DATÇA'DA SAĞLIKLI VE UZUN YAŞAM.. (6)

Foto: Datça’mızın ilk zabıta amiri dedem Ömer Bircan, eşeğin boynundaki ilk çocuk ben Yusuf Ziya ve sülalemizin diğer çocukları 1958 yılı.Dedem hariç hepimiz sağ ve sağlıklıyız, turp gibiyiz elhamdülillah.Datça’mızın da Dünyada sağlıklı ve uzun yaşam için en elverişli koşulların bulunduğu yerlerden biri olarak seçildiği, 1906 yılında Paris'te toplanan Dünya tıp kongresinde, neler olup bitmiş, kısaca bir göz atalım bakalım. "Paris'te 1906 yılında Gran-Pele'nin (Büyük saray) salonunda toplanan Dünya tıp kongresinde çok büyük hazırlıklar yapılmıştı.Doğumdan ölüme kadar bütün milletlere ait yaşam grafikleri, renkli panolar o zamanın teknolojisine göre filmler, insan ömrünün bilinen tarih devirlerinden beri geçirdiği safhalar Dünyanın değişik ülkelerinden gelmiş en ünlü hekimlerin gözleri önüne serilmişti.""Bu kongreye Osmanlı imparatorluğundan şu hekimler katılmıştı.Hamidiye hastanesi sertabibi İbrahim paşa, Mekteb-i Tıbbiye-i şahane muallimi operatör Cemil paşa hazretleri vs. Tartışılan konu kısaca şuydu.İnsanları daha uzun yaşatmak mümkün mü? İnsanları en uzun yaşatabilecek şartlar nelerdir ? Bu şartlar dünyanın hangi ülkelerinde nerelerde toplanmıştır ? "Hatta ve hatta Kimilerinin "Ulu Hakan", kimilerinin "Kızıl Sultan" dediği dönemin padişahı Sultan II. Abdülhamit Han hazretleri bizzat seçtiği bu heyete şunları söyler.Bizim dinimiz insan ömrünün dünyaya gelişinde levh-i mahfuz (alın yazısı’nda) kayıtlı olduğunu söylerse de, bazı sıhhi tedbirlerle hayatı uzatmak mümkündür. Memalik-i şahanemiz de, muhtelif iklimler, her türlü nebatat, hayvani gıdalar, şifalı sular vardır."Kim ne derse desin Akıllı adammış Sultan Hamit Konuyu Datça’mıza elbette getireceğim de.Rahmetli dedemin fotoğrafını yayınlamışken konuyu biraz sulandıralım Sıcak bir Tebessüm edelim.1982 yılında 85-86 yaşlarında ölen Dedem Zabıta amiri "Bican Omar" yemesine içmesine, sağlığına biraz düşkündü.Bugün 86 yaşında olan mahallemizin genç delikanlısı, Datça’mızın sanatkar ruhlu marangozu oğlu Ergin Bircan'ı gençliğinde, eşekle Hızırşah camisine şifalı olarak bilinen su kaynağına gönderir oranın suyunu içermiş.Dayım Ergin biraz muziptir. Birgün su tenekelerini eşeğin semerine sarmış, Hızırşah eski camisinin yolunu tutmuş.Gençlik bu ya Yolda aklına bir muziplik, yaramazlık gelmiş Yol üstündeki yosunlu kuyulardan birinden tenekeleri doldurmuş. Geriye dönmüş.Dedem Omar Bircan bu sudan kana kana içmiş. Oh be Hızırşah camisinin suyu bir başka oluyor. Ne de olsa mübarek su demiş.

Okunma Sayısı: 355