'YETKİM YOK, BÜT­ÇEM YOK' GİBİ MA­ZE­RET­LER ÜRET­ME­YECEK,PRO­JE­LERİMİZİ HA­YA­TA GEÇİRECEĞİZ”

Cu­mar­te­si günü Mavi Ay Res­to­ran­da basın men­sup­la­rı ile bir araya gelen yar yap­tı­ğı açık­la­ma­da şu ifa­de­le­re de­ğin­di''

Teh­dit değil, mo­ti­vas­yon un­su­ru­yum

Baş­kan­lık sü­re­cin­de nasıl bir yö­ne­tim mo­de­li iz­le­ye­ce­ği­me dair bir hayli soru alı­yo­rum. Ka­fa­mız­da­ki model hem in­sa­ni hem de çok net. Öz­ne­miz ada­let!
Her şey­den önce bir kenti yö­net­me­ye talip olan­lar coğ­ra­fik ik­lim­den çok insan ik­li­mi­ni iyi bil­me­li ve an­la­ma­ya ça­lış­ma­lı. Bu ha­liy­le ada­let, eşit­lik, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü ve ana­ya­sa­ya so­nu­na kadar bağlı bir yö­ne­tim esası ol­maz­sa ol­ma­zı­mız­dır…
Böyle dü­şü­nün­ce hiç­bir si­ya­si fik­rin, inan­cın, etnik köken ve inanç fark­lı­lı­ğı­nın ajan­dam­da yeri yok­tur. Bir­leş­ti­ri­ci ve ay­rım­cı­lı­ğı lü­ga­tin­den çı­kar­mış bir baş­kan ola­rak Datça ken­ti­nin de­mok­ra­si ta­ri­hi­ne ya­kı­şır bir yö­ne­ti­mi esas ala­ca­ğız…
Ce­za­lan­dır­mak değil, mo­ti­ve edici uy­gu­la­ma­lar­la par­ça­la­rın us­ta­ca bir­leş­ti­ril­di­ği bir vit­ray mo­de­liy­le ta­nı­şa­cak Datça. Bunun yanı sıra bu kente hiz­met etmiş hiç­bir ismin üre­ti­mi­ni yok say­ma­yıp başta be­le­di­ye emek­çi­le­ri olmak üzere her­ke­se eme­ği­nin ve ek­me­ği­nin pe­şin­de hu­zur­lu bir hayat sağ­la­ya­ca­ğım. Kad­ro­lu ya da söz­leş­me­li kar­deş­le­ri­min gö­rev­le­ri­ne devam ede­ce­ği, bi­zim­le bir­lik­te çok daha mo­ti­vas­yon­la ça­lı­şa­ca­ğı net…

Kad­ro­muz­da olmak is­te­me­yen­ler için her­han­gi bir ta­sar­ru­fu­muz yok. İnsan­lar ha­ya­ti ge­rek­si­nim­le­ri­nin de­vam­lı­lı­ğı için benim şeref sözü sa­ya­ca­ğı­nız bu yö­ne­tim mo­de­li­ne her za­man­kin­den daha çok ih­ti­yaç du­ya­cak ve te­vec­cüh gös­te­re­cek­tir. Kim­se­nin eme­ği­ne, li­ya­ka­ti­ne ve dü­rüst üre­ti­mi­ne mü­da­ha­le edil­me­yecek, bir teh­dit un­su­ru değil bir mo­ti­vas­yon un­su­ru ola­rak baş­ka­nın gü­ven­ce­siy­le ya­şam­la­rı­na devam ede­cek­ler­dir'' dedi.
Yar, proje ve yön­tem­le­rin­den de uzun uzun bah­se­de­rek, ga­ze­te­ci­le­rin so­ru­la­rı­nı ya­nıt­la­dı.