TRAFİK KURBANLARI ANITI

(Yozgat'ta Otobüs Kazasında Ölen 12 Kişinin Anımsattıkları…)
    Çoğunuz ilk kez duyuyorsunuz belki de. Böyle bir anıt var mı? Nerede? Diye sorabilirsiniz. Anıta geçmeden anıta giden trajik öyküyü anlatmak istiyorum.
    24 Ekim 1997 yılında Konya'nın Karapınar ilçesinde bir otobüsün (Mercedes 403) tankere çarpması sonucu çoğu öğrenci 49 kişi ölmüş, 4 kişi de yaralanmıştı. 
    Hikaye çok uzun, 6 adet bilirkişi raporu, ODTÜ tarafından hazırlanan 800 sayfalık rapor…
    Davanın bir tarafı da bizdik. Ben de davacılardan biriydim. Tüketici hakları Derneği olarak Mercedes aleyhine dava açtık. Ben Genel Sekreterdim. 
    Davamızın gönüllü avukatı eski CHP Konya milletvekili( o zaman vekil değildi, o davanın avukatı olduktan sonra bizzat Önder Sav'a gidip adını verenlerden biriyim)
    Malatya M.vekili Muharrem Kılıç da müdahil olmuştu. (O da daha sonra M.vekili oldu)
    Bilirkişi raporlarında Türkiye'de üretilen bu araçlarda dizayn hatası olduğu anlatılıyordu. Bir trafik polisinin raporunda" Arkadan bir araca çarpan otobüs , sadece değmiş, iki araçta da bir ezik, bir cam kırıntısı bile olmamış, ama otobüs yanmıştı.  Türkiye'de böyle 8 bin otobüs olduğu söyleniyordu.
    Konya Karapınar hakimi HABİP  KILIÇ , Mersedes Benz Türkiye Yönetim kurulu üyeleri için Tutuklama talep etti, ayrıca Türkiye'deki bu otobüslerin derhal toplatılmasına karar verdi. Ama onlar Mersedesdi. Hakim kimdi ki. ..
    Bu karara ilk tepki TÜSİAD'dan geldi(Hiç sevmem bunları…) Zamanın başbakanı B.Ecevit'e mektup yazdılar. Mektup tesirini hemen gösterdi…
    Unutuyordum, biz Karapınar hakimine " YILIN TÜKETİCİ DOSTU ÖDÜLÜ " vermek istedik. Adalet Bakanlığı, hakimin  bu ödülü almak için Ankara'ya gelmesine izin vermedi .
    Adalet Bakanından randevu istedik vermedi. Hacı Hikmet Sami Türk…
    Müsteşarından randevu istedik vermedi. Nihayet müsteşar yardımcısını bulduk. Bizi sadece kovmadığı kaldı. Yanımızda avukat Atila Kart da olduğu halde. 
    Bu arada hakim Ankara'ya geldi. Dernekte (genel merkez) şöyle dediğini biliyorum:
    -Gerekirse bu ödülü almak için hakimlikten istifa ederim…
    Bu arada daha önce randevu talebimize yanıt geldi. C.Başkanı Ahmet Necdet Sezer bizi çağırdı. 15 kişilik bir heyetle huzuruna çıktık. 
    Durumu anlattım. Hakimin durumunu da. Hakimin gelmesine kimsenin engel olamayacağını falan anlattı. Ben de:
    -Efendim, hakim Habip Kılıç, gerekirse istifa ederim, geri adım atmam, diyor dedim.
A.Necdet Sezer:
-Benden o hakime selam söyleyin, sakın istifa falan etmesin. Bu hakimler cumhuriyetin teminatıdır. 
    Ben de gelip hakime bunu anlattım. Çok duygulandı.
    Hakimi terfian bakanlığa atadılar. Kızağa da çekemediler. Ama Habip Kılıç sonraki dönemlerde fazla kalmadı, istifa etti. Şu anda Konya'da serbest avukatlık yapıyor. Ara sıra görüşüyorum…
    Neyse devam edelim.
    Biz Mersedes'e, o bize davalar açtı. O kadar haklıydık ki…Ama onlar çok güçlüydü. 
    Nihayet TBMM de 19 Aralık 2002 de Araştırma komisyonu kurulması için çalışmalar başlatıldı.
Gelin görün ki 04 Mart 2003 de bu komisyon kurulması reddedildi.
    Dava 2016 da bazı ailelerin geri çekilmesi, bazılarını susturmak için verilen tazminatlarla kapatıldı. 
Ama insanların vicdanlarında hala kapatılmamış sanıyorum. 
    İşte bu kaza nedeniyle Karapınar'da TRAFİK KURBANLARI ANITI yapıldı. Her ölen için bir fidan dikildi. Ölenlerin adları anıta yazıldı. (İnternete Karapınar kazası deyip yazın, hem anıtı, hem de bu yazdıklarımın çok fazlasını göreceksiniz.
    YOZGAT'TA ÖLEN 12 KİŞİNİN ÖLÜMÜ BUNLARI GETİRDİ AKLIMA…
Ama bitmedi. Bir de başka yönü var. 
Otobüsler epey eskidi artık. 
Şoförler yorgun, yardımcıları perişan.
    Datça'dan biliyorum, İstanbul'dan, Ankara'dan,  Trabzon'dan gelen sürücüler var. Marmaris'e Hakkari'den, Edirne'den gelenler var. Hiçbiri rahat bir yatakta yatmıyor, yatamıyor. Otobüs koltuklarında, bagajlarda yatıyorlar. Duş bile alamıyorlar.
    Otobüs firmaları ve belediyeler ortaklaşa bu insanlar için bir dinlenme yeri yapamazlar mı? Hiç değilse rahat uyusunlar. Bir sıcak çorba, bir tabak yemek ikram edemezler mi? 
    Tüm otobüs firmalarına ve belediyelere çağrımdır. Hepimiz seyahatlerde canımızı teslim ettiğimiz bu insanlara özen gösterelim. 
    Hemen şoföre kesildi ceza. Kalp krizi geçiriyormuş. Niye? Diye sormayacak mısınız? Ne kadar yorgundu, ne kadar stresliydi bilen var mı? 
    Otobüsün kontrolleri tam yapılmış mıydı? Savcılık incelemesi çok titiz yapılmalı. Yine ölenler öldükleriyle kalacaklar…Onlar çok güçlüler. Bir de kriz dönemi, yabancı sermaye niye küstürülsün…Hiç değilse valinin, bilmem kimin bir iki açıklamasıyla bu geçiştirilmesin. O yörenin muhalefet vekilleri durumu kamuoyu ile paylaşsın, TBMM ne taşısın…

Okunma Sayısı: 648