DOĞRU ANLAMAK- DOĞRU YAŞAM ÖLÇEKLERİ.(23)

1.Bana göre yaşamak, iyi ve kötü bir arkadaşlık macerasıdır.  Tabi, bu, sıkı, çok romantik veya oldukça samimi arkadaşlıklarda, hiçbirimizin konumu, diğerimizin hayatındaki yerı sağlam değıl.  Öyle ki, gün gelir rüzgar tersıne eser.  Sevılmenın,dostluğun ve yakınlığın değerıini  bılmeyenleri, kimsesiz hayatlarındaki yalnızlık terbiye eder.  
  2.    Sevmenin ve sevilmenin değerini , onu sadakatle ve dürüstçe yaşamakla anlarız. O değeri veremediğimizde,  bedeli çok ağır olur. Ruhen,  boşuna yaşıyormuş gibi bomboş ve yalnız kalarak.  

3.Yaşarken bütün güzellıkler ve zengınlıkler bizim olsa , onu tadabilecek, harcayabilecek ruha sahip olmadıkça boş sahipliktir.  Çünkü bizi mutlu eden; bir şeyin sahibi olmak değil,  tadına varabilmek, keyfini yaşayabilmektir. . 
 4.İyi yaşamak için fazla bekleme. İçinde bulunduğun zamanı yakala ve farket.  Şunu da hiç unutma:Her gün başlı başına bir hayattır.  
 5.Ertelemek,  yaygın bir dikkat bozukluğu belirtisidir. Hatta bunun uzantısı ve geleceğe borçlanmanın ta kendisidir. . . 
6.Acilen ve günü kurtarmak, borçları kapatmak amacı ile çıkarılan yasalar, devlete olan güveni ve inancı ciddi şekilde zedeler.  . 
7.Hayatta en iyi eğitmenler tecrübeli, bilgili, görgülü insanlardır. . 
8.Öğrenme aileden başlar. Ana baba bildiklerini öğretmeye,  çocuklar da yaşamak için,  toplumda ve insan ilişkilerinde gerekli olanları öğrenmeye ailesinden başlar. Yani asıl okul ailedir.  
 9.Çoğumuz, varlığımıza ve karakterimize uygun bir hayat şekli ararız.  Oysa ancak, uzun yıllardan sonra son şeklini alan bir karakterimiz vardır. İşte bizim, öncelikle farkında olmadan,  çıktığımız arayış ,  kendimizi ve kişiliğimizi arayış yolculuğu olmalıdır. 
10.Hayatımız her yönü ile sanki ince bir cam ile örülüdür.  En büyük zaafı da,  beklenmedik bir zamanda, veya hafif bir dokunuşla kırılma özürlü olmasıdır.  
11.Tüm eğitimlerin, gençken, hatta çocuk iken nasıl yaşamamız gerektiğini öğretme ve eğitilmeye odaklanması gerekir.  Aksine hayat geçtikten sonra hiçbir öneri ve eğitim işe yaramıyor.  
  12.Gerçek şudur aslında :, Hepimizin uzun yaşama hayal ve hırsı vardır.  Bu doğrudur. Ancak bilmeliyiz ki,  kaç yıl, ne kadar çok yaşadığımız değil önemli olan. Kesinlikle nasıl yaşadığımızdır.  Huzurlu mu, huzursuz mu. 
13.Var olduğumuz için mutluluk duymaya bakalım.  Bir de , bize şans olarak sunulmuş, diğer var olan canlarımızı hiç unutmayalım. Belki de onlar için ve onların varlığı ile yaşıyoruz. . 
14.    Ben fazla idealize etme yanlısı değilim normal veya sıradan olayları. Ne sinek kötü bir varlıktır.  Ne arı bir kahramandır. Çünkü bütün canlılar hayatta kalma, yaşamayı sürdürme çaba ve dürtüsü ile yaratılmıştır. Ve dediğiniz gibi , süper güçlü,  yaratıcı,  sanatkar olma ihtimalleri de yoktur.  . Arının hiç bir hareketi evrensel beceri hadisesi olamaz.  O bir canlıdır ama sanıldığı gibi , varsayıldığı gibi bilinçli bir eylemci değil kesinlikle.  Bak hayvan biliyor da bu üstün idealleri, biz insanlar hayvan kadar da olamıyoruz iddiasına varmaya can atanlarımız dolu. Oysa, her ikisi ve diğer tüm canlılar, evrensel bir yaratılışın idrakimiz ötesinde kusursuz bir ince ayar çekilmiş , olağanüstü bir sebep sonuç ağının oluşturduğu proje ve tasarımın onbeş milyar öncesinden başlayan ürünüdür.  Kozmolojik ve ona bağlı onunla oluşan her türlü hayatın,ilahi irade ,bilinç ve düşünceye dayalı  muhteşem bir tasarım ve programın eseridir. 
                                                               ??
15-Yaratıcılık, insana,  Yaratan tarafından aşılanmış bir veridir. Sanat dediğimiz bilinçli estetiğin ve uygarlığı borçlu olduğumuz felsefi düşüncenin kaynağı işte bu Tanrısal yaratıcılıktır.
 

Okunma Sayısı: 191