DATÇA YARIMADASI GERİLİYOR
GÜNDEMSebiha ARSLAN : SANTORİNİ ADASI SİSMİK AKTİVİTE VE OLASI RİSK DEĞERLENDİRME TOPLANTISI AFAD’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. Ege Denizi'ndeki depremler art arda meydana gelmeye devam ederken, Santorini adası sismik hareketliliğinin, olası depremin, Datça ve Bozburun yarımadasında tsunamiye yol açabileceği belirtiliyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) Ege Denizi Santorini Adası Sismik Aktivite ve Olası Risk değerlendirme toplantısı, gerçekleştirildi. Olası bir tsunami ve acil durumlar için, Muğla İzmir ve Aydın’ a mobil siren sistemi sevk etti. AFAD'ın kurduğu sistem, bölge halkını olası tehlikelere karşı hızlı ve etkin bir şekilde uyaracak. Mobil İkaz Alarm sistemi, Datça’ da var olduğu için yeni bir kurulum yapılmadı.
Ege'de devam eden deprem fırtınasının büyük kırılmaya neden olup olmayacağı endişesi yaşanırken, Datça ve Bozburun için önemli uyarı geldi.
Edinilen bilgiye göre; Santaroni - Amorgos adaları arasındaki deprem aktivitesinin tektonik kaynaklı olduğunu ifade eden Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Semir Över, Afrika levhasının gerildiğini belirterek, "Datça ve Bozburun yarımadaları ve civarında deprem riski artmış durumda" dedi.
Över; "Ege Denizi’nin güneyinde yer alan Helenik Yayı boyunca Afrika levhasının kendine doğru kıvrılarak dalması Ege ve Batı Anadolu’da gerilime neden oluyor. Datça ve Bozburun yarımadalarında yaptığımız saha çalışması (fay kinematik analizi) ve deprem analizi sonucunda bölgenin Pliny-Strabo Zonu boyunca etkin olan Afrika levhasının yitim sürecine bağlı olarak gelişen gerilmesinin etkisi altında olduğunu saptadık." Ege'de deprem endişesi, en riskli yerler Datça ve Bozburun.
Haberglobal.com.tr' de konuşan, İskenderun Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Jeofizik Mühendisi Över, "Sismik boşluk olarak nitelendirdiğimiz Datça ve Bozburun yarımadaları ve civarında deprem riski artmış durumda. Herkes, Santaroni- Amorgos hattına odaklanmış durumda ancak Datça, Bozburun yarımadasındaki deprem riski göz ardı edilmemeli" dedi.
İki Yunan adasının çevresinde yaşanan depremleri de yorumlayan Prof. Dr. Semir Över, "Meydana gelen depremlerin volkanik veya tektonik kaynaklı olduğunu belirlemek için gaz çıkışı, su ısısının artması gibi durumların belirgin olması gerekir. Ancak bu belirtiler henüz gözlemlenmiş değil. Depremlerin dağılımları ve odak mekanizmaları da son derece önemli. Deprem gözlem istasyonlarının 4 ve daha büyük depremlerin odak çözüm mekanizmasına bakıldığında sarsıntıların, normal fay sistemi ile ilişkili olduğu görülüyor. Bölgedeki, deprem aktivitesinin tektonik kaynaklı olduğu söylemek mümkün. Batı Anadolu, Ege Bölgesi ile Helenik-Kıbrıs yayları boyunca Afrika levhasının Anadolu-Ege Blokunun altına dalarak gerilme ve strese neden olduğunu, bölgedeki depremler söz konusu levhaların göreceli hareketleri sonucunda meydana geliyor. Sarsıntıların, öncü deprem olup olmadığını büyük deprem olmadan söylememiz mümkün değil. Ancak her koşulda önlem alınması gerekir. 2017 yılında Biga yarım adasının güneyinde Ege kuzey sınırında 3 ay süren yoğun sismik aktivitenin sonrasında büyük deprem meydana gelmemişti. Ancak, bu söylediğim; Ege’de devam etmekte olan deprem fırtınasının büyük yıkıcı bir depreme neden olmayacağı anlamına da gelmez."
TSUNAMİ OLUR
Över "Santaroni ve Amorgos'daki depremlerin direkt olarak ülkemize etkisi olmamakla birlikte, büyük bir deprem sahillerimizde şiddetli sarsıntı ve tsunamiye neden olur. Gerek günümüzde olan depremler gerekse 9 Temmuz 1956 yılında meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki deprem odak mekanizma çözümleri bölgenin gerilme etkisi altında olduğuna işaret ediyor’’ dedi.
SANTORİNİ ADASI SİSMİK AKTİVİTE VE OLASI RİSK DEĞERLENDİRME TOPLANTISI AFAD’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Öte yandan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, olası bir tsunami ve acil durumlar için Muğla, İzmir ve Aydın’ a mobil siren sistemi sevk etti. AFAD'ın kurduğu sistem, bölge halkını olası tehlikelere karşı hızlı ve etkin bir şekilde uyaracak.
Ege Denizi'ndeki depremler art arda meydana gelmeye devam ederken Santorini adası sismik aktivite ve olası risk değerlendirme toplantısı AFAD' da gerçekleştirildi.
Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada önemli detaylar dikkat çekti.
Açıklamada, "İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu başkanlığındaki değerlendirme toplantısında; Ege Denizi Santorini Adası ve civarında 28 Ocak 2025 tarihinden itibaren görülen sismik aktivite sonucu meydana gelebilecek muhtemel daha büyük bir deprem, tsunami veya bir volkanik patlamanın ülkemiz kıyıları için oluşturabileceği tehlikeler, alınan önlem ve hazırlıklar AFAD, MTA, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, uzman bilim insanları ve araştırmacılarla değerlendirildi" denildi.
Açıklamanın devamında ise şu detaylar yer aldı;
"Deprem fırtınası şeklinde gelişen bölgedeki aktivite sonucunda, 7 Şubat 2025 tarihi itibarıyla 3'den büyük deprem sayısı 761'e ulaştı. Kaydedilen en büyük deprem 5,2 Mw büyüklüğündedir. Depremler Santorini Adası'nın yaklaşık 25 km kuzeydoğusunda artış göstermekte ve derinlikleri 5 km ile 25 km arasında değişmektedir. Ülkemiz kıyılarına en yakın deprem 140 km mesafededir. Depremler Güney Ege Volkanik Ada yayındaki Santorini Adası'nın 6,5 km kuzeydoğusunda bulunan su altı kratere sahip Kolumbo volkanının olduğu bölgede yoğunlaşmaktadır.
2011-12 YILLARINDA DA SİSMİK AKTİVİTE YOĞUNLUĞU YAŞANDI
Bölgede bilinen en son volkan patlaması 1950 yılında gerçekleşmiştir. Santorini Adası'nın kuzeydoğusunda yer alan denizaltındaki diri Yamurgi (Amorgos) fayı üzerinde 1956 yılında 7,5 Mw büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Bölgede halen devam eden sismik aktivitenin olası bir volkanik hareketliliğe yol açma olasılığı az da olsa bulunmaktadır. Bununla birlikte 2011-2012 yıllarında da benzer bir sismik aktivite yoğunluğu aynı bölgede 14 ay boyunca yaşanmış, ancak herhangi bir volkanik aktiviteye yol açmamıştır.
TÜRKİYE İÇİN TEHLİKESİ NEDİR?
Olası bir patlama sonucu tarihsel kayıtlarda olduğu gibi volkandan çıkan ince taneli volkanik kül malzemesinin havadan rüzgâr ile taşınması ya da deprem sonrası olabilecek tsunami gibi tehlikelerin etkileri ülkemize kadar ulaşabilir.
MOBİL SİREN SİSTEMİ SEVK EDİLDİ
Sismik aktivitenin yoğunlaşmaya başladığı andan itibaren AFAD Deprem Danışma Kurulu, MTA Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile ülkemiz bilim insanlarından oluşan ve olayı farklı açıdan sürekli takip eden bir kurul oluşturulmuştur. İzmir, Aydın ve Muğla illerine olası tsunami ve acil durumlarda bölge halkına uyarılarda bulunmak amacıyla mobil siren sistemi sevk edilmiştir.
ACİL DURUMLAR İÇİN SİSTEM HAZIR
Haber alma ve yayma sistemi üzerinden olası acil durumlarda vatandaşlarımıza SMS mesajları iletebilecek mevcut sistemimiz hazır bulunmaktadır. İzmir, Aydın ve Muğla Valilikleri emrine; Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Sivas ve Samsun İl AFAD Müdürlüklerinden takviye personel ve ekipman görevlendirmesi yapılmıştır. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Tsunami Uyarı Sistemi ile AFAD Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi (AYDES) entegrasyonu yapılmış ve bu sayede gelecek tsunami uyarısı doğrudan tüm AYDES kullanıcılarına ve bölgedeki vatandaşlarımıza ulaştırılabilecektir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından olası bir volkanik hareketlilik durumunda çıkabilecek volkanik gaz ve külün atmosferdeki dağılımını ve hareket yönünü analiz etmek için günlük rapor hazırlanmaktadır. Aynı zamanda bölgedeki AFAD İl ve Birlik Müdürlükleri teyakkuza geçirilerek hazırlıklar yapılmış olup bölgedeki destek iller hazır halde bekletilmektedir.
10 Şubat'tan itibaren AFAD, MTA, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesi ile Deprem Danışma Kurulu ve bilim insanlarından oluşan bir heyet, AFAD koordinasyonunda bölgede bulunan illerde (Muğla, Aydın ve İzmir) bilgilendirme toplantıları gerçekleştirecektir.
Yunanistan'daki üniversiteler ve araştırma kurumları ile bilimsel anlamda bilgi alışverişi yapılmaktadır.
VATANDAŞLARA DEZENFORMASYON UYARISI
AFAD, MTA, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem Danışma Kurulu, ülkemiz bilim insanları ve araştırmacılar sismik aktiviteyi, deprem, volkanizma ve tsunami tehlikeleri açısından AFAD ile koordineli bir şekilde takip etmektedir. Vatandaşlarımızın sosyal medyada oluşan dezenformasyon içerikli paylaşımlara itibar etmemeleri, doğru bilgi için resmi kaynakları takip etmeleri rica olunur”
İlginizi Çekebilir