KURTULUŞTAN KURULUŞA (9)

 (Bu öyküyü Fahrettin Altay Paşa Anlatmıştır)

26 Ağus 1922 sabahı saat 05.00 te başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Nurettin Paşa, ben(Fahrettin Altay)ve diğer komutanlar ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe'deydik.

Plan gereği taarruz önce top atışlarıyla başladı. Bu bir baskındı. 20 dakika sürdü.

Ardından tahrip atışları yapıldı. Bu da on dakika devam etti. 

Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı.

Komutanlar olarak, bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal'in emrini bekliyorduk.

Sonuçta Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerin vurulduğunu, düşmanın mevzileri terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük. 

Hepimiz, Mustafa Kemal'e yöneldik. Artık O'nun taarruz emrini bekliyordu. Ama, O, Yunan mevzilerinden gözlerini ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu.

Fevzi Çakmak sessizliği bozdu:

-Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz emrini ver, dedi.

Mustafa kemal;

-Dur Abi,diye yanıt verdi.

Bir süre sonra Fevzi çakmak:

-Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun, düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık. Diyerek ısrarını sürdürdü.

Mustafa Kemal, yine:

-Dur Abi! Dedi.

Bir süre daha geçti. Fevzi Paşa, dayanamayarak:

-Allah aşkına Kemal ver şu emri, komutanlar seni bekliyor, yeter artık! Diye hırsla sesini yükseltti.

Mustafa Kemal, "Dur Abi!" der demez,beklenmedik bir olay meydana geldi. Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennemi patlamalar başladı.

Mustafa Kemal'in taarruz ve takip emrini geciktirme sebebi anlaşıldı. Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bomba yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı.

Mustafa Kemal'in öngörüsü büyük bir felaketi önlemişti. Taarruzda ısrar eden Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal'e sarıldı:

-Seni bize Allah mı gönderdi Kemal? Dedi.

Daha sonra, süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık.

Sonucu tüm Türkiye ve dünya biliyor.

Şimdi arkanıza yaslanın ve düşünün. Orada ya Mustafa Kemal gibi bir komutan olmasaydı?