İKİBİN YİRMİ DÖRT’'Ü UĞURLARKEN

 Yıl iki bin yirmi dört, bize neler getirdi,
Geri dönüp bakalım, bizden neler götürdü
 Nereden başlasak bilmem, acı, ölüm, gözyaşı Enflasyon dibe vurmuş,  fakir bulamaz aşı
 Her hafta yeni olay, ikiye bölünmüşüz
 Liyakat tarihi olmuş, riyaya  bürünmüşüz
 Adam kayırmacılık, kalkıp vurmuş ta dibe
 İnsan kestiremiyor, günler nelere gebe
 Hanelerde huzur yok, şükür çıkmış kapıdan
Müteahitler çalmış, malzemeden yapıdan
Yangın deprem ve seller, hep birbiri ardınca
 Zilzalde  vaadedilen,  o  sarsınca
 İnsan acep o zaman, nerelere kaçacak 
Defterinde ne varsa, melek onu açacak
 Şirazesi kaymış toplum, yıkılmaya mahkumdur
 tarih örneklerle dolu, devran döner, bekle dur 
Terörle geçen günler, verirken onca şehit destek
 veren ülkeleri, hepsi birbirinden it 
Bebek ölümlerini, hazmetmiyor vicdanlar 
Hipokrat yeminine kapalıdır iz’anlar 
İsrail de katliam, Ukrayna desen farksız 
Vicdanlar sus pus olmuş,
 İnsanlar olmuş arsız
 İsrail de katliam, yaklaşmış kırk beş bine 
 Hangi can dayanır ki, bu zulme bu kine
  Bombalanan okullar, hastaneler, camiler
 Bu dünya görmemiştir böylesine caniler 
12 koca ayı,  1 çırpıda  bitirdik
 Fıtrattaki yazıyı nasıl sildik yitirdik
 İki bin yirmi dört’e ediyorken biz veda 
Yurtta sulh, cihanda sulh 
Kubbede olsun Sadah 
Dudaklarımda dua, göğe bakan ellerim  2025'de, esenlikler dilerim. 
 Sağlıcakla kalın huzurla kalın değerli ve can dostlar 

Okunma Sayısı: 245