Sosyal çürüme ve Narin…

Sosyal çürüme toplumların temel değerlerini, insan ilişkilerini, güven duygusunu sessiz ama acımasızca zayıflatır ve bizler hiç farkına varmadan bu sürecin  birer aktörü oluruz.
Aslında toplumun her kesimi kendi zaviyesinden bu durumu eleştirir  ve kendini hep haklı görerek bir diğerini yargılar. Oysa bu güven kaybını tetikleyen adaletsizlik algısı, sosyal eşitsizlikler ve ekonomik krizlerdir.
İnsanların birbirlerine ve sisteme olan güven kaybı ya çaresizliği ya da bir arayışı beraberinde getirir. Sosyal  çürüme de burada  kendine zemin bulur.  
 Medya ise bu sürecin en önemli ayağını oluşturmaktadır.  Ülkemizde özellikle sosyal medya serseri bir mayın gibi ne zaman nerede neyi yerle bir edeceği bilinmeden sarmış her yanımızı.  Kendi amaçları doğrultusunda hiç  bir sorumluluk duymadan yapılan paylaşımlar, yorumlar telafisi imkansız  yıkımlara sebep olmaktadır.  
Narin cinayetindeki sanıkların  meydana serilen ilkel sosyal hayatlarına rağmen; nasıl olur da bu kadar profesyonel bir soruşturma ve şimdi de yargı süreci geçirdiklerini anlamak ise mümkün değil. Eskiden filmlerden öğreniyor bu çocuklar kötü şeyleri derlerdi. Şimdi ise cinayet işleme, delil yok etme,ifade verme hatta davranış  yöntemleri dahil herşeyi sosyal medyadan öğrenen bir kuşak ile karşı karşıyayız.
Sosyal medya doğru kullanıldığında ise toplumsal dayanışmadan tutun da binlerce öğretici ve toplum yararına işlere imza atıyor.  
Toplumun vicdanı; Narin
İnsanların duygusal olarak büyük bir şok yaşadığı ve toplumsal vicdanın ağır yaralandığı Narin cinayeti sosyal medyanın duyarlılığı ile tüm toplumu sarstı ve herkesin bir ses vermesine sebep oldu.
Toplum neredeyse tamamı mezhep, ideoloji ırk dil ayrımı yapmadan sadece bunu bir insanlık meselesi olarak gördü.
Narin hepimizin derinlerde yatan adalet, güven ve vicdan ihtiyacını gözler önüne serdi. Hepimizin bu olayda birleşmesi, yalnızca adalet arayışının değil, aynı zamanda toplumsal değerlerin yeniden fark edilmesidir.
Hepimiz kendimize şu soruyu sormalıyız; bizi bu kadar birleştiren bu vahşi cinayetlerde hiç mi kabahatimiz yok. Yargımızla medyamızla sosyal kuruluşlarımızla ve bananeci tavrımızla… 
 

Okunma Sayısı: 188