HEYKELTIRAŞ AKSOY : İNSANLIK ANITI’NI YERİNE KOYMAK İSTİYORUM

Kırmızı Kapı Sanat Evi'ndeki söyleşiyi, Belediye Datça Başkanı CHP'li Şener Tokcan ve çok sayıda sanatsever izledi. Sanatçılığı, insanın uzun soluklu kendini bulma çabası olarak tanımlayan Aksoy, "Ben kimim, ne düşünüyorum ve bunu sanatıma nasıl yansıtırımın sorularına yanıt bulmaktır. Başkası değil 'ben'dir önemli olan. Başka hiç kimseye öykünmeden, kendine öykünme meselesidir" dedi.

İLHAM, HAYATIN İÇİNDEN GELİR
Aksoy, kendisinin, 'Politik heykeller yapıyor' diye eleştirildiğini hatırlatırken, şunları söyledi:
Bir takım kişiler beni o köşeye sıkıştırmak istiyor. Ben bir partili de olabilirim. Zamanında TKP'nin de üyesiydim. Ama emir ve komuta ile sanatçının eser ortaya koyması konusunda hiç taviz vermedim. Sanatçının bir öngörüsü vardır, duyarlılığı vardır. Toplumsal sorunluluk da, zorunluluğu beraberinde getiriyor. Mesele, toplumsal olaylara bakışta ne kadar duyarlasın? Bir takım olaylar oluyor, insanları çok ilgilendiriyor. Bir takım dramlar oluyor ve sen bunu boş geçiyorsun, görmüyorsun, Böyle bir şey yok. Sanat duyarlılık meselesi olduğu zaman, hakikatken insani bir durum ise, insanla iletisi varsa, o duyarlılığı göstereceksin."

"MADIMAK ANITINI YAPACAĞIM"
Çalışmalarını yaparken hiçbir zaman konu sıkıntısı çekmediğini vurgulayan Aksoy, heykelleri yaparken zaman dahi bulamadığını söyledi. Aksoy, şöyle konuştu:
“Düşündüklerimi 5-10 yıl sonra yapabiliyorum. Örneğin Sivas olayları 1993'te oldu. Ben o zamandan, bir eser yapmak için çalışmalara başladım. Bu içeriğe uygun bir form bulmak için uğraştım. Bu olayı evrenselleştirecek bir form için çok kafa yordum. Sanat olayı, bir günlük haber niteliğinde olmamalıdır. Sanat, o olayı öyle bir evrensele çıkarırsın ki, bütün nesillere mal olur. Yoksa yapma ki böyle yapanlar var. Bir olayın ertesi günü resmi ya da heykeli yapılıyor. Bir düşünmek gerek. Bu olay nedir, nasıl oldu, niçin oldu, kimler yaptı, kimlere karşı yaptı? Bu olaylar eskiden de var mıydı, yeni mi bunlar? Bütün bu soruları sorduğunda cevaplarını veriyorsun ve ona göre bir form ortaya çıkıyor. Ve ben Sivas olayları konusunda kafamdaki formu 2014'te çözebildim. Madımak Anıtı için tam 22 yıl düşünüp bir form oluşturdum. Şimdi küçük bir maketini yaptım. On misli büyüteceğim. Ve 

Kırmızı Kapı Sanat Evi'ndeki söyleşiyi, Belediye Datça Başkanı CHP'li Şener Tokcan ve çok sayıda sanatsever izledi. Sanatçılığı, insanın uzun soluklu kendini bulma çabası olarak tanımlayan Aksoy, "Ben kimim, ne düşünüyorum ve bunu sanatıma nasıl yansıtırımın sorularına yanıt bulmaktır. Başkası değil 'ben'dir önemli olan. Başka hiç kimseye öykünmeden, kendine öykünme meselesidir" dedi.

İLHAM, HAYATIN İÇİNDEN GELİR
Aksoy, kendisinin, 'Politik heykeller yapıyor' diye eleştirildiğini hatırlatırken, şunları söyledi:
"Bir takım kişiler beni o köşeye sıkıştırmak istiyor. Ben bir partili de olabilirim. Zamanında TKP'nin de üyesiydim. Ama emir ve komuta ile sanatçının eser ortaya koyması konusunda hiç taviz vermedim. Sanatçının bir öngörüsü vardır, duyarlılığı vardır. Toplumsal sorunluluk da, zorunluluğu beraberinde getiriyor. Mesele, toplumsal olaylara bakışta ne kadar duyarlasın? Bir takım olaylar oluyor, insanları çok ilgilendiriyor. 
Bir takım dramlar oluyor ve sen bunu boş geçiyorsun, görmüyorsun, Böyle bir şey yok. Sanat duyarlılık meselesi olduğu zaman, hakikatken insani bir durum ise, insanla iletisi varsa, o duyarlılığı göstereceksin."

"MADIMAK ANITINI YAPACAĞIM"
Çalışmalarını yaparken hiçbir zaman konu sıkıntısı çekmediğini vurgulayan Aksoy, heykelleri yaparken zaman dahi bulamadığını söyledi. Aksoy, şöyle konuştu:
“Düşündüklerimi 5-10 yıl sonra yapabiliyorum. Örneğin Sivas olayları 1993'te oldu. Ben o zamandan, bir eser yapmak için çalışmalara başladım. Bu içeriğe uygun bir form bulmak için uğraştım. Bu olayı evrenselleştirecek bir form için çok kafa yordum. Sanat olayı, bir günlük haber niteliğinde olmamalıdır. Sanat, o olayı öyle bir evrensele çıkarırsın ki, bütün nesillere mal olur. Yoksa yapma ki böyle yapanlar var. 
Bir olayın ertesi günü resmi ya da heykeli yapılıyor. Bir düşünmek gerek. Bu olay nedir, nasıl oldu, niçin oldu, kimler yaptı, kimlere karşı yaptı? Bu olaylar eskiden de var mıydı, yeni mi bunlar? Bütün bu soruları sorduğunda cevaplarını veriyorsun ve ona göre bir form ortaya çıkıyor. Ve ben Sivas olayları konusunda kafamdaki formu 2014'te çözebildim. Madımak Anıtı için tam 22 yıl düşünüp bir form oluşturdum. Şimdi küçük bir maketini yaptım. On misli büyüteceğim. Ve Madımak Oteli'nin oradaki meydana koymak istiyorum. Bu konur konmaz, beni ilgilendirmiyor ama ben o heykeli oraya koymak istiyorum ve bunu göstereceğim." 

"SANATIMA HAKARET ETTİRMEM"
Kars'ta, dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından 'ucube' denilerek yıkılan İnsanlık Anıtı'na da değinen Aksoy, şunları söyledi:
“İnsanlık Anıtını, yerine koymak istiyorum. Hem de o müdahale edilmiş haliyle olmalıdır bu… Bu bir inatlaşma değildir. Bu insanlık onurudur öncelikle, ikincisi sanatın onurudur. Ben sanatıma ve kendi onuruma sahip çıkacağım. Buna hakaret ettirmem. Bu çok normal bir davranış biçimidir. Benimki de çok basit tepkidir. Ama ben kahraman oldum. Aslında dünyanın en normal işini yaptım. Kahraman olmak için değil, onurumu korumak için yaptım. Bundan daha doğalı ne olabilir? Adam senin heykeline hakaret ediyor, başbakan koltuğunda oturuyor diye yıktırabiliyor ve ben susuyorum. 
Bu olamaz. Ben kendime güvenimi, içsel dengemi bozamam. Sonuna kadar direneceğim. Bu çünkü benimle bütünleşmiştir, o heykel benim. Bu karşı duruşu yapmadığım anda, bir daha heykel yapamam. Dik başlılık bir anarşi değildir. Bize hemen bunu yaftalıyorlar. 
Ben, politik sanatçı oluyorum. Politika buysa elbette olacağım. Bir duruşum var."