Atatürk’ü Düşünmeyenler Derneği’nden

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ DATÇA ŞUBE BAŞKANI  BEKİR ŞAHİN İLE GÜZEL BİR SOHBET GERÇEKLEŞTİRDİK.

BEKİR ŞAHİN KİMDİR?
-10 Nisan 1950 yılında Yozgat ili, Şefaatli ilçesinin Arife Köyünde doğdu. 
-1972-1974 yılları arasında, PTT memurluğu yaptı. Memurluğa 5 sene kadar ara verip, tekrar PTT’ye döndü. 
-Daha sonra uzun yıllar yurdun değişik yerlerinde PTT müdürü olarak görev yaptı.
-Datça ilçesinde yine PTT müdürü olarak 5 yıl çalıştı. 2016 yılında emekli oldu. 
-1994 yılından günümüze değin ADD üyesi olan Bekir Şahin, 2018 yılında ADD Datça Şube başkanı olarak görev yapmaktadır.
    
            NASIL BİR ADD ŞUBESİ TESLİM ALDI?
    Bir zamanlar benim de üyesi bulunduğum şube bitirilmişti. Hiç haberleri yokken gerçek Atatürkçüler dernekten atılmıştı. Ben de bunların içindeydim. Bu kara kargaları, bu baykuşları dernekten kovana kadar mücadele ettik. Tekrar üye olarak döndüm. Ancak, bu baykuşlardan kiminin tekrar yönetime seçilmesi üzerine istifa etmiştim. Küçük bir anekdot olarak yazayım dedim.
    Zaten neyin ne olup ne olmadığını sayın Şahin aşağıda anlatıyor.

Orhan Keskinsoy-Sayın Şahin nasıl bir dernek teslim aldınız?

Bekir Şahin: Neyi, nasıl teslim alacağımızı biliyordum. İlk şube başkanlığımda, eski yönetimden bazıları da vardı. Defterler yoktu. Sanki içeriden saboteye gelmişlerdi. Neyi, nasıl teslim alacağımızı biliyordum derken, afaki konuşmuyorum. Üye olduğum dönemlerde 2010-2016 yılları arasında, derneğe uğramak istediğimde, açık bir kapı bulamadım hiçbir zaman.

O.K.-Peki şimdiki yönetimden memnun musunuz?

B.Ş-Hem de çok memnunum. Ama hepimiz epey yorulduk. Artık Datça ADD’ne sahip çıkılmasını istiyoruz. Gençler gelip yönetime girsinler. Bizler ağabeylik yaparız.

O.K-Bildiğim kadarıyla derneğin 400 kadar üyesi vardı eskiden. Siz kaç üye olarak teslim aldınız?

B,Ş-Bize teslim edilen kayıtlarda, 50-60 üyesi vardı. Böyle ikilemde konuşmamın bir nedeni var. Derneğin tüm defterleri mahkemedeydi. Kayıtlar, bilgiler bile bize teslim edilmedi. Yani bir dağınıklık, dağınıklık bile hafif kalır, bir hiçlik söz konusuydu.

O.K-Derneğin maddi durumu neydi?

B.Ş-Çok şükür derneğimizi bir hayırsever bağışladığı için (Sayın Aykanat’a da buradan tekrar sonsuz teşekkür ederim. Mekanı cennet olsun) kira vermiyoruz.
Elektrik, su parası birikmişti. İnternet var, çalışmıyordu. Çünkü kesilmişti. 

O.K-Şu anda durum nedir?

B.Ş-Gerçek 78 üyemiz var. Bu gerçek sözünü bilerek söylüyorum. Derneği darmadağın edenler bir kayıt vermedikleri için, eski sayıyı gerçek olarak bilmiyorum. Borcumuz yok. Ama paramız da yok. Nereden olsun ki.

O.K-Paranız yok. Ama bu ilçede adına yakışan eylemleri, anmaları yapan bir tek siz varsınız. 19 Mayıslarda, Otuz Ağustoslarda, Cumhuriyet bayramlarında, On Kasımlarda, hep siz varsınız, Anmalarda, kutlamalarda. Bunlar epey bir bütçe istiyor. Nasıl karşılıyorsunuz?

B,Ş-Atatürkçü Düşünceye inanmış insanlar sayesinde bunları gerçekleştiriyoruz. Eğer ekonomik durumumuz iyi olsa, merkezi hükümetten ve yerel yönetimlerden destek alsak, Türkiye’de ses getirecek  neler neler yaparız…

    ASIL HEDEFİMİZ DATÇA’YA BİR ÖĞRENCİ YURDU YAPTIRMAK…

O.K-Sayın başkan, istemleriniz ve projeleriniz hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

B.Ş.-Yaklaşık on yıldır, belediyenin kapısını aşındırıyoruz. Şimdiki başkanımız da, ADD’nin eski yöneticilerinden. Bizleri en iyi o anlar. O da biliyor benim istemimi. Çok uzatmadan söyleyeyim; biliyorsunuz, gencecik beyinlerimiz, tarikatların Atatürk düşmanı kimi  yurtlarda Atatürk’ten uzaklaştırılıyor. Biz de karınca kararınca Datça’da bir öğrenci yurdu yaptırmak istiyoruz. Belediyeden isteğimiz bize bir arsa versin yeter. Şu anda paramız yok. Ama belediye bize arsa versin yeter. Bunun finansmanını en kısa sürede sağlarız. Çünkü buna inanan Atatürkçüler sırada bekliyor. Biz de arsa olmadan bir girişimde bulunmuyoruz. Özet olarak. Tüm Datça’ya , Türkiye’ye ve hatta yurt dışına duyuruyoruz;

    ADD olarak Datça’da Öğrenci Yurdu yaptırmak için Belediyeden arsa istiyoruz.
O.K-Sayın başkan son olarak söyleyecekleriniz…
B.Ş.-Bırakın toplumu, üyelerimiz bile bize sahip çıkmıyor. Bize sahip  çıkmasınlar, ziyanı yok. “Atatürk  devrimlerine ve ilkelerine sahip çıksınlar yeter….”