HAYALE YOLCULUK - BELKİ BİR GÜN DATÇA...!

Uzun bir yolculuk sonrası evime dönüyordum.Ankara,Aydın,İzmir gibi yoğun kalabalık ve sersemletici kent ortamlarından çıkmıştım yola. Muğla’ yı ardımda bırakarak Sakar’dan aşağıya iniyordum.Uzaktan,ünlü Babil Kulesinin helezonik yolunu çağrıştıran bu yolun,üstten alta doğru dördüncü katından sonra karşıma Gökova denizi mavi atlastan bir yorgan gibi çıkıveriyor.Yaklaşık otuz yıldır böyle.Her seferinde duyduğum hayranlıkla kendime geliyorum.Uyanıyorum.hayallere kapılıyorum,düşler kuruyorum.Kısaca canlanıyorum.Aslında ölmek üzereyim. Çünkü dünyanın ,olağan, sıradan, gündelik ve ezberlenmiş işleri,olayları arasında giderek yaratıcılığım ölüyor,hücrelerim çürümeye başlıyor.Varlık olarak ölümüm gerçekleşmeye gidiyor..Daha da kötüsü,bedenin ölümünden önce hayaller ölüyor.Çok sevdiğim bir dostum böyle demişti.Ölümcül bir hastalığa yakalandığında gördüğü tedavilerin ardından,bir ziyaret esnasında sorduğumda” nasıl gidiyor?”diye.Acı acı gülümseyerek “Ben henüz yaşıyorum,ama hayallerim çoktan öldü” demişti.
Önemli olan hayallerimizin ve gelecek planlarımızın sürmesidir.Hiç ölmeyecekmiş gibi hayaller kurmak ve tasarılar üretmek.Ölüm döşeğinde bile,”henüz yapacak çok işlerim vardı” diyebilmek.
Gökova denizinin mavi atlas sergisi coşturuyor beni.Kafamda farklı bir boyutta farklı bir dünya oluşuyor sanki.Sonra,ayaklarım yere basar gibi oluyor.bir havada, bir yerdeyim gibi.uçuyorum gibi,yürüyorum gibi..Evet ,İşte hayale yolculuğum:
Yoldan aşağıya kayar gibi gidiyorum.Bir yanımda mavi atlas deniz.Yukarı tepelere kadar uzanan Koyu yeşil ve gür orman içersinde yol alıyorum.Turistik ana yoldan zaman zaman ayrılan çok düzenli tali yollar,kıyıya yakın yerlerdeki turistik otellere ulaşıyor. Yukarından gördüğüm manzara enfes.Yol boyunca bir çok koyda insanı çeken,tatil yapmaya zorlayan konaklama yerleri görüyorum.Her biri bir mimarlık harikası gibi. Doğal konuma uygun ,bulunduğu yerin tabii bir parçası gibi düzenlenmiş ahşap ağırlıklı yapılar.
Yol boyunca rastlıyorum:Önümde arkamda sık sık geçen turist taşıtları.Denizde birçok ve çeşitli,büyüklü küçüklü rengarenk tekneler.
Yola devam ediyorum.Bir süre sonra,iki denizin,olduğundan daha da birbirine yakınlaşmış olduğu bir noktasına yapılmış olan viyadük mü desem,köprü mü desem bir geçişle parıltılı güney denizinin kıyısında buluyorum kendimi.Kavşakta kocaman bir tabela:..Hava limanına 5 km.!Hayretler içindeyim.Yol çift yönlü turistik ve mükemmel.Bir yanda duru deniz,öbür yanda yine yeşil tonlarının coştuğu gür ve sık orman.Az sonra rastladığım kimi koylarda ,Avrupa’da dahi ün salmış(İngilizce,Fransızca,almanca ve Rusça yazılı tabelalardan anlıyorum.) tatil köyleri,birer mutluluk kaynağı gibi cazbedici görünüyor.Deniz ,teknelerle cıvıl cıvıl,yollar mutluluk bulmaya çalışan insanlarla..Derken geçiyorum bir zamanlar paşaların ve kodamanların yazlığı olan ünlü siteyi..Ardından ilk köye giriyorum.Çevresi bakımlı,kavşağında trafik lambaları,yollar düzenli ve kurala uygun işaretlerle belirlenmiş.Etraf çam,badem ve zeytin ağaçları ile kaplı.geçiyorum içinden.Gözlerimin içi gülerekten.
Vardığım site kavşağından itibaren boydan boya ışıklı,renkli reklam tabelaları çok düzenli şekilde dizili duruyor.İlk tabelada ilçenin nüfusu:25.000 yazıyor.Diğer tabelalarda ise,Ünlü antik kent ve kahramanlarının isimlerini taşıyan otel-motel ve tatil köyleri.Tüm yerleşim yerlerine yakın yollarda kaldırımlar var.Her yol ayrımında trafik ışıkları..Turistik çift yönlü yol boyunca, aynı hizada, bakımlı,yapı ve bahçe peyzaj mimarisi başarılı bahçeli evler..Ve bu köy kavşağından itibaren geniş kaldırımlar ve ilçe merkezine kadar gittiği görülen aydınlatma lambaları..Bahçeli evler aynı sistemde ve göze hoş görünen biçimde devam etmekte.İlçenin, antik kent bölümüne ayrılan ana kavşağı göz alıcı biçimde düzenlenmiş, ışıklandırılmış,Antik Knidos kenti -Bağlarözüne yapılmış olan rıhtıma gemi yanaşma gün ve saatleri,Datça-Bodrum resmi tarifeli gün gün düzenli feribot saat ve tarifesi. Tüm köylere ulaşım rehberliği tabelalara yansımış,ilçenin 100 yataklı tam teşekküllü ve 5 uzman doktorlu devlet hastanesi navigasyonu geniş bir tabelada hareketli olarak gösterilmiş,devlet dairelerine gidiş,okullar ve en önemlisi,riskli şekilde yıkılmaya mahkum olan eski binanın erkenden yıkılması ve üniversitenin yakınında, geniş bir alanda yeni yapılmış olan Adliye binası ile kaymakamlık ve diğer resmi daire binalarına giden yol bu ışıklı kavşaktan başlayarak anlaşılır şekilde belirtilmiş.Geniş bir kapalı spor kompleksi yapılmış.Çevresinde kamp sahaları. Futbol,basketbol, voleybol,okçuluk, cirit,tenis ve golf için.Ve 10 km lik koşu ve yürüyüş yolu düzenlenmiş halk için..İlçenin doğal dokusuna dokunulmadan..Çağdaş hayatımızda olması gerekenler var sadece.
Bu ana kavşaktan ilçe merkezine kadar çift yönlü yol ve geniş aydınlatmalı kaldırımlar,her iki tarafta bulunan işyerleri,ticarethaneler, belli ki iyi bir imar düzenlenmesi sonucu yapılmış.Halk pazarı için yer ayrılmış.İlçede zerre kadar toz yok.Hiç çöp yok.Trafik çok düzenli.Yollarda park etmiş araba yok.Eski hastane,geniş bir park-bahçe olmuş.Eski hükumet binası ve adliyenin yerinde pasajlar,dinlenme yerleri ve otopark var.Tüm sahil şeridi insanların rahatça dolaşabileceği şekilde kıyı bandı olarak düzenlenmiş.İlçe içindeki yollar ağaçlandırılmış.Yat limanı yapılmış,esen ada, düzenlenerek park bahçe haline getirilmiş.Kısaca ilçeye geniş hava koridorları açılmış.! İlçe soluk almaya başlamış!
Birden önümdeki araba ani bir fren yaptı.Ben de var gücümle bastım frene ve toslamaktan son anda kurtuldum.Etrafıma baktım.NE DERİN HAYALLERMİŞ DÜŞLEDİKLERİM. Değişen bir şey yok.Aynı Marmaris.aynı Datça yolu !
Gülümsedim.Bense ,başka bir yoldan 70 km. sonrasının güzel hayalleriyle sevinip duruyordum.! ( Yıl:2012 DATÇA HAVADİS GAZETESİNDE YAZMIŞTIM TASARLADIKLARIMI VE GÖRMEK İSTEDİĞİM DATÇANIN DOĞAL VE HUZUR VEREN GELECEĞİNİ.ŞİMDİLERDE, YAZDIKLARIMIN,BETON YIĞINLARI İŞYERİ VE KONUTLARIN DIŞINDA  ANCAK YÜZDE BEŞ'İNİN YAPILDIĞINI,HAYAL ETTİKLERİMİN,YAŞAM KONFORU SAYILABİLECEK GÜZELLİK VE DEĞİŞİMLERİN KISMEN GERÇEKLEŞEBİLDİĞİNİ GÖRÜYORUM.SAĞLIK OLSUN ) CA
 

Okunma Sayısı: 218