HALLEDECEĞİZ DİYENLERİN DEĞİL, BEN HALLEDERİM DİYENLERİN KAZANMA ZAMANI GELMİŞTİR!
''Atanan Değil, Seçilen Olacağız! Yine Söz; Gülüşe Gülüşe Kazanacağız''Sebiha ARSLAN: 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Datça Belediye başkan adaylığı için yarışan Gazeteci – Televizyon sunucusu ve Arkeolog Mesut Yar, diğer 10 aday arasından Aytaç Kurt'un aday gösterilmesi sonrası, Pazartesi günü, Datça İlçe Seçim Kuruluna, bağımsız aday başvurusunu yapmış, ertesi gün Cumhuriyet Meydanı'nda saat 18:00' da Datçalılarla bir araya gelerek, belediye başkanlığına bağımsız aday olma kararını ve hedeflerini paylaştı.''Biz "bağımsızlık benim karakterimdir" diyen çok büyük bir önderin, değerli arkadaşlarıyla canını ortaya koyarak kurduğu bir vatanın çocuklarıyız'' diyen Yar, açıklamasında ''Sevgili Datçalı kardeşlerim, Yola çıkarken heybemde bulunan hizmet ve çözüm planlarına onlarca madde daha ekledim. Bu işi tek başına değil, Datçalının yüreğini, güvenini, kaliteli bir kente özlemini ve eksikliklerini gidermek için gösterdiği çabayı ve heyecanı da yanıma alarak, kolektif bir düzende becerebileceğim kanaatine vardım. Dünya görüşü ne olursa olsun, iyiye, güzele, aydınlığa, ilericiliğe, bilime, kardeşliğe, güzel ve güneşli bir Datça'ya inanan herkesle aynı rotada omuz omuza mücadele edeceğiz. Unutmayın bize dayatılan gibi dövüşe dövüşe falan değil, söz verdiğimiz gibi gülüşe gülüşe kazanacağız. Atanan değil, seçilen olacağız! yine söz, qülüşe gülüşe kazanacağız'' dedi.
Bağımsız aday Yar’ın Datça halkına sesleniş açıklamasının devamı ise şu şekilde;
''Sevgili Datçalı hemşerilerim.Bilindiği üzere Datça Belediye Başkan aday adayı olduğum partinin farklı bir teveccühü sonucunda aday gösterilmedim. Zarif davetleriyle beni sahada çalışmaya, Datça'nın ve Datçalının ihtiyaç ve sorunlarını bizzat yerinde görmeye ve çözüm üretmeye çağıran Cumhuriyet Halk Partisi ve tercih ettiği adayına başarılar diliyorum. Dünü geride bıraktığımıza göre zaman yarını inşa etme zamanıdır... Ama bundan daha önemli bir şey var ki, bugün bir yıl önce yaşadığımız büyük yıkımın Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin yıldönümü. On binlerin kaybı, acısı ve anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Deprem ve sonrası unutulacak bir şey değildir. Hele ki yaşadığımız bu coğrafyanın birinci derecede deprem riski taşıdığını düşünürsek hiç değildir. Birbirinden değerli depremzede kardeşlerime tekrar baş sağlığı, sabır ve ihtiyacı olan esenliği diliyorum. Datça olarak bizim de durumumuzu gözden geçirmemiz şarttır ve bu konuda çalışmalarımız çok net ve kararlıdır... Sevgili Datçalı kardeşlerim, büyüklerim; arkadaşlarımla çıktığım bu yol kişisel ikbal ve istikbal planlarıyla yapılmış konforlu bir yol değil, toplumun önceliklerini ve hayat kalitesini dikkate alan bir hayli zorlu bir yoldur. Bu anlamda Datçalının değil, kendi yarattığı düzen ve seçtiği kişilerin devamlığını arzu eden hiçbir kişi ve anlayışla yürünecek bir yol hiç değildir. Şunu peşinen söyleyeyim, Datça doksan dakika süren bir maç olmadığı gibi, rövanşı da yoktur. Hal böyleyken özlemi duyulan Datça sadece mutsuzluğa neden olan öncelik ve şikayetlerini yaşamak zorunda bırakıldığı problemlerin çözümünü olduğu yerden söküp getiren, kötüyü iyiye çevirebilen, bozuğu bir kader değil kötülerin tercihi olarak kabul edip düzeltmeye çalışanlarla yani gerçeğin, hakikatin ve siyasetin üstündeki sessiz çoğunlukla kat edilecek bir menzilde durmaktadır. Datça için uzun yıllardır hayallerin gerçeklere teğet bile geçmediğini biliyorum. Halledeceğiz diyenlerin değil ben hallederim diyenlerin kazanma zamanı gelmiştir. Sevgili kardeşlerim gün bugündür. Saygıdeğer Datçalılar kabul edersiniz ki hizmet üretmek siyaset üretmekten çok daha anlamlı ve hakikatli bir tercihtir. Datça için bugüne kadar taş üstüne taş koyan herkese teşekkür ediyorum. Ama şu son 45 günlük süreçte elini sıktığım, derdini dinlediğim, ihtiyacını anladığım, çareyi dillendirdiğim, çözümü ayağına getirdiğim binlerce Datçalı kardeşimin siyaset dilinin klişeleşmiş vaatleri yerine icraata aç olduğunu gördüm. Yola çıkarken heybemde bulunan hizmet ve çözüm planlarına onlarca madde daha ekledim. Bu işi tek başına değil, Datçalının yüreğini, güvenini, kaliteli bir kente özlemini ve eksikliklerini gidermek için gösterdiği çabayı ve heyecanı da yanıma alarak kolektif bir düzende becerebileceğim kanaatine vardım. Bu bir tercih meselesidir kendimin ve ailemin de yaşadığı bu güzelim kente en güzelini getirmek, hizmete açmak ve yarar sağlamak artık görünebilir bir ufukta durmaktadır. Hal böyleyken Datçalı kardeşlerimin bana kaçamazsın dediği sorumluluktan kaçmak, iki dudak arasında emir beklemek, çaresizlik ve vasatizme teslim olmak, "böyle gelmiş böyle de gidecek" umutsuzluğunda boğulmak yerine elini değil, canını taşın altına koyacak kadrolarla sadece Türkiye ile sınırlı kalmaksızın dünyanın da kıskanacağı bir Datça için çalışmak kaçınılmaz olmuştur. Sen ben, yani biz bu sorumluluktan kaçarsak; sorunlu ve dertleri giderek büyüyecek bir Datça enkazının altında ezilmek durumunda kalacağız. Hayır, bu bizlerin kaderi olamaz. Biz "bağımsızlık benim karakterimdir" diyen çok büyük bir önderin değerli arkadaşlarıyla canını ortaya koyarak kurduğu bir vatanın çocuklarıyız. Bize miras bırakılan bu büyük hazineyi har vurup harman savuranların, "ya bendensin ya da hiç kimsesin" diyen ve sadece kendisinden olanları zenginleştirip diğerinin hakkını sömüren şımarık azınlığın doymak bilmez iştahına teslim etmeyeceğiz. Dünya görüşü ne olursa olsun iyiye, güzele, aydınlığa, ilericiliğe, bilime, kardeşliğe; güzel ve güneşli bir Datça'ya inanan herkesle aynı rotada omuz omuza mücadele edeceğiz. Çözümün son derece basit olduğu konuları bile çözümsüz hale getirenlerin yerine, çözümün kendisini üretenlerin, hakkını yüceltenlerin, yoksulluk ve yoksunluğa hapsolmayacağız diyenlerin Datça'sını siz saygıdeğer Datçalı kardeşlerimizle birlikte inşa edeceğiz. Bunu yaparken ışığımız siyasi amblemler değil içimizdeki hakikat aşkı olacak. Evet, yolumuz kolay değil. Ama unutmayın ki "siz hepiniz ben tek" diyen cesurların da sayısı az değil. Kimse bir diğerini hafife almayacak, kimse Datça'ya hafif muamelesi yapmayacak.Turizmden tarıma, enerjiden sağlam altyapıya, eğitimden sağlığa, temizlikten yasal imara, tarihten kültür ve sanata, adaletten yaşama sevincine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede Datçalının hakkını en iyisini üreterek olması gereken yerin çok daha ötesine taşıyacağız. Datça kimsenin babasının malı değil, Datça bizzat kendini Datçalı hisseden halkın malıdır. Hatta Datça bir mal değil, güzel yarınlara inanan herkesin ortak hazinesidir. Datça halkın kendisi, çocuklarımızın kaygı duymayacağı geleceğidir. Bugün itibarıyla belediyecilik hizmetinde olması gerektiği gibi siyasal tercihlerden uzak ama hepsine de saygılı, halkın her kesimini kucaklayacak, sorun çözmek için çalmadık kapı ve söylenmedik söz bırakmayacak, vaade değil yapılana inanan bağımsız bir belediye başkan adayı Mesut Yar'ı göreceksiniz her yerde. Sokakta, alanda, mahallede, köyde, televizyonda, gazetede, internet sitelerinde kazanan biz ve Datça olacak! Başa değil baş tacı edilmeye ihtiyacı olan tüm Datçalı kardeşlerim için tartışma ve kısır döngülerden uzak, iki aylık çalışma sürecinde birlik ve beraberlik çağrısı yapıyorum. Biliyorum ki Datça'yı sadece Datçalı hissedenin kendisi yönetebilir. Birikimle, bilgiyle, bilimle, çağdaşlık ve çalışkanlıkla bunu rahatlıkla da yapabilir. Yapacaksın Datça, kendin için en iyisini yapa
caksın. Geleceğin için en iyisini seçeceksin ve sen buna layıksın. Unutmayın bize dayatılan gibi dövüşe dövüşe falan değil, söz verdiğimiz gibi gülüşe gülüşe kazanacağız. Atanan değil, seçilen olacağız! yine söz; qülüşe gülüşe kazanacağız'' dedi.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.