En son babalar duyar

Anadolu da yaygın bir davranış biçimidir.  Özellikle çocuklar ile ilgili birçok konu anneler tarafından çözülmeye çalışılır ve bazen babalardan gizlenmesi içinde söz birliğine varılır.
Okuldan gelen şikâyetler, mahalledeki vukuatlar, komşularla sorunlar, gereksiz alışverişler, oğlanın top sevdası, büyük kızın bir aylık kiraya eşdeğer aldığı pantolon vs. vs. 
Evin annesi hep gizler bunları ve kendince çözmek için çabalar.  Toparlaması mümkün olmayacak kadar bocaladığında da üzmemek için gizledik denilerek baba durumdan haberdar edilir. Baba ise her seferinde önce söylenir sonra yeni kurallar koyar ardından açılan gediği kapatmak için çareler üretir ve bu döngü böylece devam eder. 
İşte böyledir babaların hali. 
Teşbihte hata olmaz ama sanki siyasi partilerimizin son yıllardaki hali de böyle. Yanlı, yansız televizyon kanallarının kadrolu konuklarının tartıştıkları konulara baktığımızda;  memleketten bihaber oldukları aşikâr ama onlar bunun farkında bile değiller. Hatta bazıları liderleri adına konuşmaktan çekinmeden siyasete yön verme cüreti bile gösterebiliyor. Bazı televizyon izleyicileri ise maalesef bunları doğru sayarak, farkına varmadan manipülasyonlara alet olmakta ve maddi manevi kayıplara uğramaktan kurtulamamaktadır. Liderlerin ve ya temsilcilerinin konu hakkında toparlayıcı açıklamalar yapması bile verilen zararları telafi etmeye yetmeyebiliyor. 
Bir de liderlerin hiç haberi olmayacak yerlerde, hayali vaatlerde bulunanlar, açıklamalar yapanlar, kendilerine verilen yetkililerle har vurup harman savuranlar, bulundukları makamı suistimal edenler var ki, işte onlar en zararlı olanlardır.  Onların yaptıklarının bedelini herkes öder. Vatandaşın tepkisi ise seçimlerde ortaya çıkar.
Küçük bir ilçedeki belediye başkanının icraatlarından bir genel başkanın yeterince haberdar olması elbette beklenemez. Ancak her yaptığının temsil ettiği partiyi doğal olarak lideri direkt olarak ilgilendirir. Herhangi bir konuda yaptığı bir açıklama ya da uygulama sadece o başkanı değil partisini de doğrudan etkiler. Seçmen her ne kadar oy hakkını kullanarak yetki vermişse de, o kişinin temsil ettiği partinin onu aday yaptığı gerçeğini de yok saymaz. Seçimlerde tercihini sadece yerelde değil genelde de yeniden gözden geçirir. 
Bu yüzdendir ki;  partilerin mahalli seçimler sonrası neden kaybettik sorusuna önemli bir oranda yerel yöneticilerin hatalarında cevap bulması mümkündür. Kaynakları doğru kullanamayan, kişisel ya da ideolojik politikalar güden yerel yöneticilerin bir önceki yönetimlerin hatalarına atıfta bulunması da halkı ikna etmeye yetmez. Seçmen aday olurken bunları bilmiyor muydun sorusunu çok net sorar ve bahanelere taviz vermez.  Yani babalar hataları olsa da olmasa da bedel ödemeye devam eder.  Katılımcı demokrasi bilincinin toplumun tüm halkaları tarafından ortak kabul görmesi, seçilmişlerin görevleri süresince emanetçi oldukları gerçeğini anlamaları yolunda önemli bir yönlendirme olacaktır. 
Bilinçli seçmen, dürüst delege ve adil partililer tarafından yapılan takipler; lideri de doğru ve zamanında bilgilendirmeyi sağlayacak ve kişilerin hatalarından dolayı zan altında kalmalarının önüne geçecektir. Ancak daha da önemlisi her seçilmiş kişi, hak, hukuk ve had bilme konusunda denetim altına alınmış olacaktır. 

Okunma Sayısı: 724