ORKESTRA VE TÜM ELEMANLARI Marmaris Devlet Hastanesi

 

Gittiniz,bir olumsuzluk gördünüz.  Hekimden , hastaneden şikayetinizi anlatmadığınız kişi, yer mecra kalmaz. Ama bizim halk olarak bir özelliğimiz var; güzellikleri anlatmıyoruz, anlatamıyoruz. Oysa güzel şeyleri paylaştıkça, güzelleşir bu ülke..

Datça'da çoğu dallarda, uzman hekim olmadığı için, sık sık Marmaris'e gitmek zorunda kalırım. 

Datça'da Aile Hekimimden de, Datça Devlet Hastanesi çalışanlardan da çok memnunum. Zaten bu salgın döneminde, ülkemin hekimleri ve tüm sağlık çalışanlarının ölümüne mücadelesini görünce, onları niye çok sevdiğimi daha iyi anladım.

Peki bu uzun girişi niçin yaptım? 

Geçtiğimiz günlerde yine Marmaris Devlet hastanesine gittim. 

İzlenimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum:

11.06.2021(Cuma) günü ittim önce. Hastaneye girmeden, giriş kapısında, küçük bir kalabalık gördüm. Merdivenlerde bir kişi elinde liste, isim okuyor. Okudukları içeri alınıyor. Aşı sırasıymış. TV lerde gördüğünüz öyle bir yığılmayı sakın düşünmeyin!

Sonraki gitmem de, 16.06.2021(öğle sonuydu) Kapıda bir iki kişi vardı aşı olmak isteyen. Eritmişler…

Sonra bir Kovit çadırı kurmuşlar hastane girişine , muhteşem! 

Bunları görünce, hani derler ya, içeri (1-0) galip giriyorsun!

O BİR GERÇEK MAESTRO(ŞEF…)

Kimden  mi bahsediyorum? Başhekim Uzm. Dr. Ahmet Mutlu Arıcı…Daha önceleri de yazmıştım. Ona arıcı değil, dense dense ARI denebilir. Uçuyor, kaçıyor…

Klasik bir bürokrat hiç değil. Olmadı da…Yahu insan biraz makamında oturur değil mi? O oturmaz. Bildiğiniz koltuk adamı değildir. Boynunda Stetoskop, gezer durur, hangi kapıya gitseniz, orada görürsünüz. Hep güler yüzlüdür. Sevecendir. Hal hatır sorar, şakalaşır. Karşısındaki insana pozitif elektrik yükler…Bu salgın döneminde rahatsız edip, çay sohbeti bile edemiyoruz. Çünkü durum belli. Ama yine de nezaketi elden bırakmaz. 

O'nun adı Mutlu, ben de, biz de ondan mutluyuz!

 

 

ZARİFLİĞİN, NEZAKETİN SEMBOLÜ!

Adı Nazan BEDÜK, hastanenin , baş hekimin Yönetici Asistanı…Baş hekime varmadan, varamadan,kapıdan girince mutlaka O'nu görürsünüz. İyi ki de görürsünüz. Yahu yıllardır tanıyorum. Bir kadından hiç yüksek ses çıkmaz mı? Sesini alçakta tutmak için bir şey mi yapıyor diye düşünmüşümdür, çoğu zaman. Ama öyle değil. Gerçekten zarifliğin de, nezaketin de tarifidir kendisi…

Yahu yüzlerce, binlerce insanın, yüzlerce, binlerce sorunuyla karşı karşıya kalıyorsun, biraz yüzünü ekşit, yorgunluğunu, rahatsızlığını belli et be Allahın kulu! Hayır, mümkün değil. Hiç umutsuz bir yüzle görmedim onu. 

Şöyle büyük bir iş yerim hastanem, ne bileyim bir yerim olsa, bırakırım, giderim. Hem de sözleşme falan yapmadan. Kızın yüzü zaten güven dolu. İyi ki varsın zarif insan!

BAKINCA HALDEN ANLAYAN ADAM!

Datça'dan gidiyorsunuz. Ulaşım sorununuz var. Diyelim ki, saat 10-11 gibi randevu aldınız. Ama bir şey oldu da, 9.30 da orada oldunuz. Kapısının önünde sıra bekliyorsunuz. Sırada kimse yok. Kapıları zaten açık(Benim gittiğim hekimlerin hepsinin kapısı açıktı) Size bakıp; "-Buyurun" diyor. Siz arkanıza falan bakıyorsunuz, hayır istenen sizsiniz. Bekletme yok. 

Sorununuzu anlatıyorsunuz. Çok güzel dinliyor. Hemen tetkikleri istiyor. Size bu konuda yardım da ediyor. Tetkik sonuçlarınız öğleden sonra çıkacak, siz de acele ediyorsunuz, Datça'ya döneceksiniz. Soruyorsunuz:

-Telefonla iletişim kurabilir miyiz? Diyorsunuz, utana sıkıla.

Hemen:

-Tabii ki, konuşuruz. Gerekli şeyleri söylerim, diyor.

Daha uzun anlatılacak biri…Üroloji Uzmanı Ahmet  Önder Örs   

SOYADI GİBİ  BİR HEKİM.

O'nu yıllar önce tanıdım. Hani Türk filmlerinde bir Semra Sar vardı ya. Karınca incitmez. Benim çocukluğumun, gençliğimin, Ayşecik'in annesidir O…Zarif, sakin, sevecen içtenlikli biri. 

Nasıl, nerden tanıdım bilmiyorum. İyi ki tanımışım. Kardeşim, en yakın akrabam gibi biri oldu. Telefonda, muayenede, dinler, notlar alır. Sanki benim sancılarımı, ağrılarımı benimle çeker gibidir. O hissi ona bakarken hissedersiniz. Sonuçlara bakar. Sizi yormaz. 

O'nun için daha çok şey yazabilirim. Saçmalarım diye korkarım. Kim olduğuna gelince;

Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Beyhan EREN …

ESPRİKTÜEL İNSAN DEDİKLERİ BU OLSA GEREK…

Vardar Ovasından sanki  bora gibi gelmiş biri. Yaptığı iş ile kurduğu ilişki hiç münasip gelmeyebilir size. Karanlık bir odada saatlerce, radyasyon altında hizmet veren bir hekim Yüzü gülüyor, espri yapıyor, hastalarına yaşamla ilgili sorular soruyor, sohbet aralığı açıyor,Siz o karanlık odada "Acaba başıma ne gelecek!" sorusu içindeyken, size bunu hiç hissettirmiyor. Soruyor, yanıt alıyor yaşama dair. Ne güzel! Bir şey daha, çıkan sonuç sizin lehinize ise, hemen söylüyor. –Kist büyümemiş…   

Kendisiyle birkaç yıl önce de tanışmıştım. 

Orada zaten rahatlıyorsunuz. Bunu sağlayan kim? Uzm. Dr. Radyoloji uzmanı(Ultrasonografi) Bora VARDAR…

Orada tanık olduğum bir olayı da anlatmadan geçemeyeceğim;

Ultrason  sekreteryasını yürüten bir hanım var. (galiba adı Özlem…)Bir kez çok ilgili, çok kibar… Ona uğramadan, hekime ulaşamıyorsunuz. Yanına bir genç geldi, bir şeyler anlattı.Ne bileyim, çok uzak yerden gelmiş olabilir, işine erken gitmek isteyebilir, başka bir zaman gelemeyebilir.  O da o genci iyice dinledi. Not aldı. Elindeki not kağıdıyla, Ultrasonografi kapısını vurdu. Sonra çıktı.Kapıyı , Bora Bey açtı, Gence:

-Seninle ilgileneceğim, ancak randevu bekleyen hastalarım var. Beklersen bugün işini göreceğim…

Sanki o gencin yerinde ben vardım. Nasıl mutlu oldum. Nasıl sevdim doktoru…

 

VAY BEE!...KIRIK KALPLERİ BİLE ONARABİLİR DEDİĞİNİZ BİRİ…

Hani diziniz, kolunuz ağrır, kireçlenir, kımıldamaz olur. İlaçlar, kremler fayda etmez. Sancılar gelir gider. Hemen hekime gidersiniz. Şunu verirler, bunu verirler, şunu sürersiniz, bunu sürersiniz.Bir sürü alternatif ilaçlar söylerler, uygulamaya kalkarsınız. Olmaz ! Mutlaka o'na, onlara gideceksiniz. 

Tıpkı benim gibi. Ben de gittim. İyi ki de gitmişim. İnsan hazineme bir kişi daha kazandım. 

Korka korka girdim içeri. Bana:

-Şu MR'ı çekip gelir misiniz dedi.  Dediğini yaptım.(11.06.2021)

16.06.2021 günü MR sonuçlarını alıp, yanına gittiğimde, şaştım kaldım.

Klasik  hekimler gibi yapmadı. Hani, bazıları ayrı tutuyorum, şu olmuş, bu olmuşun dışında.

Çekilen MR sonuçlarını ekrana koydu. Oradan beni yanına aldı. Anlatmaya başladı. Ama ne anlatma. Şu olursa şu, bu olursa bu…Şu olmazsa şu olmaz. Sonra telefonunu da bana verdi.

Tabii burada anlatacağım çok kısa bana göre. Öyle hoş sohbet biri ki. O'nun adı gibi oluyorsunuz sonunda. 

Beni onunla tanıştıran güzelim, tatlı kızım Nazan'a bin kez daha teşekkürler.

İsterseniz reklam deyin. Sıkı durun bu güzel insanın adını yazıyorum.

Ortopedi Uzmanı Dr. Mutlu Güngör…

Bu güzel hekimler benim tanıdıklarım, Ben yaşadıklarımı anlattım. Siz de ötekileri anlatın…İyi ki varsınız. Sağ olun, var olun