Aksoy gibi Anayasa Hukukçusu daha gelmedi.

Bir Uğur Mumcu gibi araştırmacı gazeteci gelmedi…Siz bakmayın öyle duayen muayen geçinenlere…Neyse 

Bir Doğan Öz gibi yürekli savcı gelmedi

Bir Cevat Yurdakul gibi emniyet müdürü gelmedi…

Bir Turan Dursun gibi din adamı gelmedi…

Bedri Karafakioğlu, Bedreddin Cömert, Orhan Doğanay, onlarca yüzlerce sayarım yeri doldurulamayacak..

Bir Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya da gelmedi…

Hepsi Türkiye'nin aydınlık yüzüydü. Bu güzel insanların yok edilmesi bir CİA operasyonu ve yerli işbirlikçilerinin işidir. O tetikleri çekenler bile hangi oyunun içinde olduklarını bilmiyorlardı belki de. Bu onların katil olmasını değiştirmez. Ama ellerine silahları verenler, ne olduğunu, ne olacağını biliyordu.

Peki Ümit Kaftancıoğlu bunların neresindeydi?

Kaftancıoğlu, Türkiye'nin(bence) bir numaralı folklor araştırmacısı idi. Gerçekleri bulup çıkaran biriydi. Bulmasın dı, çıkarmasın dı. Girin internet sayfalarına O'nun en güzel yapıtını göremezsiniz(KÖROĞLU KOL DESTANLARI) Ama sahaflarda diye yazarsanız bulursunuz. Mutlaka okuyun. Bildiğiniz Köroğlu hikayelerini yerle bir eder…Bugüne kadar hiçbir yerde bunun ne eleştirisini duydum, ne de karşı yazısını.

Köroğlu seyis Yusuf'un oğludur. (Ruşen Ali) Seyis Yusuf ,Bolu Bey diye bir zalimin gözlerini dağlaması üzerine kör olmuştur. Ruşen Ali'nin adı oradan gelmektedir.

Bu öykü, Türklerin yaşadığı ülkelerde çok değişik anlatılır. Köroğlu bir şairdir, cengaverdir , aşıktır falan.

Ümit Kaftancıoğlu'nun araştırması daha başkadır ki, bana uymaktadır.

Çamlıbel Dağları'nda BOLU BEY adında bir eşkıya vardır. Yol keser, zenginden alıp, fakir köylülere verir. Robin Hood gibi…

Köroğlu, O'nun yanına gitmek, onunla birlikte olmak ister. Kendisi bir eşkıya değildir. Elinde sazı, Bolu bey'in yanında olmak ister. Ve şöyle seslenir Bolu'bey'e:

Benden selam edin Bolu Bey'ime(buraya dikkat beyine değil, beyime…)

Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır,

At kişnemesinden, kılıç sesinden,

Dağlar dile gelip seslenmelidir.

 Görüldüğü gibi bir dövüşçünün değil, bir ozanın dizeleridir bunlar.

Tüm aydınlardan korkan, karanlık güçler tıpkı Sabahattin Ali gibi O'nu da katletmiştir. Elleri kırılsın.

Anısı ve eserleri önünde saygıyla