DATÇA HURMASI (3)

Yukarıdaki fotoğraf, mucizevi doğal özelliklere ve güzelliklere sahip Datça'mız için, insan eliyle yaratılan bir utanç vesikasıdır. 20 yıla varmadan harabeye, hurdaya dönen Datça Postanesi'nin hemen yanı başındaki 4-5 katlı hükümet binasının giriş kapısının önüne dikilen ve kaderine terk edilen iki Datça hurmasını göstermektedir. Bırakın adımızı taşıyan hurmaların perişan halini…
Devletin koskoca hükümet binası 20-25 yılda harabeye dönmüş ve en küçük sarsıntılarda çatlamış, patlamış. Neticede yine devlet eliyle yıktırılmıştır. Ne müteahhidine ne de mühendislerine bunun hesabı sorulmamıştır.
Eskilerin güzel bir lafı vardır: "İmam yellerse cemaat seller" mişşş… Anlayın artık. Ve de kör talihin parmağını bir yerlerimize batırdığı Datça'mızda yıllardır süregelen müteahhitler, komisyoncular, rantiyeciler, şantiyeciler saltanatına hiç sesinizi çıkarmayın. Balık baştan kokuyor…
Datça'mızın her yerini taşıdığı isim nedeniyle süslemesi ve baş tacı edilmesi gereken Datça hurmalarının ilçe merkezindeki şu acıklı, susuz, kimsesiz haline bakıp hep beraber utanalım. Dertler büyük, yama küçük.
Hadi bakalım… Sonu gelmez mahalli ağıtları bırakıp, biraz da bilimsel takılalım. Tabii biraz sulandırarak… Yoksa kimse okumuyor. Kutsal kitabımızın ilk emri "IKRA - Oku" olduğu halde…
Efendim, Datça hurmamızın bilimsel adının "Phoenix theophrasti" olmasının çok çok özel ve güzel bir anlamı var. Hurmamız adını botanik biliminin temellerini atan, hatta babası sayılan antik çağ bilim ve ilim adamı Lesboslu "Theophrastus" (M.Ö. 371-287) tan alıyor…
(Sürecek)19-07-2024

Okunma Sayısı: 297