“GÜNEŞİ ZAPTEDECEĞİZ GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN!”
Sebiha ARSLAN :Atatürkçü Düşünce Derneği Datça Şubesi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının 104'cü yılı dolayısıyla basın açıklamasında bulundu. Başkan Bekir Şahin ayrıca, 20 Mayıs Cumartesi günü, Bülent Ecevit Kültür Merkezinde saat 19:30 'da başlayacak olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamasına Datça halkını davet etti.
Atatürkçü Düşünce Derneği Datça Şube Başkanı Bekir Şahin tarafından yapılan basın açıklamasında özetle ;
“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millet egemenliğine dayanan tam
bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte daha İstanbul'da düşündüğümüz ve Samsun'da
Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. (...)
Türk'ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet tutsak
yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.
Öyleyse, Ya İstiklâl Ya Ölüm!
İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktır.”
19 Mayıs 1919 sabahı Atatürk ve bir avuç insan, bu karar ve parolayla başlattı bağımsızlık
güneşini zaptetme yürüyüşünü Samsun'dan.
3 yıl 3 ay 22 gün sonra İzmir'de güneşi zapteden bu kutlu yürüyüşün 104. yılında yazık ki,
milletçe yine iç ve dış bedhahlarla boğuşuyoruz. Emperyal güçler ve işbirlikçileri ülkemizi bölme
çabalarını sürdürüyorlar. Kimi zihinler işgal altında. Evet, sorun çok belki, ama “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir
zaman umudumu yitirmedim.” diyen Mustafa Kemal'in Askerleri olarak alabildiğine umutluyuz.
Doğru önderlik, doğru kadrolar ve doğru yol haritası ile tüm sorunları aşacağımıza inancımız tam.
Bu yolda; hiç yanılmayan ve kandırılmayan değişmez önderimiz Atatürk'ün rehberliğine, başarısı
kanıtlı Kemalizm'in doğruluğuna, Ulusumuzun bağımsızlık aşkına ve Laik Cumhuriyet bağlılığına,
104 yıl önceye göre daha eğitimli ve zengin insan kaynağımıza, kahraman kadınlarımıza,
vatansever gençlerimize ve 342 şubesi, 55 temsilciliği, on binlerce üyesiyle Kemalizm'in namus
sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti'ne ulaşma
kararlılığındaki Atatürkçü Düşünce Derneği örgütümüze güveniyoruz.
2
30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi sonrası, Saray hükümetinin ordusunu terhis ve silahlarını
emperyalistlere teslim etme emrine uymaya karakterinin elvermediğini, İngilizler İskenderun'a
çıkarsa silahla karşılık vereceğini bildirdiği için komutanı olduğu Yıldırım Orduları'nın lağv edilmesi
üzerine 13 Kasım 1918 günü İstanbul'a gelen Mustafa Kemal Paşa, Boğaz'a demirlemiş
emperyalist donanmasını gördüğünde “Geldikleri gibi giderler” demişti. O gün için kimilerine
gerçekleşmesi olanaksız görünen bu sözler, bir hayale değil, cesaret, vatan sevgisi ve Ulusa
güvenden kaynaklanan “Ya İstiklâl Ya Ölüm” parolasına, akıl ve bilimle örülmüş kurtuluş ve
kuruluş ideolojisinin haklılık ve tutarlılığına dayanıyordu. Havza Tamimi ve Amasya Genelgesinden
Erzurum Kongresi'ne, Sivas Kongresi'nden Büyük Millet Meclisi'ne, Birinci ve İkinci İnönü'den
Sakarya ve Dumlupınar'a, İzmir'den Mudanya ve Lozan'a, Cumhuriyet'ten Aydınlanma
Devrimleri'ne, Montrö'den Hatay'a hep Tam Bağımsız Türkiye hedefine kilitlenmiş bu haklı ve
tutarlı ideoloji (Kemalizm) izlenmiştir. Nitekim Atatürk bu gerçeği, 9 Mayıs 1935 günü 4. CHP
Kurultayı'nda “Bizim 19 Mayıs 1919'dan bugüne kadar yaptıklarımız, yapmakta olduklarımız,
gelecek tasavvurlarımız ve devrimlerimizin esası Kemalizm Prensipleridir.” sözleriyle tarihe
kaydetmiştir.
Dünyanın gördüğü en haklı, en ahlâklı, en namuslu Ulusal Bağımsızlık Savaşını veren Kuvayı
Milliyecilerin önü işgalciler kadar, işbirlikçileri Vahdettinler, Damat Feritler, Dürrizadeler, Ali
Kemaller, Anzavur Ahmetler ve gerici isyancılar tarafından da kesilmek istendi. Tıpkı Kurucu Genel
Başkanımız, Ak Saçlı Bilgemiz Prof. Dr. Muammer Aksoy'un derneğimizi kurduktan 8,5 ay sonra
emperyalizm işbirlikçisi çetelerce katledilmesi, ülkemizin ilk kadın ilahiyat akademisyeni,
kurucumuz Doç. Dr. Bahriye Üçok'un, “Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin
öncülüğüdür” diyen Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın yine aynı
çetelerce paramparça edilmeleri, 42. Jandarma Genel Komutanımız, 12. Genel Başkanımız Şener
Eruygur ve birçok yöneticimizin iktidar destekli FETÖ kumpas davaları ile zindana atılmaları ile
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin önünün kesilmek istenmesi gibi. Ancak ne 100 yıl öncenin
emperyalistleri ve uşakları başarabildiler, ne de bugünkü torunları başarabilecekler...
Ulusal Bağımsızlık savaşçıları için yurdun her köşesinde kurulan Müdafaa-i Hukuk ve Reddi
İlhak cemiyetleri nasıl umut ışığı olmuşsa, bugün de Atatürkçü Düşünce Derneği günümüz
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olma bilinci ile Atatürk'ten aldığı görevinin başında,
Ulusunun hizmetindedir.
1919 Mayıs'ının 19'unda Samsun'dan yola çıkanların izinde güneşi yine zaptedeceğimize
yürekten inanıyoruz. Biliyoruz çünkü; tarihin en büyük devrimcisi Atatürk'ü hiç yanıltmadı Türk
Ulusu, yine yanıltmayacaktır.
3
''Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!''
Boyunlarında Vahdettin'in idam fermanları ile bu toprakları vatan ve Türkiye Cumhuriyeti'ni
yoktan var eden Büyük Atatürk ve Kemalist Devrimcileri minnet ve şükranla anıyor, 34 yıl önce
Atatürkçü Düşünce Derneğimiz'i kuranlardan ve bugünlere taşıyanlardan ebediyete intikal
edenleri saygıyla yad ediyor, yaşamlarını sürdürenlere sağlık ve esenlik diliyoruz.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Ve Gençlik Ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun.
Yaşasın Tam Bağımsız Ve Gerçekten Demokratik Türkiye!
Saygılarımızla...ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği
Genel Merkezi – Datça Şubesi’’.
Atatürkçü Düşünce Derneği Datça Şube Başkanı Bekir Şahin tarafından yapılan basın açıklamasında özetle ;
“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millet egemenliğine dayanan tam
bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte daha İstanbul'da düşündüğümüz ve Samsun'da
Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. (...)
Türk'ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet tutsak
yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.
Öyleyse, Ya İstiklâl Ya Ölüm!
İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktır.”
19 Mayıs 1919 sabahı Atatürk ve bir avuç insan, bu karar ve parolayla başlattı bağımsızlık
güneşini zaptetme yürüyüşünü Samsun'dan.
3 yıl 3 ay 22 gün sonra İzmir'de güneşi zapteden bu kutlu yürüyüşün 104. yılında yazık ki,
milletçe yine iç ve dış bedhahlarla boğuşuyoruz. Emperyal güçler ve işbirlikçileri ülkemizi bölme
çabalarını sürdürüyorlar. Kimi zihinler işgal altında. Evet, sorun çok belki, ama “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir
zaman umudumu yitirmedim.” diyen Mustafa Kemal'in Askerleri olarak alabildiğine umutluyuz.
Doğru önderlik, doğru kadrolar ve doğru yol haritası ile tüm sorunları aşacağımıza inancımız tam.
Bu yolda; hiç yanılmayan ve kandırılmayan değişmez önderimiz Atatürk'ün rehberliğine, başarısı
kanıtlı Kemalizm'in doğruluğuna, Ulusumuzun bağımsızlık aşkına ve Laik Cumhuriyet bağlılığına,
104 yıl önceye göre daha eğitimli ve zengin insan kaynağımıza, kahraman kadınlarımıza,
vatansever gençlerimize ve 342 şubesi, 55 temsilciliği, on binlerce üyesiyle Kemalizm'in namus
sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti'ne ulaşma
kararlılığındaki Atatürkçü Düşünce Derneği örgütümüze güveniyoruz.
2
30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi sonrası, Saray hükümetinin ordusunu terhis ve silahlarını
emperyalistlere teslim etme emrine uymaya karakterinin elvermediğini, İngilizler İskenderun'a
çıkarsa silahla karşılık vereceğini bildirdiği için komutanı olduğu Yıldırım Orduları'nın lağv edilmesi
üzerine 13 Kasım 1918 günü İstanbul'a gelen Mustafa Kemal Paşa, Boğaz'a demirlemiş
emperyalist donanmasını gördüğünde “Geldikleri gibi giderler” demişti. O gün için kimilerine
gerçekleşmesi olanaksız görünen bu sözler, bir hayale değil, cesaret, vatan sevgisi ve Ulusa
güvenden kaynaklanan “Ya İstiklâl Ya Ölüm” parolasına, akıl ve bilimle örülmüş kurtuluş ve
kuruluş ideolojisinin haklılık ve tutarlılığına dayanıyordu. Havza Tamimi ve Amasya Genelgesinden
Erzurum Kongresi'ne, Sivas Kongresi'nden Büyük Millet Meclisi'ne, Birinci ve İkinci İnönü'den
Sakarya ve Dumlupınar'a, İzmir'den Mudanya ve Lozan'a, Cumhuriyet'ten Aydınlanma
Devrimleri'ne, Montrö'den Hatay'a hep Tam Bağımsız Türkiye hedefine kilitlenmiş bu haklı ve
tutarlı ideoloji (Kemalizm) izlenmiştir. Nitekim Atatürk bu gerçeği, 9 Mayıs 1935 günü 4. CHP
Kurultayı'nda “Bizim 19 Mayıs 1919'dan bugüne kadar yaptıklarımız, yapmakta olduklarımız,
gelecek tasavvurlarımız ve devrimlerimizin esası Kemalizm Prensipleridir.” sözleriyle tarihe
kaydetmiştir.
Dünyanın gördüğü en haklı, en ahlâklı, en namuslu Ulusal Bağımsızlık Savaşını veren Kuvayı
Milliyecilerin önü işgalciler kadar, işbirlikçileri Vahdettinler, Damat Feritler, Dürrizadeler, Ali
Kemaller, Anzavur Ahmetler ve gerici isyancılar tarafından da kesilmek istendi. Tıpkı Kurucu Genel
Başkanımız, Ak Saçlı Bilgemiz Prof. Dr. Muammer Aksoy'un derneğimizi kurduktan 8,5 ay sonra
emperyalizm işbirlikçisi çetelerce katledilmesi, ülkemizin ilk kadın ilahiyat akademisyeni,
kurucumuz Doç. Dr. Bahriye Üçok'un, “Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin
öncülüğüdür” diyen Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın yine aynı
çetelerce paramparça edilmeleri, 42. Jandarma Genel Komutanımız, 12. Genel Başkanımız Şener
Eruygur ve birçok yöneticimizin iktidar destekli FETÖ kumpas davaları ile zindana atılmaları ile
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin önünün kesilmek istenmesi gibi. Ancak ne 100 yıl öncenin
emperyalistleri ve uşakları başarabildiler, ne de bugünkü torunları başarabilecekler...
Ulusal Bağımsızlık savaşçıları için yurdun her köşesinde kurulan Müdafaa-i Hukuk ve Reddi
İlhak cemiyetleri nasıl umut ışığı olmuşsa, bugün de Atatürkçü Düşünce Derneği günümüz
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olma bilinci ile Atatürk'ten aldığı görevinin başında,
Ulusunun hizmetindedir.
1919 Mayıs'ının 19'unda Samsun'dan yola çıkanların izinde güneşi yine zaptedeceğimize
yürekten inanıyoruz. Biliyoruz çünkü; tarihin en büyük devrimcisi Atatürk'ü hiç yanıltmadı Türk
Ulusu, yine yanıltmayacaktır.
3
''Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!''
Boyunlarında Vahdettin'in idam fermanları ile bu toprakları vatan ve Türkiye Cumhuriyeti'ni
yoktan var eden Büyük Atatürk ve Kemalist Devrimcileri minnet ve şükranla anıyor, 34 yıl önce
Atatürkçü Düşünce Derneğimiz'i kuranlardan ve bugünlere taşıyanlardan ebediyete intikal
edenleri saygıyla yad ediyor, yaşamlarını sürdürenlere sağlık ve esenlik diliyoruz.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Ve Gençlik Ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun.
Yaşasın Tam Bağımsız Ve Gerçekten Demokratik Türkiye!
Saygılarımızla...ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği
Genel Merkezi – Datça Şubesi’’.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- "Aydınlanma Döneminden Türk Eğitim Sistemine Yeni Bir Soluk: 21. Yüzyıl Çağdaş Türkiye Eğitim Modeli" OKUYUCUSU İLE BULUŞUYOR
- 8. ULUSLARARASI MUĞLA ARICILIK VE ÇAM BALI KONGRESİ GERÇEKLEŞTİ
- OTİZMLİ ÇOCUĞA ŞİDDET DAVASI ERTELENDİ
- UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE; 5 AYRI OPERASYON, 2 TUTUKLAMA
- Parti Muğla Milletvekili Yakup Otgöz, TBMM Genel Kurulu’nda DEM Partisi’nin Meclis Araştırması Açılması Önerisi’nin aleyhinde AK Parti Grubu adına konuştu
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.